Bölüm 54

2.1K 134 30
                                    

Derin bir nefes aldım ve hala banyoda duran Tom'u beklemeye artık devam edemedim.

Yerimden kalktım ve banyoya ilerleyip kapıyı açtım.

Ellerini lavabonun kenarına yaslamış ve başını öne eğmiş öylece duruyordu. "Tom? Bunca zamandır bu şekilde mi duruyorsun gerçekten?"

Tom cevap vermeden aynadan bana baktı. 

"Tom, konuştuğumuz konu mu?"

"Sana bu kadar içimi açmaktan nefret ediyorum. Ve tekrar sana bu karşı bu kadar yumuşak olmaktan nefret ediyorum."

Bıkkınlıkla bir nefes verdim  ve Tom'u biraz ittirip lavabo ile arasına girdim. "Tom. Bunları aşman gerektiğini biliyorsun değil mi? Daha kaç kere sana karın olduğumu hatırlatmam gerek? Bir ölüm yiyene böyle davranmışsın gibi konuşma."

"Kendimi senin yanında farklı biriymişim gibi hissediyorum."

"Öylesin. Ama benim yanımda. Sadece benim yanımda." Biraz duraksadım ve dudaklarımı hafifçe ısırdım. "Belki de artık Mattheo'nun da yanında davranmalısın."

Tom kaşlarını hafif bir şekilde çattı. "Mattheo?"

Kafamı salladım. "Adının Mattheo olmasına karar verdim. Nasıl ama? Yine ve yine şaşırtmayacak şekilde mükemmel bir isim bulmuşum değil mi?"

Tom kafasını aşağı yukarı salladı ve bana yaklaşıp alnımı öptü. "Mükemmel. Bunu gidip ona söylemeye ne dersin?"

Bir an duraksadım ve gerginlikle gülümseyip ellerimi karnının üzerine koydum. "Nerede o bebekler ne anlar diyen Tom Riddle? Yanlış hatırlamıyorsam geçenlerde bana böyle bir şey denilmişti."

"O benim bebeğim. Diğerleri gibi olacağını düşünmedin herhalde."

Gözlerimi devirdim. "Bebek bebektir Tom. Senin olup olmaması pek ilgilendirmiyor şuan onu."

"Eğer yanlış hatırlamıyorsam sende bu söylemime karşılık saçmalama demiştin. Yanlış mıyım?"

"Of! İyi gidiyorum. Sende sığınağından çık ben gelene kadar." Tom'un kolları arasından çıkacakken izin vermedi kollarını lavabonun üzerinde tutmaya devam etti. "Tom çekilsene."

Tom bir şey demeden üzerime eğildi ve sertçe dudaklarıma yapıştı. "Şimdi gidebilirsin."

Gözlerimi devirip kollarından sıyrıldım ve banyodan çıktım. Aynanın önünde bir süre kendime baktım ve her zamanki gibi güzel olduğumu görünce odadan çıktım.

Kendimi hala iyi hissettiğim söylenemezdi fakat Tom'un konuşması sebepsizce kendimi iyi hissettirmişti. Tom'a bebek konusunda hala güvendiğim söylenemezdi. Yani yine öldürürse? Ya planları için yaptıysa? Aklımdaki soru işaretlerini ancak Tom'un Mattheo'ya olan davranışları cevaplayabilirdi. 

Artık olan olmuştu. Tom yine bildiğini yapmış, iş işten geçmişti. Sonuç olarak ikimizin bir bağı vardı. 

Benim bir zamanlar çok istediğim.

Ona yetebilecek miydim? Neden yetemeyeyim ki? Annesiydim ne de olsa. 

Ben bunları düşünürken kapının önünde beklediğimi fark edip elimi yavaşça kapının kulpuna attım.

Uyuyor muydu? Ya uyandırırsam? Etrafa boş boş bakındım ve en sonunda yavaş yavaş kapıyı açıp sessizce odaya girdim.

Yattığı yerde kafasını sağa sola çevirip etrafa bakmaya çalışıyordu. 

Sırıttım ve yattığı yere doğru ilerledim. "Sen uyumadın mı hala?" Elimi karnına doğru götürdüm ve aşağı yukarı yavaş hareketlerle ileri geri yapmaya başladım. "Umarım deliksiz uyuyan bir bebek olursun."

Lord & Lady || Tom Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin