4| Savaştan Bir Parça Arzu

221 27 9
                                    

"Hayır Jimin, bana acil ev lazım."

Kendi kendine konuşmaya devam ederken aklı dalgın denilebilecek kadar düşünceliydi. Bu yüzden Jimin'in "Yurt falan mı?" Diyişini duymamıştı.

"Böyle bir ev olabilir." Diyerek yanından geçmekte oldukları müstakil evi gösterdi Jungkook. Bu tarz evler en azından efendi Sangsu'nun evine biraz da olsa benziyordu. Jimin bunu yadırgamadı, fakat uygun fiyatta ve kendi evine yakın bir yer olup olmadığını düşünüyordu.

"En iyisi bir süre yurtta kalman olacak gibi görünüyor Jungkook." Dedi Jimin düşünceli bir edayla. Taşınma işi bitene kadar zaten yurtta kalması gerekecekti fakat ortada taşınılacak bir evin olmayışı yüzünden ev bulana kadar yurtta kalması daha iyi bir seçenekti.

"Olabilir." Diye mırıldandı Jungkook. Zaten okul kıyafeti ve bir kaç eşyası dışında pek fazla bir şey yoktu. Kişisel ihtiyaçları için bir bavul yeterliydi.

"Ya da..." dedi Jimin dalgın bir edayla. Daha ilk gün olmasına rağmen Jungkook'u fazlasıyla sevmişti ve bu yüzden seve seve onunla ilgileniyordu. "Benimle birlikte yaşayabilirsin?" Dedi bu sefer sorar gibi.

İçten içe Jungkook'un bu fikri kabul etmesini istiyordu. Ailesiyle arası pek iyi değildi ve bu yüzden tek başına bir evde yaşıyordu, yanlızdı, ve bu onlar için en uygun fırsattı. Normalde doğru bulmayacağı bir algıydı, sonuçta Jungkook'la daha bugün tanışmış ve arkadaş olmuşlardı fakat sanki aradan yıllar geçmiş gibi hissediyordu. Onun kötü biri olduğunu düşünmüyordu.

Jungkook tebessüm ederek başını salladı. "O zaman çabucak eşyaları yerleştirelim, sonradan çok zahmet olur. Ve kirayı bölüşürüz."

Jimin buna itiraz etmedi. Maddi anlamdan aldığı tek destek ona gönderilen üç kuruş para ve yarı zamanlı işinden aldığı maaştı. Bu yüzden gülümseyerek Jungkook'un koluna kolunu geçirerek yürümeye devam etti.

"Sana en güneşli odayı vereceğim!" Dedi Jimin neşeyle. Hayatından birçok insan gelip geçmişti, birçok kez kırılmış, çocuksu tavırları dolayısıyla yargılanmıştı. Bu sebepten dolayı hal ve hareketlerini değiştirmeye hep çok çalışmıştı, lakin ne yazık ki onun özü buydu ve hiçbir şekilde kendine engel olamıyordu. Onu kabul eden birinin böyle kabul etmesini istiyordu. Aynı şeyi yeni arkadaşı Jungkook için de umuyordu.

"Sen güneşi daha çok seversin bence, hem ben düzenini bozmayayım. Boş bir oda versen yeterli, öyle çok seçici biri değilim." Diyerek tebessüm etti. Ortaya çıkan gamzeleri onda fazlasıyla tatlı bir görüntü yaratıyordu. "Emin misin? " diye sordu Jimin tereddütle, daha fazla yanlız kalmak istemezmiş gibi. Bu yüzden yeni arkadaşı için elinden gelen tüm olanakları kullanmak istiyordu, en azından biraz daha olgun olmak istiyordu.

Jungkook yanında ezilip büzülen yeni arkadaşına bakarken içi şefkatle doldu. Dudakları arasından neşeli bir kıkırtı çıkarken kolunu omzuna atarak "Eminim " dedi.

"Hadi o zaman, yeni evini görelim. Umarım beğenirsin!"

§

"Burası çok güzelmiş, hem bahçesi de geniş, tam bana göre."

Jungkook etrafı beğeniyle süzerken evin arka bahçesi olduğunu görünce içten içe sevinmişti. En azından efendi Sangsu'bun öğrettiği bazı yoga çeşitlerini ve meditasyonlarını orada uygulayabilirdi. "Şimdilik çantanı bırak, ben sana giymen için bir şeyler vereyim."

Jimin içeri girerken Jungkook gözlerini bir tur daha etrafta gezdirerek salon olduğunu tahmin ettiği yere girdi. Beyaz ve ahşaptan oluşan evin içini yeşil bitkiler süslüyordu, fakat aralarda kaynayan renkli eşyalar her ne kadar bastırmaya çalışsa da Jimin'in zevkini ortaya çıkarıyordu.

De l'enferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin