16|Mühürü almak

113 17 32
                                    


Lambalar çoktan sönmüştü.

Parmak uçlarım gerginlikle kıvrılıp duruyordu ve nefeslerim oldukça hızlıydı. Kendimi kaybetmiş gibi hissediyordum, buradan bir an önce defolup gitmek istiyordum ama elime gelen son şanstı bu.

Parmak uçlarım bu koridorda bulunan son iki odadan birinin kapısını daha kavrarken, heyecanlıydım. Sona yaklaşmıştık. Taehyung'un henüz hiçbir şeyden haberi yoktu ama ben her şeyi karşıma almaktan çekinmemiştim. Aramızdaki bu karmaşık ilişkiye bir üçüncü kişi dahil olduğu için zaten oldukça sinirliydim. Ve bu sinir zehirli düşünceleri kafama sokup duruyordu. Kurtların soyunu bitirme düşüncesi beynimde cirit atsa dahi Jimin ve Wooyoung'un varlığı bu düşünceyi hızla kafamdan silmeme neden oluyordu. Taehyung'u öldürmek istiyordum. Boynuna parmaklarımı sarmak ve onu nefessiz bırakmak istiyordum. Beni umutlandırıp durduğu için ondan nefret ediyordum.

Titrek bir nefes verdim ve odaya adımlamaya başlarken ufak bir büyüyle cılız bir ışık yarattım. Görüntü netleştiğinde karşıma üzeri çarşaflarla kapatılmış portreler çıktı. Duvara asılı olanlarda vardı fakat dikkatimi en çok üzeri kapalı olanlar çekmişti. Oda genel olarak kahverengiye boyanmış duvarlardan oluşuyordu ve küçük, gösterişsiz, bir lambası vardı. Yerimde duramayarak yavaş ve sessiz adımlarla bana en yakın olan portrenin yanına gittiğimde, tereddütle kaldım. Parmak uçlarım avucuma doğru kıvrılırken, gözlerim karmaşık bir şekilde odanın içini turladı. Fakat kendime tekrar düşünme hakkı vermeden hızlıca örtüyü kaldırdım. Odanın temiz olması sebebiyle yüzüme toz falan gelmemişti.

"Bu..." Diye fısıldarken göğsüm aceleci nefesler yüzünden inip kalkıyordu. Parmak uçlarım bu sefer portrenin pürüzlü yüzeyiyle buluşunca kaçıncı oluşunu bilmediğim bir titrek nefes daha firar etti dudaklarımın arasından. "Taehyung..."

Resimde büyük gri bir kurt diz çökmüş bir şekildeydi ve hemen karşısında ben resmedilmiştim. Gri kurt benim önümde diz çöküyordu. Yüzük parmağımda bulunan yeşil bir elmas parıl parıl kurdun kürkü arasında parlıyordu. Mavi gri saçlarım dalgalı, dudaklarımda huzurlu bir gülümseme vardı. Üzerimde yine parlak bir kraliyet elbisesi ve kulaklarımda sallanan küpelerim vardı. Açık bir alandaydık ve hemen arkamızda büyük bir şelale akıyordu. Bunu çizen kişi nasıl olmuşsa kendi huzurunu tabloya aktarabilmiş gibiydi, ama garip bir şekilde ben de onunla aynı huzuru yaşıyordum. Resme o kadar odaklanmıştım ki gerçek hayata döndüğümde kendimi oldukça yalnız hissetmiştim. Belki de Taehyung'un bana hiçbir zaman bu kadar itaatkâr olmayacağını düşündüğüm içindir...Bakışlarım köşedeki isme kaydığında THV imzasını görmek kalbime dokunmuştu.

Bunu onun yaptığını düşünmek garipti. Beni sevdiğini düşünmüyordum, belki etkileniyor olabilirdi, ama bana âşık değildi. Miyoung'u hayatına bu kadar kolayca alabilmişse; muhtemelen aşk onun için bir ihtimal bile değildi.

Ben onun için bir ihtimal bile değildim.

Fakat onun neden bu kadar bipolar olduğunu anlamıyordum. Benden etkilenip resmimi çizmişse eğer diğer resimlerde Miyoung'da olmalıydı. Bu düşünceyle kaşlarım çatılırken öfkeyle elimdeki Miyoung'un tarağını odaya fırlattım. Onun ruhu olan kolyeyi atamazdım, ileride bunu ona karşı kullanabilirdim ama üzerimde o kıza dair bir eşya daha bulundurmak istemiyordum. Yerde kıvrılmış olan örtüye ise kendi bilekliğimi bırakarak çıktım oradan. Miyoung'u seviyor olması midemi bulandırıyordu.

Safkanlık ayinim bir hafta sonra tamamlanacaktı. Bugün mührü alacaktım. Daha öncesinde pekâlâ yapabilirdim bunu ama hem intikamım için güzel bir plan oluşturmam gerekiyordu, hem de Taehyung'a olan hislerim kafamı karıştıyordu. Fakat şimdi biliyordum ki; bunu yapmaktan pişmanlık duymayacaktım. Mührü alacaktım, fakat sonrasında ne yapacağım hakkında pek fikrim yoktu. İntikam işi bir süre daha beklemek zorundaydı. Son kapının önünde durduğumda oldukça heyecanlıydım. Dudaklarım iki yana kıvrılırken kapının kilidini kırmak için parçalama büyüsünü kullandım. Askerlerin hepsini en başında uyuttuğum için kendimi tebrik ediyordum.

De l'enferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin