Babalarim taekook.
&
Elleri başka teni bu denli güzel sararken, başkasıyla böyle gülüşürken nasıl bana böyle güzel bakabilirdi?
Kararlaştıramadığım çok şey vardı, belki kararlaştırmaktan korktuğum, belki kaçtığım çok şey vardı. En nihayetinde temelinde yatan şey kendime olan ihanetimken, ben onun için yolumu bu denli değiştirmişken nasıl böyle hadsizce sarabilirdi, bir başkasını?
Ellerim arasında duran tepsiyi, sırf sinirden daha fazla titremesin diye sıkıca tutarken; onun bir başkasını, yakınen tanımanın getirisiyle oturdum masaya. Fakat dudaklarımdaki mayhoş gülümseme aslında büyük bir parlayışın habercisiydi.
"Güzelce ye." Dedim Jimin'e ithafen. Gözlerimi onun üzerinden ayırmadım, henüz Taehyung'a bakacak cesaretim yoktu. Ama onun için bu durum söz konusu değildi, öyle ki; bir ân için gözleri bedenimi delecekmiş gibi hissetmiştim.
"Sen yemeyecek misin?"
"Hayır, aç değilim." Dedim gülümsemeye devam ederken. Başıyla beni onaylayarak yemek yemek için önüne döndüğü sırada Yoongi ile göz göze geldiğimde bana gülümsedi.
Dudaklarımdaki gülümsemeyi değiştirmeden önüme döndüm ve çaprazımda kalan ikiliye umursamazca göz gezdirerek bakışlarımı diğerlerine çevirdim.
Masada oturan yabancı iki alfaya bakarken içlerinden biri sırıtarak bana elini uzattı. "Merhaba, ben Yeonjun."
Yüzümdeki gülümsemeyi silerek yalnızca başımla onayladım onu, moralim yoktu. "Jungkook."
Diğeri de yanındaki omega oğlana bir şeyler söyleyip bana döndü. "Jongin, Taehyung'un arkadaşlarıyız."
Namjoon ve Yoongi kendini tanıtmadan bana gülümsemekle yetindiler. Aslında onlarla neden bu kadar yakın olduğumu bilmiyordum, en azından aynı masaya oturabilecek kadar samimiyetimizin olduğunu sanmıyordum, ama bozuntuya vermedim.
Az önce Jongin'in konuştuğu omega konuştu bu sefer. "Ben Sehun, sizin yan sınıftayım. Belki görmüşsünüzdür." Dedi gülümseyerek. Enerjisi hoşuma gittiği için gülümsedim. "Göz aşinalığım vardı aslında, bende Jungkook, memnun oldum." Dedim tekrardan. Gelmeden önce Jimin'le tanışmış olmalıydılar, bu yüzden bakışlarım yemek yiyen Jimin'i buldu.
Bana yemek yerken gülümsemeye çalıştığı için yanakları şişmişti ve çok tatlı görünüyordu. Yoongi onun şişmiş yanaklarına ufak buseler kondurarak bana döndü. "Bir şeyler içer misin?"
Başımı iki yana sallarken bu sefer bakışlarımı direkt olarak Taehyung'a çevirdim. Bana bakıyordu. Bakışlarının nasıl olduğunu çözemesem bile en azından elleri hâlâ omeganın üzerinde değildi. Tek kaşımı kaldırarak alayla sırıttığımda, bakışlarını kaçırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
De l'enfer
FanfictionHerkesin hayran olduğu ve nadiren öğrenci yetiştirdiği ile bilinen efendi Sangsu'nun, yine herkesin bildiği fakat asla görmedikleri 'safkan büyücü' özelliğine sahip öğrencisi Jeon Jeongguk, bir gün büyücülerin intikamı için kurt adamların olduğu ka...