bu taekook aklimi basimdan aliyor
kusura bakmayin bu arada, henüz yazmaya yeni baslayan acemi bir yazarim ve kendime bile yeterli gelemiyorum bazen :") ama okuyan ve oy veren herkese cok tesekkur ederim.
...
"Ne demek Yoongi ile flörtleşiyoruz?"
Şaşkınlık dolu bakışlarımı Jimin'e çevirdim. Daha doğru düzgün tanımadığımız biriyle flörtleşebilecek kadar yakın olması beni tedirgin etmişti. Üstelik tek sorun bu değildi, Yoongi Taehyung'un en yakınlarından biriydi.
"Ya Jungkook, onu tanımadığından böyle diyorsun ama gerçekten çok iyi biri." Hülyalı hülyalı havaya bakmaya başladığında kalçasına hafif bir şaplak attım. "Yine de ona güvenmiyorum."
Hızla bana doğru dönerken dudakları çoktan büzülmüştü. Elleri arasında benimkinde olduğu gibi kahvaltılık için bir sandviç vardı, ve o böyle gözlerini irice açmış bir şekilde bana bakarken çok tatlı görünüyordu.
"Ama Jungkook-" dediğinde söylenmeye başlayacağını anlayarak gözlerimi devirdim. "Tamam, bir şey demiyorum."
Yüzü eski ifadesini aldığı gibi hınzır bakışlarını bana çevirdi. Biliyordum bu bakışları ben, iki gün boyunca bana hep böyle bakmıştı. "Onu boşverelim biz, asıl sen anlat bakalım."
Gözleri etrafta dolaştı, birini göremeyince yüzünü yüzüme yaklaştırarak fısıldadı. Onun bu esrarengiz, bir haltlar çeviriyormuş haline yalnızca gülesim geliyordu. "şu sevgilini anlat bize."
"O benim sevgilim değil." Diye çıkıştım aniden, yine oluyordu. Ne zaman bu konuyu açsa terliyordum.
"Boynunda onun izleri var-dı, hey! Üzerini kapattın mı cidden?"
Gözlerinin boynumda gezinmesine karşın gözlerimi devirdim. Bazen fazla merak yersiz oluyordu ve ne yazık ki en yakın arkadaşım çok fazla meraklı bir insandı. "Tek gecelikti." Dedim iki gündür aynı şeyi söyleyerek. "Daha fazla sorgulama."
"Nedense hiç inanasım gelmiyor. Neden bu kadar gizemli takılıyorsun Jungkook?"
Okulun bahçesine girdiğimiz gibi omuzlarımdan koca bir yük kalktı, çünkü Jimin'in şu andan itibaren dikkati benim üzerimde olmayacaktı. Eh, bakışlarının çoktan bahçenin köşesinde basketbol oynayan çocuğa kaydığını görmek zor değildi.
"Çantanı ver, ve ağzının suyunu sil, Jim."
"Jungkook!" Dedi hızla çantasını çıkarırken. "Sence de çok seksi değil mi?"
Yüzümü buruşturdum. "Yani, pek benlik değil diyelim."
Çantasını aldığım gibi sınıfa doğru yürümeye başladım. Üçüncü katın sol kanadına doğru yürürken aynı zamanda geçenlerde duyduğum bir şarkıyı mırıldanıyordum. Bu kurtlar işi biliyordu, en azından müzikte iyilerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
De l'enfer
FanfictionHerkesin hayran olduğu ve nadiren öğrenci yetiştirdiği ile bilinen efendi Sangsu'nun, yine herkesin bildiği fakat asla görmedikleri 'safkan büyücü' özelliğine sahip öğrencisi Jeon Jeongguk, bir gün büyücülerin intikamı için kurt adamların olduğu ka...