Yara

916 44 3
                                    

Trabzon'da bir gece daha sabahına kavuşmuş,minareden okunan ezan sesi ile eşsiz yayla havası tebessüm ettirmişti genç adamı.Yine son 4 gündür yaptığı gibi bu günde yanındaki yaşlı adamla köyün camisine doğru gidiyordu.Senelerce aklına dahi gelmeyen Yaradan'a sığınıyor sevdiğine şifa kendilerine huzur ve mutluluk dolu bir yaşam için dua ediyordu artık.Bundaki en büyük etken şüphesiz Allah'tan ümidini kesmemek olduğunu söyleyen  süt nenesi ve Boran ağbisiydi.

Umay vurulduktan sonra onun adına birden fazla hastaneye kayıt yaptırmış sonrasında ise yurt dışına bilet alıp kadının izini kaybettirmeye çalışmıştı.O esnada ise çoktan kendi doktorunu alıp gizli bir yerde Umay'ı ameliyat ettirmişti.Sonrası ise zaten gerekli önlemleri alıp kızı kendi köyüne süt kardeşi Hamza'nın nenesi Hatime neneye getirmişti.Kadın şifalı bitkilerle yaptığı ilaçları kızın yarasına sürmüş kız acı çekmesin diye de 4 gündür sürekli uyutmuşlardı.Hatime nene ilaç biraz yakar ama çabuk eyi eder deyince bu yönteme başvurdu genç adam.Zira sevdiğinden daha çok kendi canı yandı bu sözle.

Huşu içinde kılınan namazın ardından alnını tekrar secdeye götürüp doyasıya dua etti.Yaşlı adam ise onu içten bir tebessüm ve sabırla bekledi.Çocuklugunu gençliğini, en deli dolu zamanlarını bildiği bu Kara Yağız delikanlıyı özüne döndüren, huzura erdiren kızı bir kez daha merak etti.Bunu da dile getirmede geçikmedi.

-Vay be Kadiroğlu Ömer ,sana da böylesi yakışırdı.
-Nasılı ağbi?
-Kaybetmekten korkacağın kadar sevebileceğin,Allah'a sığınarak şifa dileyecegin ,yarasına merhem olacağın, içindeki merhameti göstrebileceğin bir kadın yakışırdı.Bulmuşsun ya işte.

Aklından bir an bile çıkmayan sevdicegi bir kez daha gözünün önüne gelince tebessüm etti genç adam.

-Buldum ya ağbi,buldum.
Senelerce öyle  uzak kaldım ki ,sırf o iyi olsun elimdeki çamur onun pırıl pırıl geleceğini kirletmesin diye.Ama ne oldu bak, gene benim yüzümden yarasına yara eklendi.Ben ayağına taş bile değmesin  canına zeval gelmesin derken neler oldu.

-Peki evlat şimdi dese ki uzak dur benden gidecegim ben , ne yapacaksın o vakit?

-İste 4 gündür bu soruya cevap arıyorum ya kendimde.Gitmek isterse haklıdır,onu zorla yanımda tutamam üstelik ona zarar vermişken buna yüzüm de yok.Ama gel gör ki bir kez bunu yaptılar ,Umay'ın varlığından haberdar olanlar durmayacaklar.Ben onu tamamıyla bıraksam bile hep korku içinde olacak.Ben onu böyle bir tehlikeye atamam.Ne olursa olsun onu yanımdan ayırmam.

-Bak iyice merak ettirdin kızı bana.Ne vardı sanki bir kez göstersen yüzünü. Oğlum ben "culuçkimi" bu kadar kıskanmadım.

*Lazca gülüm demekmiş arkadaşlar *

-Yok be ağbi kıskanmak değil de ...
-Hadi lan ordan dürzü
-Ağbi kızı gören kene misali yapışıyor yakasına. Kimse görsün istemiyorum o yüzden.
-Lan benden niye kıskanıyorsun o zaman.Benim gözlerim seneler evvel kör oldu başka yüzlere.Hem artık o da bizim gelinimiz sayılır. Kaynatasının elini öpmesin mi?

Gülümsedi her ikside.Ömer geldikleri günden beri kimseyi yanına yaklaştırmamış Hatime nene hariç kendisi  bile girmemişti yanına.Neticede kızın saçları açıktı. Her ne kadar merak etsede o saçları sevdigini kendi nefsi için günaha sokmak istemedi.Helalim olsun diye gün bekleyecek sonra doyasıya yaşayacaktı her bir anın tadını.

-Gelinim sayılır da ne demek ağbi. Direk gelinim demen gerek.Hatime nenem sağolsun.

-Ne yaptı o bunak karı gene?

-Daha ne yapacak.Tutturdu seni bu evde kızla tek komam deyi.Bende inat edince gitmeyeceğimi anladı gece yatmadan yattığım odayı kilitledi.Senin gözün kırık ne yapacağın belli olmaz demeyi mi birde.Sabah donuma çöğdürecektim az daha açmasa.Zor attim kendimi helaya.

Çeşm-i Siyahım🖤🤍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin