Çeşm-i Siyahım🖤🤍

Kırgınlık

Yazardan

Karısından ayrı kaldığı tüm zaman boyunca onun hasretiyle yandı tutuştu genç adam.Yoğun programı ,sürekli girdiği toplantılar bile buna engel olamadı. Gözünü her kapattığında onun o gül yüzü geliyordu önüne. Hele birde geceleri .Onu ilk kez çıplak gördüğü anlar bir saniye olsun çıkmıyordu aklından.Gece boyu uyutmuyordu onu.Her gece tekrar ,tekrar duşa giriyordu.Bu ateşin her ikisini de yakacağını biliyordu ama vuslata kadar sabrediyordu.

Tüm görüşmeleri erkenden bitirdi ve İstanbul'a döndü.Daha uçaktan yeni inmişti Trabzon uçuşu için 30 dk lık bir molaları vardı.O esnada kendisine doğru gelen ekipleri gördü yanlarında o komiser bozuntusuda vardı.Bu piçi ne zaman görse onun karısına aşkla bakan gözlerini oymak istiyordu.Duruşunu dikleştirdi.

-Oooo komisercim. Seni hangi rüzgar attı buralara.
-Seni almaya geldim Ömer Kadiroğlu
-Bak seenn.Amirlerinin bundan haberi var mı peki ,sonra paparayı yersin he benden söylemesi
-Sen beni merak etme.Umay nerde,iyimi onu söyle sen bana

Umay adını duyar duymaz yakasına yapıştı Ferit'in.Gözlerinden okunan öfkeyle bir katil edasıyla süzdü adamı.

-ULAN SEN KİM OLUYORSUN DA BENIM KARIMI SORUYORSUN

Ferit duyduğu Karım sözü ile titrediğini hissetti.Karım dedi yani Umay bu mafya babası ile evlenmiş.Kalbinde bir ağrı belirdi.Yutkunamadı bir an.

-NE KARISI ULAN ,UMAY SENİN GİBİ BIR ADAMLA EVLENMEZ .HAYAL DÜNYASINDA YAŞIYORSUN BELLİ Kİ

-SEN ÖYLE SAN ,Evlendik oğlum biz.Her gece koynumda uyutuyorum onu her sabah onun gül yüzüne bakarak uyanıyorum artık.Umay benim karım ,benim namusum artık.Senin ağzından da bir daha karımın adını duyarsam hadi adını geçtim Umay'a dair tek bir düşünce bile geçse ecelin olurum ANLADIN MI ULAN BENİ.

- KIZA NE YAPTIN DA KABUL ETTİ. IRZINA MI GEÇTİN, TEHDİT Mİ ETTİN LAN NAPTIN ONAAA

-ULAN SENİN BEN

Kısa sürede birbirlerine girdiler.Yumrukları savuruyordu her ikiside .Ne polisler ne de korumalar yaklaşımıyordu yanlarına .Yaklaşık 8 dakika içerisinde iki koca adam da yara bere içinde kalmıştı ama yine de hırsından vazgeçmiyorlardı.Ömer en son sağlam bir yumrukla yere yatırdığı adamı yumruklamaya başladı.
Ona her vuruşunda Umay'ın onunla aynı yerde yaşadığı geliyordu aklına.Birlikte yedikleri yemekler,birlikte dans etmeleri,sohbet etmeleri .... daha niceleri .Umay için tutuyordu kendini yoksa gebertirdi biliyordu bu adamı.

Elindeki adamı bıraktı ve ayağa kalktı,yüzü kanlar içinde kalmış adama baktı son kez.Artık geri dönüş yoktu.Bu herifi onlardan uzak tutmanın tek yolu sürgüne göndermekten geçiyordu.Yanındaki Çagrı'dan telefonunu aldı.Valiyi aradı.
Gerekenin yapılmasını istediğini söyledi.Artık doğunun kimbilir hangi bölgesine sürgüne gönderilecekti.

Hazırlanan uçağa doğru yürüdü emin adımlarla şimdi gidip direk karısına sarılması gerekiyordu onun o gül kokusunu soluması onla sakinleşmesi gerekiyordu.
Aradan geçen 2 saatten sonra evin önüne gelmişti sabah daha yeni oluyordu.Muhtemelen karısı uyuyordu onu uyandırmadan girip yanına uzanmak istiyordu.Eve girdiğinde mutfaktan gelen seslerle ilk oraya girdi.Arkası dönük tezgahın önündeki duran karısını gördü.Başında al yazması,dilinde bir şarkı ile mırıl mırıl birşeyler kaynatıyordu.Uzanıp beline sarıldı.Kızın korkmasıyla ilkin bir afallasada hemen yamacına çeki vermişti.
Bir kere daha anladı ki karısının bu sıcaklığı bile ona ilaç gibi geliyordu.Aldığı portakal kokusu ile mest olmuştu.Burnunu boynuna götürüp derince soludu.İradesinin sonuna gelmişti işte.Aklından bir an bile çıkmayan kadınının bir kez daha aklına düşünce kucağına çıkardı kızı.İşte şimdi olmuştu.Bu kadının yeri kollarının arasıydı. Mutfaktan çıkıp yatak odasına doğru giderken babanneye denk gelmişti.
Hevesini kursağında koyan babannesine söylenmeden edemedi.Ama haklıydı kadın.
En yakın zamanda bu evden gidip başbaşa kalmaları gerekiyordu.Bu da düğünü yapıp balayına giderek olurdu ancak.O da bir an önce gerçekleşecekti.Şanına yakışacak bir düğün yapacaktı.Sevdiğini tam olarak alacaktı yanına.