Çeşm-i Siyahım🖤🤍

Benim Kadınım

Yazardan

Elinde bastonla giden misafirleri uğurlayan Hatime Hanım gelininin yanına mutfağa gitti.Ama daha kapıda gelinini sıkıştıran torununu görünce tövbe çekip terliğini fırlattı.Umay şaşkınlıkla, Ömer ise acıyla ona bakıyorlardı şimdi.

- Nedeysun nene yav
-Ula köpek ne deyi sıkıştırırsın kızı.
--Karım o  benim karım ha ,öperimde severimde sağa noliyi

-Sus Ula dürzü,o kapının hali ne kuduruk köpek
-Nene şimdi ,
şöyleee oldu  ben gece heyecanla

-Uyyyy birde utanmadan anlatayi çık Ula evumden çık, yok sağa kari mari

-NASİ YOK !!!
NENEE BEN KARIM OLMADAN BIRYERE GİTMEM

-Çık deyirim ha Hamza da seni bekleyi şu senin kuyruklu kırığında yanında.

Duyduklarıyla atladı lafa genç kız
İçinde tuhaf bir his vardı.
-Ne kırığı ?
-Yokmu bunun  sarı uzun saçlı kırığı.
-ULAN SENİN BİR DE KIRIĞIN MI VARDI. MADEM BAŞKASI VARDI BENİ NİYE EVLİLİĞE ZORLADIN.ŞİMDİ SENİ BENİM ELIMDEN KİM ALACAK

Ömerin ağzını açmasına müsade etmeden eline ilk gelen yumurta tavasını yanlamasına omzuna vurdu.Acıyla inleyen adam ikinci bir darbe daha gelmeden hemen tavayı aldı.Karısını ise arkadan kollarının arasına alıp hareketlerini kısıtladı.Güzel karısı kıskançlık krizindeydi ona göre.Bu hali çok hoştu ama birazda ürkütücüydü.

-Sakin ol gülüm sakın ol,yok öyle birsey valla hem ben bilmiyorum o kim, benim gözüm senden başkasını görmez ki

Hamza ve Çağrı sesleri duyunca hızla içeriye girmişlerdi ama manzara hiçte iç açıcı değildi.Çünkü ağbilerinin elinden kurtulan yengeleri deyim yerindeyse koca adamı haşat etmişti elindeki oklavayla rastgele darbeler indiriyordu. Elindeki oklavayı almak için uzanan Çağrı alamayınca kolu tutup indirmeye çalıştı.Umay ise onu ittirdi.

-Bırak dokunma bana

Bunu gören Ömer hızla doğrulup Çağrı'nın elini indirip onu kapıya doğru itti.
-Ne dokunuyorsun ulan karıma
-Ağabey ben se-seni dövüyor diye

-Karım ulan o benim döverde sever de size ne.Bir daha sakın ona dokunmayacaksınız yoksa yakarım hepinizi.ANLADINIZ MI ULAN BENİ

Siniri geçmemişti hala genç kızın hem kendisini evliliğe zorlamış hemde peşindeki kırıktan elini kolunu çekmemiş demek bu dağ öküzü, çam yarması tam tekrar taze kocasına vuracaktı ki babannenin sesiyle duruverdi.

-Gelinim dur hele bir ,o kuyruklu kırık aha da bu ,başkası değil

Eliyle işaret ettiği Çağrı'dan başkası değildi. Babanneden her zaman duyduğu iltifatla hemen kendini gösterip deyim yerindeyse hindi gibi kabardı.Umay şaşkınlıkla bakıyordu.Yani ortada öylesi biri yoktu.Yani bu herifi boşa dövdük dedi içinden.Bir süre sessiz kalan ortamı hafif bir öksürük sesiyle dağıttı.

-Neyse ne .Benim ocakta yemeğim vardı gitmem gerek ,dedi

Unuttuğu birşey vardı ki zaten mutfaktalardı ve hiç yemek falanda yapmamıştı. Giden kızın ardından iç çekerek bakan genç adam anlamıştı kızın pişmanlıktan dolayı utandığını.Kızardığı yanakları belli ediyordu bunu çünkü.

Çağrı asıl geliş sebebini hatırlayıp ağabeyine yaklaştı.Kulağına doğru eğilip konuştu.

-Ağabey haberler kötü.

Kaşlarını derince çattı adam yanındaki iki dostuyla evden çıkıp arabaya bindiler.Yol boyu konuştular yeni gelen malların güvenliği,limandaki çıkan sıkıntılar ve İstanbul'da yapılacak olan önemli işler hepsi birikmişti ve yaklaşık 3 haftadır beklemedeydiler.İş yaptıkları adamlar aceleci davranıyor aklını peynir ekmekle yemiş olanlar da onu tehdit etmeye çalışıyorlardı.En az 4 günlüğüne İstanbul ,İtalya ve Rusya arasında görüşmeleri vardı.Ve maalesef gitmek zorundaydı.Karısı ona yeni yeni alışıyorken gitmek olmazdı ama babadan beri sürdürmekte olduğu namına bok sürülmesine de müsade etmezdi.Derin bir nefes alıp eve girdi.
Yaklaşık  4 saattir evde değildi ve karısı ne yapıyor merak etmişti. Evin içinde kısa bir süre gezdi tüm odalara baktı ama onu göremedi. Üstelik babannesi de yoktu evden gittiklerini düşündü ama neredeydi bunlar.