Gökhan'dan
7 yıl sonra
Önceden insan ömrünün gereğinden fazla uzun olduğunu düşünürdüm. Bunun sebebi ise; çoğu insan sadece yaşamak için yaşıyor, hayatın ve çevresinin ona direttiği şeyi yapma zorunluluğundan bunu devam ettirdiğine inanıyordum.
Bende bu çoğu insan grubuna dahildim. Okula git, meslek sahibi ol, evlen, yaşlan ve öl.
Şuan ise durum bambaşkaydı, 36. yaşım yaşamımın miladıydı. Alin'le tanıştığımda ölümsüz olmayı diledim, sonsuza kadar sevdiğim kadının deniz gözlerinde yok olmayı.
4 sene önce yaşadığımız siteden ayrılmış ve bahçeli, müstakil bir eve çıkmıştık. Sebebi ise artık kalabalık olan ailemizin oraya sığamayacak olmasıydı.
Bu güzel aileye sahip olabilmek için bir sürü badire atlatmıştık.
Babam ve kardeşlerimden her ne kadar sevgiyi, huzuru bulsamda annesizliği hissediyordum. 36 yaşında ki bir adama o zamanlar kimse annelik yapamazdı ama Alin bütün eksikliği doldurmuş ve geçmişimin artık bende bir etkisi kalmamıştı.
Yıllar sonra ortaya çıkan annem benden böbreğimi alarak tekrar yok olmuştu, bundan sonrada hiçbir şeyimi alamazdı.
Alin, bu hayatta gördüğüm en güçlü kadındı. Günlüğünü okuduğum zamanı hatırlıyorum; sayfaları çevirdikçe öğrendiğim her gerçek içimi kor gibi yakmıştı, bu zamana kadar hiçbir şeyi belli etmemiş yaşadığı her şeyin üstesinden tek başına gelmişti ama bundan sonra ben vardım.
Öğrendiğim şeylerden sonra bir bebeğimizin olacağını öğrenmiştik ve birbirimiz olan sevgimizi bölüştürmemiş aksine arttırmıştık.
Oğlumuzun doğumuyla ben restoranda ki işi Sarpa devretmiş ve çocuklar için özel müzik dersleri vermeye başlamıştım. Çoğu yerde sitelerimiz vardı ve bunlardan bir kaçından gelen tüm gelir bana aitti bu yüzden çok rahat geçinebiliyorduk. Alin'in çalışmasını konuşmuştuk ve o bütün vaktini bebeğimize ayırmak istediğini ama bende istersem çalışabileceğini söylemişti. Zaten onun çalışmasını istemiyordum bunun sebebi biraz bencilceydi çünkü nöbeti olan yorucu bir mesleği vardı ve onu az görecektim fakat isteseydi karşı çıkmazdım kesinlikle.
Vaktini oğlumuza ayırmak istemesi bu durumda beni çok mutlu etmişti, o mükemmel bir anneydi ona baktıkça gerçekten anneliği herkesin yapamayacağını anlamıştım. Tabi bazen keşke çalışsaydı dediğim zamanlar olmuyor değil.
Oğlumuz daha doğmadan kıskançlığını belli etmişti ama bu kadar beklemiyorduk. Koyu kahve gözleri dışında tüm özellikleri annesine çekmişti, kızıl-kahve saçlarını ilk gördüğümde karımın aşık olduğum saçlarını onda görmek beni hayran bırakmıştı.
Fakat sonrasında oğlumla bir savaş içerisindeydik, karıma ne zaman yaklaşmak istesem ağlıyor el ele gördüğünde çığlık atıp ellerimizi ayırıyordu en sonunda aramızda yatmaya başladığında tak etmişti ve rüşvet karşılığında odasında yatması konusunda anlaşmıştık tabi Alin'in rüşvetten haberi yoktu.
Kafamı kaldırıp karıma baktığımda iç çekmeden edemedim, 30 yaşına gelmişti ama onu gördüğüm ilk günden bu yana daha da güzelleşmesi dışında hiç değişmemişti. Bense 43 yaşına gelmiştim, bu durum arada canımı sıkmıyor değildi ama Alin aksine benim bu olgunluğumdan hoşlandığını söyleyip bunu bana inandırıyordu.
Birkaç beyazım ve gözlerimin yanlarındaki hafif kırışıklıklar dışında bende fazla yaşımı gösterdiğimi düşünmüyordum. Sağlıklı beslenip düzenli yaptığım sporla ve mutluluğun etkisiylede yaşlanmadığımı düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alin +18
General FictionBu hikaye Alin Özker ve Gökan Şahin'in hikayesi. Onlar için önemsiz bir detayken aslında yaş farkları tek sorunlarıydı. "Yaş farkı, hala sorun mu?" fısıltı şeklinde çıkan sesi içimi ürpertmişti. Söylediği şeyi anlamam ise uzun sürmüştü. Dediklerimi...