1) Kıyâmet

126 71 76
                                    

Bilinmeyen gün
Saatlar önce;

"MAL MİSİN?" diye bağırdı biri hızlıca dışarı çıktık. Ne oldunu anlamamıştık. Açelya ile Aygül kavga ediyordu. "O yürüyen aptaları kalbinden bıçaklayarak öldüremezsin." Dedi sinirle."Asıl sen anlamıyorsun! Kalpden öldürmemiz gerek!" İkisi birbirine nefretini kusuyordu.

"Vürüs beyinde!"

"Hayır kalp de" Çok ses yaptıkları için benzin istasyonuna doğru sağ sola doğru sallanarak gelen "Aylak" Açelyanın terimi ile bize doğru geliyordu. "Bak göstereyim." Dedi açelya bıçakını çıkardı aylak'a doğru yaklaşarak bıçakı saklağına doğru kaldırdıkı. Aygül hızlıca kollunu tuttu. Onu ittip onu kendi bıçağı ile kalp'ınden bıçakladı.

"Siktir git" Dedi sinirle.

Araya girmeli miydik?

"Sen git! Aptal! En başta seninle arkadaş olmakla hata yapmışım!" Kimse fark etmedi yada bana öyle geldi. Bu sözü onun unutmayacağını biliyordum.

"Öyle.. Mi güzel." Bıçağını beline taktı. Hızlıca yolla doğru koştu.

"Bekle!" Diye bağırdım. Gelmeyecekti. "Gitmeyecek misin peşinden?" Diye sordum bu sefer?"

"Geri gelir.Tilki'nin dönüp dolaşacağı her Kürtçü dükkanıdır."

6 Saat önce
Elvan'dan

"Noluyor!?" Dedim koşarken hızlıca koşarken elinin yarısı yenilmiş bir kadın gördüm Evlere doğru koşan, Evren hızlıca konuştu "Salgın gibi bir şey oldu. Kaçmamız gerek! Şehirden çıkalım." Ara sokağa girdi.

Şehir sonunda oturmak ilk defa bu kadar  şanslı hissetirdi.
El ele tutuşarak koşmaya başladık.
Hiç bırakmayacak gibi..

•••
"Dursak mi artık" Diye mırıldandım nefes nefese "Annem ve babam şehirdeler... Umarım güvendelerdir." Dedim uzaktaki şehire bakarak. Eliyle ileriyi işaret etti. "Şurada benzinlik var orada kalabiliriz bir süre." Çok susadığım için hızlıca oraya doğru koştum.

"Dur!" Hızlıca durdum."Ne?"

"İçerisi güvenli olmaya bilir." Omuz sirktim. Hızlıca petrol'e girdim. "Merhaba?" İçeriye doğru seslendim.
"Kimse yok işte?"

"Elvan!" Dedi endişe ile arkamda gelen ses ile hızlıca arkama döndüm.

Beni ısırmaya çalısan yaratık'ı itmeye çalıştım. Üzerime doğru çıkmıştı. Korku dolu çığlık attım. Evren saçından tutup üstümden çekti onu yere attıp kafasına tekme attı.

Bu çok korkuç bir görüntüydü.
"Onu.. Öldürdün." Şok ile ona baktım. Geri geri gittimi fark etmeden. "Sakin ol. Kendinde değildi! Delirmişti." Kafamı sağ sola sallayarak. "Bu virüs.. İnsanları delirtiyor mu?"

"Galiba."

...

Yere oturmuş benzin istasyonundaki yiyeckeleri yemeğe başladık. Bizden başka kimse yoktu. "Merhaba?" Arkadan gelen kadın sesi ile korku ile ona döndük. "Kimsin?" Dedi evren panikle. "Ben zararsızım. İsmim açelya arkadaşım ile şehir'e gelmiştik. Arabamız şurada" Eliyle yolu işaret etti. Gerçekten arabanın içinde biri vardı. "Salgını duydunuz mu?" Diyerek soru sordum. "Evet.Ciddi bir şey oldunu düşünmüyoruz. Tuvalet için burada durduk. Siz fark etmediniz bile."  Evren kaşlarını çattı. "Telefonuz var mi?"

"Hat çekmiyor. Teknolojik aletler neredese çalışmıyor."

Dünyanın sonu böyle gelmişti.
"Gitmeyin salgın çok kötü. İnsanlar birbirini yiyor!" Dedi evren hızlıca. Arabaya gidip arkadaşını çağırdı onlara olayları anlattık. Saat 7-8 gibi olduğu için sabaha kadar bizimle kalmaya karar verdiler.

Onların hikayesi; Açelya ile Aygül birlikte bir yere gitmişler. Dönüşte salgın oldunu ögrenmişler. Çok önemsemedikleri için şehire dönerken bizle karşılaşmışlar.

Kimi gerçek kimi yalan.
Sadece cevap.

(Bölüm pek içime sinmedi. Diğerleri daha güzel olacak)

AYLAK AVI(KATILIMLI- Hayata Kalma)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin