Kim olduğunu bilmiyorsan kim olacağının ne anlamı var derdi annem, annem başka şeylerde derdi. Çok güzel bir kız olacağımı dünya'ı yeneceğimi.
Başka annelerin bunu asla çocuklarına söylemediğini orta okulda anlamıştım. Yedinci sınıf. Sınıf arkadaşımın babasını ilk defa gördüğünde hissetiği duyguyu hiç bir zaman anlayamayacak olsam bile ilk o zaman dünya boktan bir yer olduğunu fark etmiştim.
Annem haklıydı demek isterdim, dünya'ı yenemedim. Kimse yenemedi.
Ya öleceksin yada öldüreceksin sadece bu bütün kural bu, Para geçmez, zaman daha da yavaş geçer ki ızdırap olur.
Bazen ekibimizden ilk ölen kişinin dört beş ay önce öldüğünü hatırlıyorum oysa aradan bir yıl geçiyor. Kimse doğum gününü kutlayamıyor. Kutlanacak bir günde değil artık. Her günümüz bir ölüm ve doğum.
Bazen bu salgının zamanı değiştirdiğini hissediyorum. Eda'nın birkaç hafta önce söylediği bebek 4 aylık. Karnı biraz fazla şişmiş gibi.
Bazen aynanın karşısına geçiyorum "Sen hiç büyümedin mi, kızım?" Diyorum.
Önümde durduğum duvardaki kadın resminden bakışlarımı ayırdım.
Koltuğa uzanmış gözleri kapalı uyuyor gibi, masada bir sürü ilaç var kadının bir eli dışarda. Etraf dağınık. Medine'nın çizdiği resimlerden biri.
Ya öleceksin yada öldüreceksin.
İdil
Vali'nın bize sadece bir konuda katkısı olmuştu. Silah kullanmayı ögretmek onuda oğlu yener ögretmişti. Simdi ise elimde bir tüfek birde yekta vardı.
Evren'in ölümü.. Naz'ın.. Ölümü.. Daha birçok kişi.
tetiği çektim. Yekta hissetmiş gibi bana baktı gözlerini bana dikti. İçim ürperdi. Anının tam ortasından vurdum. Gülümsedi belkide gülmek istedi. Silah sesine gelen aylaklar onun etrafını sardı.
Yekta ölmüştü. Pencereden kafamı çıkarıp bağırdım."Yekta öldü! Savaş bitti!" Sözlerimi duyanlar tekrarladı. Pencereden içeri girdiğimde Elvan'ı gördüm.
"Onu ben öldürecektim. "
"Herkes ister idil yapar,"
Gökçe
"Açelya?" İçmiş miydi? Tanrım Savaşın ortasında içmiş olamazdı! Üst kattaki odalardan birinde uzanıyordu. Evin etrafını aylaklar sarmıştı.
Morfin almıştı. İlk ögrendiğim zaman anlam verememiştim. Delirdiğini söylüyordu.
Kafayı yemiş olmalı.
Aşaya inip onlara katıldım."Kapıyı yıkarlar şuan kitaplık var ama her an içeriye girebilirler." Dedi deniz haklıydı ev tadilat olan bir evdi. Yıkılması kolay
"Aygül, bence toplanma alanına gidelim aylakları uzaklaştırız bir şekilde arka penceren çıkarız." Eda'nın fikri mantıklıydı ama uzaklaştırmamız zordu.
"Ben yaparım," Arkadan gülerek merdivende duran açelya takıldı gözler.Medine,"Noldu sana gülüm?" Dedi şaşkınca biraz içti arkadaş.
"Nasıl yapacaksın ki?"
"Silah verin üst kattan sol tarafa doğru sıkarım siz sağdan kaçarsınız aylak gelirse vururum." Aygül kafasını hayır anlamında salladı silahınını doldurdu.
"Anlamıyorsun-"
"Anlat o zaman! Seni ölüme terk etmeyeceğim." Anı bağırmasını hiç beklemediğim için aniden ürktüm.
"Zaman kaybedersiniz. Kafam yerinde değil iyi değilim durmam gerek." Aygül sinirle açelya'a doğru yürüdü biz ise durmuş izliyorduk araları limoniydi.
Birşey yapmalı miydik?
"Aptalca delilik yalanlarına kendine sakla, ben seni tanıyorum ve deli olmadığını korktuğun için aptalca salakca bir yalan söylediğini biliyorum. Kal ve öl." Medine şaşkınca Aygül'e baktı tek o değil hepimiz şasırmıştık.
"Bende kalıyorum-" Dedi medine lakin silah sesleri sözünü kesmişti."Gidelim." Deniz hızlıca Eda'nın elini tuttu.
Bazı sözler yapılanlardan daha acıdır.
2023.
(İlahi bakış açısı)Yekta karısının saçlarını okşayarak komedi filmine bakıyordu. Kızları ise tekli koltuğa bagdaş bir şekilde oturmuş telefonuyla oynuyordu.
Hiç bir zaman iyi bir baba olamamıştı. Hapisten yeni çıkmıştı işlemediği bir suç yüzünden hapse girmiş ve kaçmıştı. Eşi ile tekrar evlenmiş 30 yılık evliliğini kurtarmıştı.
14 yaşındakı kızı ile ne kadar çabalasada asla iyi bir ilişki kuramamıştı.
Bir ekim gecesi karısı ile İstanbul'un boğazlarında rahmetli annesinden kalan paralar ile romantik bir yemek yemek istemişti.
"Hatılıyor musun ilk tanıştığımızda 10 yaşındaydın.. Öyleydik. Tabi sen çok tatlıydı. Ben kara kuru birşeydim." Kadın ona Gülümseyerek ama dolu gözlerle bakıyordu.
"Evleneceğimiz zaman 20 yaşında falandın.. Seni mafya kaçırmıştı. Şaka gibi!" Güldü."iki yüz bin ödemiştim. Borçu ödemek için yılları harcadık. " Adam aklına gelen başka bir anıyla ağzını açtı.
"Yekta.. Ben ayrılmak istiyorum." Zaman sanki durmuş gibiydi. Adam ömrünü paylaştığı kadına baktı. Çocukluk aşkı bu kadar kolay miydi bitmesi?
"Ne?!" Dedi şaşkınca,"Ben Nehir'i alacağım başka bir ülkeye gideceğim. Velayet bende.. Lütfen zorluk çıkartma.." Ayağa kalkıp dudağına veda öpücüğü kondurup koşar adımlarla çıktı restorantan kadın. Yekta çivi gibi takıldı.
O gece ne karısını gördü ne kızını sadece çığlık atan insanlar ve ölü cesetler.
7 ay sonra
"Yekta," Sevgilisine döndü,"Gitmezsen olmaz mi?" Güldü yekta anına öpücük kondurdu.
"Birkaç gün sadece, sorun yok."
"Dönünce sana bir süprizim var!"
Yekta hiç bir zaman dönemedi.
Günümüz
Yekta'ı ısırmak içim gelen aylakları görür görmez tek tek öldürdüm. Böyle kolay ölmeyecekti. Birçok kez ölecekti ama asla bu kadar kolay olmayacaktı.
"Napıyorsun?!"
"Git onu buraya getir,Kumsal iyileştirsin böyle ölmeyecek." Dedim başka bir aylakı öldürürken. Delirmişim gibi baktı ama yapmak için aşaya indi. Yekta'nın ekibi geri çekiliyordu savaş bitmişti.
Gözcüler yıkılmıştı. Yanmıştı kül olmuştu.
Tarih bugünü yazmış miydi?
Kafamı tekrar silahıma çevirdiğimde Edaların buraya geldiğini gördüm. Eksiklerdi.
Herşey daha iyi olacak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYLAK AVI(KATILIMLI- Hayata Kalma)
Action"Düştüğün yeri görmeden Düştüm diyemezsin." Bir salgın olmuştu,Dünya hiç kirlenmediği kadar kirlenmiş,İnsanlar hiç günahkar olmamıştı gibi günahkar olmuştu. İnsanlar ölmüştü. Öldürülmüştü. Kader'ine terk edilmişti. Yerde yatan kadına doğru gittim...