Hadi herkes bölümün başına karakteri ile ilgili bir şey yazsın.
Alper'den.
Önünde durduğum yıkık eve baktım. Adımlarım hızla kapıya gitti. Elimde hançer'im ile kapıyı açtım.
"Hoşgeldin." Alayla güldüm."Tatil'in bitti." Güldü. Ona doğru adımladığımda duvar'a yaslanmış bıçak biçtini gördüm.
Yanına oturdum. sessiz kaldı."Bugün geveze değil misin?" Gülümsedi.kuruyan dudaklarını ıslatı."Bugün değil," Bıçakı yere bırakıp yanına bıraktığı çantasından kitap çıkardı. Yaramaz çocuk."Sonu kötü mü bittiyor?" Omuz sirktim."Bilmiyorum.okumadım." Yalandı. Okumuştum."O zaman benim için oku." Kitap'ı yanıma bıraktı."Neden sen okumuyorsun?" Bana baktı. Söylemesine gerek yoktu. Anlamıştım.
"Nerenden?" Utanç bir şey yapmış gibi kafasını eğdi."Hayır.. Hayır.. Sorun yok." Derin bir nefes aldım. Yüz yüzeydik.
Kolunu gösterdi."Bakabilir miyim?" Kafasını hayır anlamında salladı."Bana.. Hayatını anlatacak misin?" Kafamı salladım. Gülümsedi. Gülümsedim.
"Annem ve Babamla on iki yaşından beri aram kötü,Küçükken babam annemi dövmüştü. Çok.. Çok korkmuştum. Aklıma gelen ilk şeyi yapıp polisi aramıştım. Polisler gelip babamı almıştı. Babam bir gün karakolda kalmıştı. Öbürsü gün annem gidip babamı çıkartı sonra ne yaptı biliyor musun? Yüzüme tükürdü hayırsız evlat dedi. İkisi o gün bana düşman oldu. Nefretle büyütüldüm. Küçük bir kız kardeşim vardı alara,Ona ne oldu bilmiyorum. Babam öldü. Yirmisekiz yaşında falandım. Cenazesine gitmedim. Hayırsız evlat oldum yine annem çok güzel bir kadındı. Sarı saçlı alimli o adamda ne buldu? Çok sordum kendime. Annemle barıştım babam öldükten sonra ne anladım biliyor musun? İkiside kötü insanlar. Ünvesite okudum iki kere, daha sonra param olunca edirneye geldim. Salgın oldu ve kıyamet." Yutkundum."İnsanlardan nefret ediyorum ama seni seviyorum." Bu sözü daha önce duymuş olduğu için burukça gülümsedi."Neden?" Dedi sesi titriyor, Elleri titriyordu. Dikkatimi çekmişti."Çünkü, Sen beni görünüşümle sevmeyen tek kişisin,Beni ben olduğum için seviyorsun. Benden nefret ettiğin için özür dilerim." Şaşkınca gözleri açıldı.
"Senden nefret etmiyorum."
"Hayır.Ediyorsun sözümü tutmadım." Ellimi tuttu güven vermek istercesine gözlerimiz birbirlerine kenetlendi. "Sözünü tuttun." Gülümsedi burukça gülümsedim. Gözlerimiz dolmuştu.
Sustu, Sustum. Sustuk.
Bazen kelimeler gereksiz kalır. Biz birbirimize edeceğimiz vedaları kafamızın içinde yapmıştık.
"Bana bak." Yorulmuş gözlerimi ona çevirdim. Bir gecede bin kat yorulmuştu."Yaranı göster." Bakmam gerekiyordu. Onu kurtarmalıydım yoksa ebediyen ölecektim.Kafasını hayır anlamında salladı. Ağlamaya başladı. Kıpkırmızı olmuştu gözleri."Bak,Gitmem gerek. Kardeşimi bulmam gerek." Kafamı hayır anlamında salladım.
"Hayır,Gitmeyeceksin."
"Bedir senin için ne işe o da benim için o," O zaman git demem gerekirdi. Çünkü ben gidecektim."Git.Bekleyeceğim." Gülümsedi.
Yalan söyledim.Dizime yattı. Hançeri elime aldım.
•••
Açın kapıyı!" Diye bağırdım. Çoğu kişi buraya toplanmıştı. Kimse kapıyı açmadı. Bu sefer yener diyince açtılar. Alper ve birkaç kişi kapıda duruyordu. İçlerinde bir tane kadın vardı. Yabancı.
"Alper.." Dedim yaşadını bilmek beni sevindirmişti. Çünkü öldünü düşünmüştüm. Ona sarılmak için gittiğimde elini kaldırdı durmam için.
Üstü başı kan olmuştu. Özelikle eli."Kadın hamile,Doğum yapıyor. Doktor var mi burada?" Diye sordu yanındaki adam. Kumral bir adamdı.
İdil'den
İsmini ögrendiğim siyah saçlı kadına baktım."Şebnem hanım, Derin bir nefes alın,İnleyin!" Kadın bana şaşkınca baktı. Eda enseme vurdu."İnleyin ne ya!" Gözlerini iki kere kırpıştırdım.
"Ahlayın!" Elvan'ın gülme sesi gelince bu sefer,"Ikkının!" Dedim. Kadın en sonunda ıkkınmaya başlayınca malzemelerime baktım. Havlu, Sıcak su, Makas vardı.
Yeterli açıklığa ulaştığı zaman bebeğin kafasını gördüm.Yanlız bu hiç kafaya benzemiyordu.
"Ayıp ama bu y-" Öksürük sesi ile sustum.Bebek erkekti.
Bir oğlu olacaktı.•••
Deniz'den.Acwel onlarla konuşmamış için bizi yanlız bırakmıştı. Açıkca ne oldunu merak ediyordum,"Nasıl tanıştınız?" Diye sordu gökçe. kumral isminin akın oldunu ögrendiğim adam konuştu.
"Ormanda,Üç kişilerdi. Onları kurtardım." Kadın'ın karnındaki çocuğuda mi saymıştı."Direniş isimli bir toplulumuz var, Yani vardı. Oradaydım ama artık bizi öldürmek istiyorlar." Dedi akın derin bir nefes aldı. Kumral saçları anına yapışmıştı."Neden?" Diye sordum kimse kimseyi nedensiz öldürmezdi.
"İçlerinde bir kız vardı, İsmini bilmiyorum O'nu orada bırakmış-" Alper sözünü kesti."O direniş de değil."
"Nerede?" Diye sordu toprak.
"Kaçtı! Anladınız mi kaçtı." Hiç birşey anlamamıştım. O da dakilere baktığımda aynı şeyi gördüm.
Alper dışarı çıktı durdurmadık. Kumsal arkasından çıktı. Toprak umursamadan sordu,"Nasıl bir kadındı?" Akın düşündü. "Kahverengi.. Koyu kahverengi saçlı,Üstünde Siyah bir tişört bide kalın bir gömlek gibi.. Birşey giymişti. Saçları uzundu. O nu Salih bıraktı direniş'e." İsmini hatılamadığım yada uzun zaman önce unutuğum birini hatılatı.
"İsmini biliyor musun?"
"Hayır onunla tanışamadım."
"Alper ile arkadaşlarını bulmak için kulübe gibi bir yere gittik. Orada sizi gördük."
"Bedir mi, O burada" Dedi melisa.
"Görebilir miyim?" Kafasını salladı.
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYLAK AVI(KATILIMLI- Hayata Kalma)
Acción"Düştüğün yeri görmeden Düştüm diyemezsin." Bir salgın olmuştu,Dünya hiç kirlenmediği kadar kirlenmiş,İnsanlar hiç günahkar olmamıştı gibi günahkar olmuştu. İnsanlar ölmüştü. Öldürülmüştü. Kader'ine terk edilmişti. Yerde yatan kadına doğru gittim...