-
Turnuvadan önceki geceydi ve Fenerbahçe Opet otele giriş yapıyordu. Koç, tüm odalar dolu olduğu için takımın geri kalanıyla yatmanın sorun olmayacağını düşündü.
Üç yıl menajerlik yaptıktan sonra kızların tuhaflıklarına alışmıştın, bu yüzden endişelenecek bir şey yoktu. Gerçi Eda'ya aşık olduğun için onun önünde kötü görünmekten korkuyordun.
Ekip, kızlarla yatarken garip hissetmemen için önce uyumak istediğin yeri seçmene izin verdi ve sen de uzak köşelerdeki odaların birinde uyumaya karar verdin.
Odaya geçip valizini yere bırakırken Eda'nın gölgesi üzerine vuran ışığı engelledi ve başını kaldırıp onun kim olduğunu görmek istemeni sağladı.
"Umarım senin yanında uyumamın bir sakıncası yoktur, priz sana en yakın yerde ve ben telefonumu şarj etmek istiyorum."
"Sorun değil. Getir." Yanındaki boş komodinin üzerine hafifçe vurarak gülümsedin.
Eşyalarını duvarın dibine koydu ve telefonunu şarja takarak yanına yattı. Birkaç saat sonra sen dışında bütün takım uyuyordu. Yarınki maçın heyecanıyla bir o yana bir bu yana dönüp duruyordun. En sonunda dayanamayıp ayağa kalktın. Balkona çıkıp bir sürede orada sıkıntıyla oturduktan sonra yatağa geri dönüyordun ki gelen sesle yerinde sıçradın.
Eda sana dönmüştü: "Yn, etrafta dolaştığını duyabiliyorum. Yarın için endişelenme gerçekten her şey güzel olacak." Yüzünü görmek için gözlerini açarak konuştu.
"Açık bir şekilde oynamadığımı biliyorum ama oyun oturduğum yerden de sizin için olduğu kadar yoğun."
Yatağa oturdun. Eda sana biraz daha yaklaştı, neredeyse öpüşecek gibiydiniz.
"Sen harika bir menajersin, biliyorsun değil mi?" Gülümsedi. Bu noktada Eda'nın, oyundan çok, seninle öpüşme mesafesinde olması seni daha tedirgin ediyordu.
"Uyumak için yardıma ihtiyacın varsa belki sana yardım edebilirim?" "Nasıl yani?" Eda'nın karşısında gergin görünmemeye çalışarak cevap verdin.
Belinden tutup seni daha da yakına çekti ve kollarını etrafına doladı, böylece onun göğsüne doğru uzanıyordun. "Bunun faydası olur mu?" Çenesini başının üstüne yaslayarak sordu. "Öyle düşünüyorum." Bir süre sonra sen uykuya daldın, Eda da peşinden.
Ertesi sabah kendini hâlâ Eda'nın kollarında ama başka yöne bakarken buldun. Gözlerin güneş ışığına alıştığında üstüne dikilmiş birkaç figürü fark ettin. Takımın çoğunun ikinize baktığını, Eda'nın sonunda seni nasıl kaptığını fısıldaştığını gördün.
"İyi uyudun mu Yn?" Melissa'nın sırıtması takımın geri kalanının da gülmesine neden oldu.
Tüm takımın seni Eda'ya sarılırken yakaladığını fark ettiğinde yüzün kızardı. Eda saniyeler sonra uyandı, sen otururken seni belinden kendine doğru çekip kısa bir öpücük verdi. "Günaydın güzelim. Günaydın kızlar." Sabah sesiyle herkesi selamladı.
Herkes şok içinde kaptana bakıyordu, tabii sen de.