-
Arina arabayı garaja park etti ve çaresizce ihtiyaç duyduğu o sessiz akşama başlamak için arabadan indi. Karısı Yn'in bir toplantısı vardı ve çocukları anaokulundan alamamıştı, bu yüzden Arina bu görevi kendi başına üstlendi, eşine, konu her ne olursa olsun yardımcı olmayı seviyordu. "Sonunda evdeyiz." Arina çocukların emniyet kemerlerini çözdü. İki çocukları vardı; Milena ve Carla. Her ne kadar Carla anaokuluna gidecek kadar büyük olmasa da ebeveynlerinin işi çıktığında bakıcısı geliyordu.
Milena, iki yaşındaki kardeşini kollarında taşırken hızla ön kapıya doğru koşup kapıyı iterek açtı. "Anne! Biz geldik" Milena merdivenlerden yukarı koşarken Carla düşmemeye dikkat ederek yavaşça emekledi. "Yn? Neredesin bebeğim?" Oturma odasından oldukça yorgun gelen bir inilti duyuldu. Karısının battaniyeye sarılmış, uyumak üzere olduğunu görünce dudaklarından bir kıkırdama kaçtı Arina'nın.
Arina kıkırdayarak "Birileri sinirli mi yoksa?" dedi. Fakat sert bir tepkiyle karşılandı. Olan bitenin gülünecek bir şey olmadığını anlayınca kahkahası yavaş yavaş azaldı. "Bir şey mi oldu güzelim?" Kanepenin koluna otururken, kollarını birleştirip karısına baktı.
"Hiç havamda değilim." Gözleri telefondan ayrılmadan konuştu Yn. "Kendine sürekli bunu söyleyip duruyorsun bebeğim." Ayağa kalkmak istedi ama Yn'den gelen bir iç çekiş onu durdurdu. "İş yerinde saçma sapan şeyler oluyor, bıktım sadece."
Arina gülümsedi, ona doğru ayaklarını sürterek adımladı ve sarıldı. "Endişelenmene gerek yok. Artık evindesin ve kendini daha iyi hissetmene yardımcı olacak olan karın Arina, kızların Milena ve Carla var." Yn ona sarıldı ve gözlerini kapattı. Haklıydı, hiçbir şey için endişelenmesine gerek yoktu. "Yemek yemeye ne dersin?" Arina ona bakarak sordu. Yn de başını salladı, "Mükemmel fikir."
"Tamam o zaman, ne pişireceksin?" "Sadece akşam yemeği önermek istemiştim, ne pişireceğimi inan bilmiyorum." Arina dudaklarını büzdü ve güldü. "Ama endişelenmeye hiç gerek yok, hemen halledeceğim." Yn tek kaşını kaldırdı ve Arina'nın telefonunu çıkarmasını izledi. "Çin restoranından yana kullanıyorum hakkımı. Köri, pilav, biraz patates, kesinlikle harika bence." "Ördeği unutma." "Pekala. Portakal soslu?" Yn başını salladı. Arina siparişi internetten tamamladı ve telefonu tekrar cebine koydu. "Şimdi, çay demleyeceğim, sana bir fincan getireceğim ve kızlara pijamalarını giydireceğim. Nasıl?"
"Mükemmelsin. Sen olmasaydın ne yapardım?" Arina eğildi ve dudaklarına küçük öpücükler bıraktı yorgun eşinin. "Muhtemelen hayatının ne kadar sıkıcı olduğuna ağlıyor olurdun."
Arina, yatak odalarına doğru yürürken kıkırdama sesleri duydu, ardından da yataklarının üzerinde zıplarken çıkan sesleri. Kapıyı açtı ve haklıydı. "Hey! Siz ikiniz! Yatakta zıplamayı bırakın lütfen!" İki çocuktan da yüksek bir çığlık geldi, Arina onları ürkütmüştü. "Haydi! pijamalarınızı giymeniz gerekiyor." Arina çekmeceden pijamaları aldı ve onlara giydirmek için yatağa oturdu.
"Tamam, şimdi birlikte aşağı ineceğiz çünkü film izleyip yemek yememiz gerekiyor." "Neden? Bugün cuma değil ki." Milena kafası karışmış şekilde sordu. "Anneniz kötü bir gün geçiriyor, o yüzden onu neşelendirmeye çalışacağız bebeğim."
Yemek geldi, aile oturma odasında toplandı ve bir Disney filmi eşliğinde günü güzelleştirdiler. Her şey mükemmeldi, dürüst olmak gerekirse gerçek olamayacak kadar güzeldi. "Şimdi daha iyi misin?" Arina fısıldadı. Yn, memnuniyetle iç çekti ve başını salladı. "Her şey o kadar mükemmel ki." Karısını yanağından öperek cevap verdi. "Siktir." Arina ve Yn, kızlarının söylediği söz karşısında şaşkınlıkla başlarını çevirdiler.
"Milena! Az önce ne dedin sen?" Yn öfkeyle sordu. "Bunu nereden öğrendin bakalım?" Arina karısının aksine daha sakin bir şekilde sordu. "Ne demek istiyorsun anne? Sen bunu her zaman söylüyorsun!" Yn karısına ölümcül bakışlarla baktı. Arina ise yanıt üzerine öksürdü. "Ben, ne ben hiç-" "Küfür etmediğini söyleme sakın anne. Seni çok iyi tanıyorum."
"Peki, hadi bu olmamış gibi davranalım!" Arina hızla dikkatini televizyondaki filme çevirdi. "Şaka gibisin gerçekten Arina." Yn de aynısını yaparak kıkırdadı. Arina eşinin gülmesiyle bu muazzam anı kaçırmamak için ona baktı. "Çok güzelsin." "Utandırma lütfen." Yn başını karısının omzuna koydu. Arina elini kızın saçlarına atarak yavaş bir şekilde okşadı. "Yüzünü gülümsetmek için her zaman seninle olacağım."