Memento mori; remember that you will die
♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧
♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧
Cehennem buydu.
Kan içinde çocuklar, hırslarına kurban büyükler, ölümler, ölüler, öldürenler.
Sebep verdikleri, sebep oldukları.
Cehennem bu muydu?
Cehennem kötülüğü yıkayan alevlerdi. Tanrının kula gazabı...
Cehennem neydi?
Ellerini uzattı, boşluğu hissetti. Bileklerinde zonklayan, büyüsünü hapseden kelepçelere rağmen yeniden denedi. Onu bir daha asla görememe ihtimalinin var olması bile içinde aylardır sıkışıp kalmış arzuyu dürtüyordu.
Zaman azalıyordu, ordu dağılıyordu.
Delphini kimbilir hangi cehennemdeydi.
Scorpius...
Albus gözlerini kapattı, sabahtan beri dokunmadığı lapayı zihnini tekmelermişçesine var gücüyle tekmeledi.
Kara büyüye asla bulaşmamalıydı.
Kanını emen, ruhunda gizlenen iblisi saklaması o zaman daha kolay olurdu. Ailesinin bilinmeyen köklerinden miras kalan karanlık rünler, varisi olduğu Braithewaite tahtı... Bahşedilen karanlığı asla kapıdan içeri sokmamalıydı ama pişman değildi.
Delphini'yi yetiştiren kadının kanı vardı ellerinde... Euphemia Rowle'u gözünü bile kırpmadan öldürmüştü ama pişman değildi. Çığlıkları hala kulaklarında yankılanıyordu, Delphini'nin durması için yalvarması, haykırışları.
Delphini'yi seviyordu.
Delphini'den nefret ediyordu.
Cehennem neydi?
Kan dolu bir küvetin sürüklediği yerdi, ağza alınamayacak günahların dudakları öptüğü yerdi, işkenceydi.
Sırf Dünya'nın en güzel çocuğunu sevdiği için gideceği yerdi. Paris'te, bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında sarhoş ve aptal öpücükler paylaşırlarken onları azarlama cüreti gösteren kadının da dediği gibi, ki bu Albus'u hep güldürürdü.
Dokunduğu her şeyi lanetliyordu, sevgisi bile yanlıştı.
Bulutlu hematit gözlerinde evreni taşıyan, manyak gülüşleriyle kalbini kaynatan sevgilisini istemek günahtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Outrunning Karma: The Pathetic Heir of Slytherin
FanfictionAlbus Severus Potter, olmaması gereken her şeydi. Slytherindi; çataldil, ve de bir varis. Sürekli her şeyi batıran çocuk, ailesini yok sayabilmek için kendini de yok sayan çocuk, bu Albus Potter'ın olduğu şeydi. 11 yaşındayken, puslu gri gözler taş...