Lily, James'i dışarı kovmuştu. Janes mutsuz değildi va muzipçe sırıtıyodu. Sonra içeri 1 yıldır görmediğim biri girdi. Karl McColin. Yanıma yaklaştı. Sirius bundan rahatsız gibiydi.
Km: Selam Le.
Bu takma isimden hiç hoşlanmazdım soğuk bi şekilde konuştum.
Km: Çooook uzun zamandır konuşmamıştık. Birazcık sohbet edelim mi?
Çapulculara baktım ve sonra kafamı yukarı aşağı salladım. Beraber ortak salondan çıktık.
Lp: Şeeey, geçen sene olanlar için üzgünüm, insanları kırmayı sevmiyorum. Ama gerçekten sana karşı bi şey hissetmiyorum.
Km: Ben bunu konuşmak istememiştim.İçimden şükürler olsun diye sayıklıyodum. Biraz daha yürüdük, kaleden çıkmıştık, bahçede boş bi yerdeydik. Biraz tenhaydı.
Lp: Ne konuşmak istemiştin?
Km: Ah sonunda. Bunun için tam 1 yıl bekledim. Ben seni unutamıyorum Lena.
Lp: Karl ben-
Km: KES SESİNİ VE DİNLE! Ben bu kadar üzgünken senin mutlu olmana dayanamıyorum. BEN SENİ İSTİYORUM.Söyledikleri çok rahatsız ediciydi.
Lp: Sana bunu açı-
Bi anda dudağıma yapıştı. Onu geri itmeye çalıştım ama beni çok sıkı tutyodu. Canımı fazlasıyla acıtıyodu. Beni çok sert öpüyodu. Arada dilini kullanıyodu, ısırıyodu. Boşta olan eliyle boynum, kalçalarım ve belim arasında gelip gidiyodu. Ondan kurtulamıyodum. Güçlerimi kullanamazdım, onun yanında olmazdı. Kolum mos mor olmuştu. Gözlerimden deli gibi yaşlar akıyodu. Sonra bi çat sesi ve Karl yerdeydi. Kim olduğuna baktım bu Regulus'tu. Onunla aram fena sayılmazdı. Regulus çocuğa çok sert yumruklar atıyodu. Yüzü kanlar içinde kalmıştı. Ben dizlerimin üstüne düşmüş ağlıyodum. Çocuk sanırım bayılmıştı. Regulus yanıma geldi.
Rb: Sen iyi misin?
Onun boynuna atladım ve sarıldım. Şu an ihtiyacım olan şey buydu. Sarılmak... Ona güveniyodum. Kardeşim gibiydi. Saçımı okşuyodu. Eli koluma gittiğinde acıdan yüzümü buruşturdum. Kolum fena halde morarmıştı. Gerçekten fena yanıyodu.
Rb: Lena bu kolun hali ne?! Hemen hastane kanadına gitmeliyiz. İyi görünmüyo.
Lp: Reg hayır...
Rb: Ben bu konuda bahane kabul edemem. Hadi kalk.
Lp: İstemiyorum.
Rb: Iıı. Tamam, peki Lily gelse bari yanına. Olmaz mı? Nerdeydi en son nerdeydi.
Lp: Ortak salonda olmalı.
Rb: Hadi gel beraber onun yanına gidelim.
Lp: OLMAZ!
Rb: Neden?
Lp: Sirius orda. Ben- ben bunu yapamam, ben onun yüzüne bakamam.Şimdi daha beter ağlıyodum. Çok kötü bi durumdaydım.
Rb: Tamam sakin ol. Kapının önüne gelince ben onu çağırırım.Yavaşça kafamı salladım. O çocuğu orda bırakmıştık. Yavaşça yukarı çıktık. Venim gözümden damlalar süzülmeye devam ediyodu. Regulus çok sinirli gözüküyodu.
Lp: Regulus bunu kimseye anlatamazsın. Siriusa bile.
Rb: Ama-
Lp: Hayır, bak ben bunu yapamam. Lütfen...Hiçbir şey demedi. Yukarı çıktığımızda. Regulusa şifreyi söyledim kenara geçtim.
Regulus'tan
İçeri girdiğimde deliler gibi gülüşen bi çapulcular ve saçı kadar kırmızı bi yüze sahip Lily görmeyi beklemiyodum. Çok sinirime dokundu. Kız orda can çekişsin bunlar şamata...
Rb: Evans! Lena seni çağrıyo.
Jp: Neden kendi gelmiyo?
Sb: Sen şifreyi nerden biliyosun?
Rb: Kapının dışında seni bekliyor, acil.Bana sinirli sinirli bakan çapulcuları kafama takmamaya çalıştım. En sonunda Lily yanıma geldi ve dışarı çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sirius Black ile Hayal Et (Lena Potter)
FanfictionÇapulcular zamanında geçen bi hikaye