Sirius ve o günki kız. Öpüşüyolardı! Saçlarımın parlamaması için çok zor tutuyodum kendimi. Beni fark edince durdular. Kızın yüzünde bi zafer edası vardı. Sirius bana çok boş bakıyodu.
Lp: Umarım... Umarım bi açıklaman vardır.
Sb: Ahh evet var. Seni artık sevmiyorum. Ben Violet'e aşığım. Senden ayrılıyorum. Şimdi gider misin? Teşekkürler.Hiç bir şey demedim. O bunu hak etmiyodu. Hızla ordan ayrıldım. Çok öfkeliydim. Bi o kadarda üzgün. Yinede onu seviyodum. Rastgele yürüyodum. Cüppemin kapşonunu saçıma geçirmiştim çünkü saçlarım havalanıyo ve parlıyodu. Olabildiğince sıktım. Gözlerim yaşarmıştı. Şu an en çok ihtiyacım olan şey saklanmaktı. Saklanmaya ihtiyacım yardı.
Birden duvarda bi kapı belirdi. Tereddüt bile etmeden girdim. Ne olsaydı razıydım. Kapı arkamdan yok oldu. Ellerimi kapşonumdan çektim. Saçlarım özgürlüklerini ilan ederek kapşonumdan kurtukdular ve parlamaya başladılar. Burası labirent gibi biyerdi. Biri burayı bulsa bile içinde beni bulamazdı. Düşünmeden içeri dalıp rastgele yürümeye başladım. Çıkmaz bir yere vardığımda oraya yaslanıp yere oturdum. Duvarları çok yüksekti. Kendimi daha fazla tutmadım. Ağlamaya başladım. Bağıra bağıra ağlamaya başladım. O bana ihanet etmişti. Ona güvenmiştim. Sevgimi harcamıştı. Güvenimi boşa çıkartmıştı. Peki nasıl hala yanlış anlamış olabileceğimi düşünüyodum? Neden hala bana geri dönmesini istiyodum?
James'ten
Lena çıkalı 2 saati geçmişti. Bu süre boyunca beraberlerdir diye düşündüm ama 2 saat yani. Bendede kalp denen bi şey var merak ediyorum. Her ne kadar Lily ve Remus karşı çıksada ben haritayı açıp onları aramaya baktı.
Jp: Aa bakın Sirius burda. Ve Lena- bu Lena değil. Violet Snow diye birisi bu. Neden dip dibeler? Neden ayakları karşılıklı- Yoka. Yani. Başka bi şey olabilir mi? Sirius yapmaz değil mi?
Hızla bodruma yöneldim. Diğerleride peşimden geliyodu. Sirius ve Violet denilen kız öpüşüyodu. Gözlerime inanamadım. Kendimi tutamadım ve Sirius'un suratına bi tane yumruk attım. Afallamıştı. Remus beni tutmaya çalışıyodu. Maksimim 2 yumruk daha attıktan sonra Remus ve Peter sürükleyerej beni ırdan uzaklaştırdılar. Aklımda bi soru yankılandı. Acaba Lena bunları görmüş müydü?
Pp: Sirius'tan beklemezdim.
Rl: Ben de.Haritayı tekrar açtım. Lena'yı arıyodum. Haritada gözükmüyodu.
Göle koştum. Ama nasıl olur? Burdada değil. Ama olamaz. Şatoya geri döndüm. Koridorlarda endişeyle dolanıyodum. Lena'yı bulmalıydım. Bana ihtiyacı vardı. Ona ihtiyacım vardı.
Karşımda beliren kapıyla irkildim. Yavaşça kapıyı araladım. Devasa boyutlarda duvarları olan bi labirent vardı. İçeride bi ses yankılanıyodu. Ağlama sesi. Lena'nın sesi. İçeri daldım. Ona ulaşmalıydım. Kenarda duran süpürgeleri fark ettim. İçeri yürüyerek girersem kaybolurdum. Onu yukardan aramalıydım. Süpürgeye bindim ve yükseldim. Oldukça eski bi süpürge olduğu için biraz zordu. Bu duvarlar cidden yüksekti. En sonunda duvarları aşabildiğimde gözlerime inanamadım. Sonsuz gibi bir şeydi. Onu burda bulmam zor olucaktı.
Etrafıma bakınıyodum. Uzun bi süredir uçuyodum. Uzaklarda bir ışık hüzmesi fark ettiğimde bunun Lena olduğunu fark ettim. Bayılmamıştı sanırım . Hızla oraya doğru uçtum. Onu gördüğümde saçları Güneş kadar parlıyodu. Gözlerim kamaştı. Elimi yüzüme gölgelik yapıp inişe geçtim. Yekınına bir yere indim. Süpürgeyi kenara bıraktım. Ona doğru koşmaya başladım.
Bu da neydi? Bi şeye çarpmıştım ama orda bi şey yok ki. Elimi yavaşça çarptığım yere uzattım. Sert bir kalkan vardı sanki. Lena'ya ulaşamıyodum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sirius Black ile Hayal Et (Lena Potter)
FanfictionÇapulcular zamanında geçen bi hikaye