Remus'tan
Lily fazla sakin görünüyodu.
Rl: Lily, neler oluyor?
Le: Iı ben... bilmiyorum.
Rl: Lily bir şeyler bildiğini görmek için Ravenclaw olmaya gerek yok. Dökül.Bu sıradan bi durum değildi. Hem de hiç.
Le: Tamam. Evet biliyorum ama bunu size söyleyemem. Ona söz verdim. Bunu ona sormalısın.
Rl: Başka biri biliyo mu?
Le: James.
Pp: Vay haiiiin. (Sanki seni bilmiyoruz Pettigrew. Sırf hikayeden fazla uzaklaşmamak adına ekledim seni.)
Rl: Ben gidiyorum.
Le: Nereye?
Rl: Kütüphaneye.Lily gergin gözüküyodu. En kötü ne olabilirdi ki?
Lena'dan
Evet, şu an kessssinlikle bi krizin içindeydim. Siriusu görmek istiyodum. Ona kızgındımda. Ama mahçuptumda. Hastane kanadında oldukları için endişeliydimde. Aynı zamandada minnettardım. Çok karmaşıktı. Karşıma kimse çıkmadığı için kendimi şanslı hissettim. Son hızla hastane kanadına ilerlemeye devam ediyodum. Gryffindor neden bi kuledeydi ki? Godric ne düşünmüş olabilir yani?
Oraya vardığımda bakışlar üstüme kaydı. Garip bakışlardı ama bu önemli değil. Siriusun eli neden sargılı? Jamesin neden burnunda pamuk, kafasında bant var?
Lp: Siz iyi misiniz? Bu yaptığınız çok sorumsuzcaydı. Sakın bi daha yapma-
Jp: Lena, saçların...O an fark etmiştim. Saçlarım uçuyodu ve parlıyodu. Bu hiç iyi olmamıştı. Ellerimle saçlarımı indirmeye çalıştım ama olmadı. Sakinleşmem gerekirdi. Onlara bakmak yerine etrafa bakınmaya başladım. Bİ DAKİKA NE!?
O da burdaydı. Onu yeni fark etmiştim. Gözlerim doluyodu. Sadece korkudan değil. Korkuyu bastırmaya çalışan bir de öfke vardı. Sakinleşmem gerekiyodu ama yapamıyodum. O burdayken bu İMKANSIZDI.
James'ten
Bi anda içeri giren Lenayla şok olmuştuk. Madam pomfreyde aynı şokla bakıyodu. Bunun nedeni saçları ve gözleriydi. Muhtemelen farkında olmadan yapıyodu. Bi anda konuşmaya başladı. Derin bi duygu karmaşasında olduğu belliydi. Fakat bizim baktığımız şey daha önemliydi. Onu uyardığımda. Saçlarını eliyle indirmeyi denedi. Olmayınca gözlerini odada gezdirerek sakinlik bulmaya çalıştığı belliydi.
Olamaz. Onu gördü. O orospu çocuğunu gördü. Yüzünden duygularını anlamak zırdu. Ama duyguları şiddetlenmişe benziyodu çünkü parlamaya başladı. Sadece saçları ve gözleriyle değil, bütün bedeniyle barlıyodu. Topuklarından hafifçe yukarı doğru yükseldi. O pislik baygın olmasaydı muhtemelen korkudan şu am ölüydü. E daha iyi olurdu tabi.
Yataktan hızla kalktım. Onu sakinleştirmek için yanına gittim. Gittim ama varamadım. Bu ne be!? Neden ona daga fazla yaklaşamıyodum?
Jp: Lena? Lena beni duymuyo musun? Bak sakin ol. Lena?
Beni duymuyo gibiydi. Öteki yandan Sirius şoktan ölücek gibi duruyodu.
Jp: Sirius şokunu anlıyorum ama şimdi yardım etmezsen pek hoş şeyler olmayacak.
Sirius haffiçe kendini sarstı. Sonra yanıma geldi.
Sb: L-lena? Sakin olmalısın. Sevgilim?
Ne kadar denesekte bizi duymuyodu. Etrafında bi çeşit güç dalgası vardı. Artık fazlasıyla yükselmişti. Sonra ayak sesleri duyduk. Arkama baktım. Madam Pomfrey ve Dumbeldore orda duruyodu. Sanırım Madam Pomfrey Dumbledore u çağırmaya gitmişti. Dumbledore anlamaya çalışır bi şekilde bakıyodu. Sonra asasını çıkarttı. Lena'nın önüne atladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sirius Black ile Hayal Et (Lena Potter)
FanfictionÇapulcular zamanında geçen bi hikaye