136.tehlike

74 4 7
                                    

Olduğum yerde kala kaldım kim sarılıyordu bana?arkamı dönmek istiyordum ama korkuyordum kimse boynumu öptü.hızla arkamı döndüm rahatlıkla nefes verdim;

Han,ya ödümü koparttın

Lee know,nasıl kaldın ama?

Neşe içinde gülmeye başladı elimi gögüslerimde birleştirdim

Lee know,benim küçüğüm korkmuş mu?

Han,evet

Dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı.sıkıca ona sarıldım.

Lee know,bulabildin mi?

Han,evet ama....

Maskeyi gösterdim yüzü düştü.

Han,başka bulamadım bundan takmalısın

Lee know,iyi hadi,sen de kendine aldın demi?

Kafamı salladım maskeyi ona uzattım.elimden aldı kulaklarına astı bende kapattım.

Han,ama senin şapkan yok

Lee know,bişi olmaz hadi gel gidelim artık.

Tebessüm ederek elini tuttum,karanlık yerden çıktık ilerledik.

Han,buralar çok güzell

Lee know,beğenmene sevindim

Etraf ışıklarla-insanlarla doluydu sarhoş olanlar vardı telefon ile konuşan,bağıran vs.

Gözüme bişi kestirdim.çemberi uzun çubuklarla atarsak bize ayıcık veriyorlardı ayılara baktım küçük ama çok şirindi

Lee know,denemek istermisin?

Han,yapamam ki

Lee know,neden yapamayasın?

Han,atışım kötü boşverelim hadi

Oraya doğru ilerledik,sırada bekledik

Lee know,yapamazsan bir daha yaparsın atana kadar

Han,gerek yoktu

Beni kendine bastırdı.kollarımı ona doladım sıramız gelmişti adam bana üç çember verdi.ayıcıklardan şuan o kadar istiyordum ki kafasını o dükkanın demir yerine koydu beni izledi,dikkatimi uzun çubuğa verdim ve bir tane attım.son ondan girmişti uzun çubuğa.sevinç ile güldüm ve bir tane daha attım buda girmişti ikisini nasıl attıysam bunuda aynı yöntem ile attım üçe üç atmıştım sevinç zaferi ile güldüm.

*İşte gene knowa kendini aşık ediyordu.görünmeyen gülüşü ile.gözlerindeki o ışıltıyı gördü küçük bir ayıcık bile onu mutlu edecek kadar önemli miydi? Know iyi ki aşık olmuşum diyordu kendi kendine o kadar masumdu ki.o sevinç ile zıpladı ve hızla knowa sarıldı.know onun bu küçük heycanına karşılık verip o da güldü,küçük ayı bile onu mutlu ediyordu bu derecede sanki dünyalar onun olmuştu eline o küçük ayı verilince daha bir mutlu olmuştu o sevinçle knowa gösterdi knowa ona o kadar dalmıştı ki.

Han ayıcığa sevinirken

Lee know ise böyle minik sevgilisi olduğu için seviniyordu*

Han,know daldın gittin

Lee know,haa!çok güzel

Han,evet.teşekkür ederim

Alnımı öptü.

Lee know,ne demek birtanem hadi gel.

Elimi tuttu ilerledik.

İlerledikçe ağzım açık kalıyordu çok güzeldi heryer sağda,solda hep çeşit çeşit dükkanlar vardı her biri ayrı bir özen doluydu.

Lee know,bebeğim hot dog yemek istermisin?

Han,o ne?

Lee know,sosisli sandviç     

Han,olur

İlerde hot dog yazan yere gittiler kapalı bir alandı ama bir çok yerde camı vardı. O yere gelince know iki tane aldı;

Lee know,güzelim sahile gitmeliyiz ama gidelim mi?

Han,olur

Hızla o ışıltılı yerden ayrıldılar sahile doğru ilerlediler zaten tam karşıdaydı bunun için pek fazla yürümedik hemen karanlık banka oturduk know bacak bacak üstüne attı bende kendime bağdaş kurdum maskelerimizi açtık.hot dog denilen şeyi gömmeye başladık

Han,sevgilim.jungkook ve haru yaşıyor demi?

Lee know,evet en son evdeydiler.

Han,iyiler demi?

Lee know,evet güzelim iyiler

Bir ısırık aldım kuşlarım güzel sesini dinledim

Yemeğimiz bitince knowun elindeki çöpü aldım ayaklandım benim 10 santim uzağındaki çöpe doğru gittim,çöpümü attıktan sonra geri döndüm beni kucağına çekti bacaklarımı açtım onun bacaklarına sardım.sürünerek ona yaklaştım

Lee know,biraz daha oturalım sonra gidelim olur mu?

Han,olur

Yaklaştı,şapkamın boyun kısmını az açtı küçük bir öptü.

Han,soğuk olmasına rağmen sıcacıksın

Lee know,sende.kalın giyinmene rağmen buz gibisin.boynumda ısınmak istermisin?

Çapkın bir şekilde sırıttım

Han,evet.isterim

Kollarımı onun boynuna doladım kafamı boynuna gömdüm,kokusunu doyarak çekti

Han,kokunu çok seviyorum.

Lee know,bende senin kokuna bayılıyorum.

Kollarımı biraz daha ona doladım sırtımı sıvazladı telefonu nu çıkarttı

*Ama biri onun fotoğrafını çekmişti olduğu gibi sırıttı ve Lee knowa yolladı.lee know gelen bildirime baktı tam o sıra da jungkook aradı.ilk başta mesaja baktı ama hanın sırtını sıvazlamayı bırakmadı han ise gözlerini kapatmış kokusunu çekmeye devam ediyordu.know gelen bildirim ile banktan sırtını çekti hızla jungkookun telefonunu yanıtladı.

Lee know,jungkook?

Jungkook,nerdeyseniz hemen bize gelin

Lee know,noldu?senin sesin neden öyle geliyor?

Jungkook,han tehlikede..           

PARTİCİPATİON 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin