Selammm...
Yeni ve upuzun -ciddili uzun- bir bölümle daha geldimmm...<3Bu bölüme bol bol oy ve yorum istiyorum mümkünse çünkü oy ve yorumlarınız beni en çok motive eden şeylerrr
Ayrıca 5k olmuşuz, çok teşekkür ederimmm hepinizeee...
Sizi seviyorummm<3Bu arada bölüm sonunda açıklamalar yaptım, okursanız sevinirim ama bir tık uzun olduğu için okumak istemezseniz önemli yerler '✨' işaretleri arasında kalan yerler, orayı mutlaka okuyun güzellerim, kafa karışıklığınız olursa diye yazdım orayı.
Söyleyeceklerim bu kadardı.
Keyifli okumalar dilerim bebeklerimmm...<3**********
Çok çalışmıştı Jeongguk düğünden sonra devam eden eğlenceler için ve çok yorulmuştu ama mutluydu. O zaten oldum olası çalışmayı seven biriydi, eh sevdiği biri için çalışınca daha da mutlu ve istekli çalışıyordu doğal olarak ama bugün mutsuzdu Jeongguk çünkü hyungu gidiyordu, onu bugün uğurlayacaktı Kimilsan Krallığı'na.
Jin hyungunun oradaki düğününü de görmeyi çok isterdi lakin o bir hizmetliydi nihayetinde. Oraya gitme gibi bir hakkı yoktu onun. Zaten kardeşi ve annesini bırakıp nereye gidecekti ki?
O yüzden bugün her zamankinden erken kalkmıştı çünkü hyungunun odasına gidip vedalaşacaktı hyunguyla. Sonra da kardeşini hazırlayıp işine geri dönecekti. Tüm krallıklar saraydan ayrılacağı için tüm saray temizlenecekti. Tabiri caizse işi başından aşkındı bugün Jeongguk'un.
Hızla üzerindeki geceliğin üzerine önünü bağladığı tül bir üst geçirip Jin hyungunun odasına gitmeye başladı Jeongguk. Bu saatte kimse uyanmazdı, hyungunun da heyecandan uyuyamayacağını tahmin ediyordu. O yüzden bu kadar rahattı Jeongguk.
Tahmin ettiği gibi de olmuştu Jeongguk'un. Kimsecikler yoktu ortada. Hyungunun kapısını tıklattı birkaç kere. Uyuduğunu sanmıyordu ama açmazsa geri dönecekti odasına. Hyungu neyseki tahmin ettiği gibi kapıyı açmıştı, hatta açar açmaz Jeongguk'u görünce de sımsıkı sarılmıştı ona.
Jin'in bu saatte niye geldin diye sormasına lüzum yoktu Jeongguk'a. Biliyordu Jeongguk'un ona veda etmek için geldiğini ki zaten Jeongguk gelmese o gelecekti Jeongguk'un odasına veda etmeye.
Onu küçük kardeşi gibi gördüğü için onun da Kimilsan'a da gelmesini isterdi Jin lakin ne prens Taehyung ne de Jeongguk gelemeyecekti. Gerçi Prens Taehyung bir gün sonra yola çıkabilecekti ama Jeongguk'un öyle bir şansı yoktu. O yüzden Jeongguk'u anında içeri alıp yanına oturttu Jin.
"Seni çok özleyeceğim Jin hyung. Benim ve ailem için yaptıklarının ne yazık ki karşılığını veremiyorum sana lakin yürekten seviyorum seni hyung. Umarım Prens Namjoon ile birlikte hep mutlu ve huzurlu olursunuz. Biliyorsun ki benim oradaki düğününde yerim yok ama sorun değil. Sen mutlu ol yeter hyung. Şey bir de buraya gelirsen beni ziyaret edersin değil mi?"diye konuştu tatlı tatlı Jeongguk.
"Tabiki ziyaret edeceğim Jeongguk, hem de her geldiğimde. Sen de benim küçük kardeşim oldun artık. Gelmeyip ne yapacağım? Ben de senin mutlu bir yuva kurduğunu göreceğim tıpkı ben ve prens Namjoon gibi."dedi gülümseyerek.
"Sanmıyorum hyung ama umarım, umarım ileride yalnız da olsam mutlu olurum."dedi Jeongguk gözleri kucağındaki ellerine düşerken.
Hyungu bunu dediğinde aklına nedense ilk prens Taehyung gelmişti lakin bu fikri çok düşünmeden silmek istedi aklından çünkü fazla saçmaydı. Prens Taehyung seve seve onu mu sevecekti? O kadar yakışıklı ve güçlü bir alfa prens Jeongguk gibi halktan pısırık bir erkek omegaya mı bakacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE DİSGUİSED PRİNCE | TAEKOOK
FanfictionBaskın alfa Prens Kim Taehyung uzun süre sonra gizlice halkı kontrol etmeye çıktığında kendisinden büyük bir alfa ile tartışan omega Jeon Jeongguk'u görür ve yanlarına gider.