Selammm güzelliklerimmm...
Yeni bir bölümle daha geldim...<3Sanırım şimdiye kadar yazması en zor bölüm ile karşınızdayım..:(
Olayların yavaş yavaş çözüldüğü bir bölüm bu bölüm. Diğer krallıklar da olacak bu bölümden sonra.Umarım bu bölümü seversiniz, sizi seviyorummm bebeklerimmm...
Keyifli okumalar dilerimmm...<3**********
Prens Taehyung'un Kral Nara ile konuşması bitmişti ve Kralın odasından çıkmıştı. Kral dün ona ruh eşi ile huzurla uyusun diye bir şey dememişti lakin ciddi bir mesele vardı ve bu Prens Taehyung'un canını sıkıyordu.
Daejeon Kralı öldükten sonra -her ne kadar bu durumu kullanıp hainler Prens Taehyung'a tuzak kurmak için bunu fırsat bilseler de bu havadis doğruydu- yerine Alfa oğlu Jiwon geçmişti ve bu tüm Krallıkların Daejeon Krallığı ile anlaşmalarının yenilenmesi ve anlaşılamazsa savaşılması gerektiği anlamına geliyordu.
Daejeon Krallığı Kimwonju Krallığı'ndan güçlü bir Krallık değildi, her ne kadar üç Krallığın geçiş noktası olduğu için ticaret ve ham madde bakımından iyi olsa da asker eğitimi ve yönetim iyi değildi. Prens Taehyung zaten savaşmaktan korkmuyordu, onun canını sıkan şey farklıydı. O Jeongguk'una -yani onun tabiri ile güzel ruh eşine- yeni kavuşmuşken savaşa gitmek istemiyordu.
Lakin savaşılmasa bile oraya anlaşma için mektup yazmak zorundaydı ve her türlü savaş ihtimaline hazır olmalıydı. Bu da Jeongguk ile ilgilenememesi anlamına geliyordu. Biricik ruh eşine bunu anlatsa onu anlayacağını biliyordu lakin o istemiyordu eşinden ayrılmak.
Bu düşüncelerle odasına adımladı Prens Taehyung, çok düşünceliydi. Odasına girdiğinde yatağının dağınık olduğunu gördü ancak Jeongguk'u göremedi. Banyonun kapısını tıklayıp baktığında banyoda da olmadığını anladı. Prensi bir telaş kaplamıştı.
Odasından çıkıp Jimin'i aramaya koyuldu, belki Jimin ile konuşuyordur diye. Jimin'in odasına gitti ilk olarak. Jimin'in odasına kapıyı tıklatarak girdi. Jimin odasındaydı ancak Jeongguk yoktu.
"Bir şey mi oldu Taehyung?"dedi Jimin gülerek.
"Jimin Jeongguk nerede biliyor musun?"dediğinde Jimin'in yüzü düştü.
"Odaya geçeceğini söyledi bana. Ben de tamam demiştim. Odada değil mi?"diye sordu telaşla.
"Hayır yok Jimin, içimde kötü bir his var."
"Hayır kötü düşünme Taehyung, belki kendi eski odasına girmiştir, belki mutfağa girmiştir. Biliyorsun belki sevindiği için bize tavşanlı kurabiye yapmak istemiş olabilir."dedi Jimin de. Bunu dedikten sonra ikisi de önce Jeongguk'un önceki odasına sonra da mutfağa girdiler. Diğer hizmetliler önlerinde eğildi ama onlar bununla ilgilenmiyordu, tek odakları Jeongguk'tu.
"Jeongguk'u gören oldu mu?"diye sordu Jimin dayanamayıp.
"Hayır hiç görmedik."yanıtını alınca mutfaktan çıktılar. Koridorda öylece Jeongguk nerede diye düşünürlerken Yoongi onları görüp yanlarına gitti.
"Ne konuşuyorsun böyle düşünceli şekilde."dedi gülümseyerek.
"Jeongguk yok Yoongi."dedi Prens Taehyung da üzgün bir sesle.
"Jeongguk'un annesinin geldiğini gördüm ben ancak neredeler bilmiyorum."dedi Yoongi de.
"Annesi mi geldi? Bundan haberim yoktu. Neredeler o zaman peki? Bahçedeler mi?"dedi Prens Taehyung. Yoongi olumsuz manada kafa salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE DİSGUİSED PRİNCE | TAEKOOK
FanfictionBaskın alfa Prens Kim Taehyung uzun süre sonra gizlice halkı kontrol etmeye çıktığında kendisinden büyük bir alfa ile tartışan omega Jeon Jeongguk'u görür ve yanlarına gider.