Dost mu ? Düşman mı ?

530 35 4
                                    


Diğer bölümlere göre kısa oldu. İyi okumalar bebikolarım !! ☂️❤️

---

Gecenin 2siydi. Akademinin çoğu üyesi uyumamış mutfakta toplanmıştık. Ben ise biraz atıştırma fırsatı bulmuştum. Five kendi karışımı olan kahveden yapıyordu. Ben kitap okuyordu. En çok sevdiği şey kitap okumakmış, insanları daha az duyuyormuş. Klaus masanın üzerinde oturuyor bazı özlü sözler söylemeye çalışıyor ve alkol alıyordu. Luther yemek yemiş olmasına rağmen hala bir şeyler yemeye devam ediyordu. Gerçekten ilginç bir aile fakat burada benim ilginçliğimin üzeri örtülüyor gibiydi. Buraya karşı ilgim artmaya başlamıştı şimdiden. Allison uyumak üzereydi çünkü Klaus'un konuşması bizi de uyutacaktı. Sahi kaç saattir uyumuyordum ?

Five: Sadece 5 dakika sessiz kalmak zor değil Klaus !

Ben: Mümkün olan bir şey söyler misin Five ?

Klaus: Nasıl başarıyorsun karanlıklar prensesi ? Ailemin beni öldürmemesi için yol gösterirsen en sevdiğim kardeşim sen olursun..

Sadece gülümsemiştim, masaya bakıyordum. Utangaçlık mı bilmiyorum.. Klaus'un ölüm anını hatırlayınca yüzümdeki gülümseme yok olmuştu. Luther anlamışcasına cevap vermişti.

Luther: Rahat bırak Gwen'i.

Ben: Mümkün olan bir şey söyler misin Luther ?

Five elindeki kupanın birini önüme doğru ittirdiğinde ona dönmüştüm, bana gülümsüyordu. Bana çok güzel gülümsüyordu. Ne oluyor Gwen ? Muhtemelen herkese böyle gülümsüyor kendine gel. Sadece şunu düşünüyorum sanırım dokunduğumda kendimi normal hissetmemi sağlayan tek kişi. Hatta sanırım değil kesinlikle sadece Five oldu bu zamana kadar.. Bir şeyler düşündüğümü anlamış olmalıydı ki bana yaklaşarak;

Five: Bir sorun mu var ?

Diye sordu. Defterim ve kalemim yanımdaydı. Hızlıca yazmaya başladım.

- Temasa geçmediğim akademi üyeleriyle de temasa geçmek istiyorum. Test etmem gereken bir şey var.

Five'ın yüzü ciddileşmişti ama beni anladığına emindim. Yani şu an derdim kontrol edilemeyen bir gücün nasıl olurda onun üzerinde etkisi olmazdı ? Ağır ağır kafasını sallamıştı.

Luther: Sabah eğitiminin başlayacağını yazmıştın. Reg denettirir zaten.

Diğerlerine dönmüştüm, tamam anlamında kafamı sallamıştım.

Allison: Hadi gidip yatalım. Sabah ölü gibi gelmeyelim eğitimlere.

Klaus: Ah tatlı Allison'ım.. Artık çok mu önemli sence eğitimlerimiz ?

Ben: Az önce ne konuştuk Klaus ??!

Five: Yine de Gwen için herkesin eğitimde olması gerekir..

Klaus: Aman tamam be neyse .. Kaçtım ben.

Birer birer mutfaktan ayrılmışlardı sadece Five ve ben kalmıştık. Masaya bakıyor ve kahvemden içiyordum. Five ise önündeki kağıda bir şeyler yazıyordu. Rahatsız etmek istemiyordum, kaldı ki rahatsız etmem için konuşmam gerekirdi. Ama yapmıyordum. Bunu nasıl aşacağım ben ? Ne olurdu Five ile sabaha kadar konuşsam ? İş yerimdeki aptal insanlara ağız dolusu sövebilsem.. Yokluğumu dahi farketmeyip yeni piyanist çağıracaklarına adım gibi emindim ama kanıtlayamıyordum. Bu düşüncelerle dalıp gitmiştim. Five'ın sesi tüm mutfağı doldurmuştu.

Five: Yat artık istersen, sabah çok yorucu olacak.

Defterimde yeni sayfayı açarak yazmaya başladım.

- Uyuyabileceğimi sanmıyorum, teşekkür ederim.

Yazıyı gösterdiğinde Five kaşlarını çatıp beni anlamaya çalışıyormuşcasına izliyordu.

Five: Ne için teşekkür ediyorsun ?

Dedi kısık bir sesle. Yazmaya devam ettim..

- Anlamaya çalıştığın için. Ben nasıl tekrar konuşabileceğim Five ? Çok istiyorum ama içimde bir şey beni durduruyor.

Yazarken gözlerim dolmuştu. Five bir süre yazdığıma bakıp kalmıştı. Yavaş hareket ile defteri benden alıp kapattı ardından masaya bıraktı. Ve konuşmaya başladı;

Five: Biliyor musun ben kimseye güvenmem. Benden bu duyguları aldılar zamanında. Dünya hiç adaletli bir yer değil ve bizi getirdiği konum ise önemsiz. Sana sadece şunu söylemek istiyorum..

Duraksadı ve derin bir nefes aldı. Güzel yeşil gözlerini bana kitlemişti ve dişlerini sıkıyordu.

Five: Bazı yükleri artık tek başına taşımak zorunda değilsin. Burası bir akademi evet ama hepsinden öte hepsi senin ailen. Neden bana dokunduğunda bir şey göremiyorum bir fikrim yok. Ama seni tanımak istiyorum çünkü ilk başta da dediğim gibi ben kimseye güvenmem. Bana bir sebep vermeni istiyorum Gwen. Sana inanabilmem için bir sebep.

Bunu söyledikten sonra ışınlanıp gitmişti. Masada en son ben kalmıştım. Duygu karmaşası yaşıyordum, dost mu düşman mı ? Bu psikoloji ile yaşamak beni zorluyordu. Five'ın not aldığı kağıt masada kalmıştı. Gözümün ucuyla baktığımda denklemler olduğunu görmüştüm. Kağıdı elime alıp inceledim.. Denklemler, sonuçlar vs vs en altta ufak bir not duruyordu.

Five: İyi geceler karanlıklar prensesi.

Peki Ya Sonra ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin