Ölüm Sessizliği

398 33 3
                                    


1k görüntülenmeye ulaştık. Çok teşekkür ederim canım Şemsiyelerim. Ben Romeo&Juliet'den devam.. Keyifli okumalar!! ❤️❤️

---

Büyük bir karın ağrısı ile gözlerimi açmıştım. Susamış olduğumu boğazımın yanmasıyla anlayabildim. Güçlükle yutkunup nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Buraya daha önce gelmiştim. Elimi kestiğimde. Akademideydim. Bir dakika ben ölmedim mi ? Nasıl geldim buraya ? Doğrulmak istediğimde hem yaram hemde kolum acımıştı. Koluma baktığımda serum bağlı olduğunu gördüm. Teşekkür ederim Grace. Acım beni tekrar sedyeye yatırmıştı.

Five: Henüz iyileşmedin. Hareket etme.

Sesini duyduğumda gözlerimi kapatmıştım. Onun sesini duymak bana güç değil üzüntü veriyordu. Bir kalp ağrısı gibi. Sadece bekleyeceğim.. Gitmesi için.

Five: Ölü taklidi mi yapıyorsun Gwen ?

Sinirimi bozuyor. Gözlerimi açıp elimle damarımdaki iğneyi çıkarmıştım. Biraz durup hazır hissettiğimde yeniden doğrulmaya çalıştım. Çok fazla acı.. Dişlerimi sıkıyordum. Sırtımda elini hissetmiştim Five'ın. Sonunda ona bakabilmiştim. Endişeli yüz ifadesiyle beni tutuyordu. Nasıl güzel bakıyor ama.. Ayaklarımı sedyeden sarkıttığımda biraz kendime gelmek için dinlendim. Five elini hala çekmemişti. Biraz sinirli bakarak elini tutup ittirmiştim. Bu yaptığıma şaşırmış olmalıydı ki konuşmadan edemedi.

Five: Seni oradan ben çıkardım biliyorsun değil mi ?

Bu sefer o da sinirli bakıyordu. Ama sorun değil. Çünkü beni o sokakta tek başıma bırakıp gittiği için, benden kaçtığı için üzülecekti.

- Neden ölmeme izin vermedin ?

Söylerken gözlerim doldu ama güzel cümle kurdum eheh. Tekrar konuşabilir miyim bilmiyordum fakat artık çok iyi anlıyorum. Bunun eseri Five.

Five: Sorun ne ?

Duymazdan gelip ayağa kalkmıştım. Bence gayet başarılıyım bu konuda. Revirden çıkmak için ilerlediğimde derin nefes alarak sinirli ses tonu ile tekrar konuşmaya devam etti..

Five: Gwen, bana cevap ver !

Dayanamayıp önüme ışınlanmıştı.

- Umarım en mutlu olduğun anda yanındakiler senden kaçar Five. Çekil önümden.

Five: Zaten kaçtılar.

Dişlerini sıkıyordu acayip canı sıkılmıştı bu dediğime.

Five: Bak ne diyeceğim "İstersen öl, istersen bir daha karşılaşmayalım. Umrumda değilsin."

Evet tek nefeste, hiç zorlanmadan söylemişti. Çok rahat çok profesyonel. Başımı yere eğip yanlış yaptığını anlatmak için kafamı sağa sola sallamıştım. Hala önümde dururken omzuna çarpıp revirden çıkmıştım. İşte bu kadardı, kalp kırmak denilen şey çok basitti.. Düşünmeden konuşmak ve geri alamamak gibiyse kaybetmek, ikimizde kaybetmiştik. Revirden çıktığım gibi salona yönelmiştim. Neler olduğunu öğrenmek istiyordum. Maskeli adamlar kimlerdi ve benden ne istiyorlardı ?

---

Salona girdiğimde evin dekorasyonunun değişmiş olduğunu farketmiştim etrafa bakınırken Lila'nın yanıma yaklaştığını gördüm.

Lila: Günaydın siyah panter. Tabi şimdi soruyorsundur kendine bu malikane nasıl böyle değişti ben niye yaralandım şeklinde.. Aile toplantımız var gelirler şimdi. Geç otur.

- Teşekkür ederim.

Aşırı kısık ve boğuk çıkan sesim Lila'yı şok etmişti. Yüzüme biraz mutlu biraz duygusal bakış attıktan sonra koluma girerek benimle koltuğa kadar geldi. Kendimi koltuğa bıraktığımda o da yanıma oturmuştu.

Peki Ya Sonra ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin