Paranoya

305 31 4
                                    


---

Yazar anlatımı

Five ışınlandığı çimenlik alanda yeraltına inebileceği bir geçit aramıştı. Bir uzun süreyi de burada geçirmişti. Çok zaman kaybettik değil mi ? Yeraltına inen merdivenin kapağını çimlerle gizlemek çok akıllıcaydı belkide. Five sonunda bunu farketmişti. Ağır tahta kapağı kaldırdığında sonunda bulabilmişti aşağı giden yolu.

Bu sırada akademi ise Five'a çok sinirlenmişti çünkü yardım etmek istiyorlardı ellerinde ise bir bilgi yoktu. Daha önce yerin neresi olduğundan bahsetmemişti Five. Kardeşlerinin kavgasından kaçan Ben kendi odasına ulaşmıştı çoktan. Düşünecekti.. Aslında çok düşünmesine gerek yoktu görmesi yeterliydi. Five, Ben'in görebileceği yere adresi bırakmıştı. Tamı tamına 1 ay 2 gün önce. Odanın içinde volta atan Ben bir an duraksayıp mantar panosuna baktı. Kendi asmamış olduğu o notu görünce hızlıca kağıda yöneldi. Ne yazıyor Ahtapot Hargreeves, sesli okur musun ?

"Her ihtimale karşı bulunsun.. Benden sonraki en zeki olan Hargreeves.."

Tanrım.. Five herkesi ışınlanmak yerine tek başına akademiden ayrılmış ve adresi buraya mı koymuştu ? Hata üzerine hata ! Ben aşırı gerilip sinir olmuştu bile. Sanırım Five bir yumruğu haketmişti. Ama ondan önce akademiyi toplayıp adrese ulaşması gerekiyordu.

---

Gwen'in anlatımı

Her gün düzenli olarak dayak yiyordum. Geçen gün güçlerimi üzerlerinde kullandığım için bana elektrik vermişlerdi. Daha ne kadar işkenceye maruz kalacaktım bilmiyorum. Bacağımda kocaman kesik vardı ve mikrop kaptığından emindim. Vücudumun her yeri çürümüş artık kan dahi akmıyordu vücudumdan. Onlara katılmamı söylüyorlardı ve bunu onaylamadığımda her seferinde yeni yara açıyorlardı vücudumda. Acıya o kadar alışmıştım ki gülümsüyor ve kahkaha atıyordum her yumrukta. Unutulmuş bir kızdım. Kimsenin benim için gelmeyeceğini biliyorum ! Ne zaman geldi ki birileri.. Kafamın içerisinde sürekli Five ile konuşuyordum. Ahaha çok saçma! Kafayı yiyorum.. Güçlerimin çok daha fazla olduğunu öğrenebilmiştim, ben ayrıca bir kalkandım. Güç çemberi oluşturuyor ve kalkanı serbest bıraktığımda karşımdakilere çarpıp öldürebiliyordum. Kalkanın içine birilerini alabiliyordum. Bağlı olan ellerimden böyle kurtulmuştum. Bu aptal bodrum katında şimdiden 8 adamı bu şekilde öldürmüştüm. Sürekli birileri geliyordu hem yemek veriyorlar zorla yediriyorlar hemde gücümü topladığım için beni dövüyorlar. Ölmeyecek kadar yaşatıyorlardı beni. Psikolojim mi ? Artık tamamen yaşayan bir ölüydüm.  Şu an ise ellerim tavandan sarkıtılan halata bağlıydı kafamı omzuma yaslamış şekilde şarkı mırıldanıyordum.

Işınlanma sesi duyduğuma yemin edebilirim ama kanıtlayamam çünkü bunu neredeyse her gün duyuyordum. Sanki sürekli Five gelecek ve beni kurtaracak gibi hissediyordum ya da öyle olmasını istiyordum.. Ufak bir kahkaha daha. Boş odada yankılanan sesim tekrar bana çarpmıştı.

Five: Gwen..

- Çık artık kafamın içinden !

Bu seferki yankı çok daha iyiydi. Yüzüme kocaman gülümseme yerleştiğinde "hıh" şekilde tıslamıştım.

Five: Gwen, iyi misin ?

Kulaklarımın içerisinde o harika ses tonu.. Kapının aralanması ile son bulmuştu her şey. Tekrar ışınlanma sesi. Kapıya doğru baktığımda gelenin Gale olduğunu anlamıştım. Beni kaçıran it.

Gale: Bugün nasılsın aşkım ? Yakında benim olacaksın, birlikte yaşamaya başlayacağız.

Eliyle yanağıma dokunmuştu. Biraz kalan gücümle yüzüne tükürdüğümde dellendiğini anlamıştım.

Peki Ya Sonra ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin