Dövüş

293 31 13
                                    

---

Sabah olmuştu. Yine aynı rüyayı görüp kalkmıştım çığlıklarla. 2 haftadır aynı rüyayı görüyor her seferinde sonunda ya akademi üyeleri yada ben ölüyordum. Panik atak krizleri geçiriyordum sürekli. Kapının tıklatılmasıyla kendimi hızlıca topladım. Kapı açılmış ve gelenin kim olduğunu görebilmek için kafamı uzatmıştım. Gelen Lila'ydı.

Lila: Yine aynı rüya mı ?

- Evet. Çok yoruldum artık.

Lila: Gelebilir miyim ?

- Tabii, gel.

Lila: Yara izlerin geçmeye başlamış.

Yatağımın kenarına gelip oturdu. Bana çok destek oluyorlardı. Hepsi ile anlaşıyordum. Komisyonun amacını biliyordum. Bunu nasıl yeneceğimizi planlıyorduk artık. Birçok adam kaybetmişlerdi lakin Gale kaçmayı başardığı için bunun bir son olmadığının farkındaydık.

Lila: Gwen ? Dalıp gittin yine..

- Çok düşünüyorum ondan. Bana dövüşmeyi öğret Lila.

Lila: Büyük bir zevkle.

- Bir şey daha var..

Lila: Dinliyorum.

- Diyelim ki Diego ile birlikte değilsiniz. Diego'yu farklı kadınla gördün ama sonra Diego senin peşinden geldi..

Derin nefes alma ihtiyacı doğmuştu.

Lila: Devam et.

- Sende dedin ki geri dön, o kadını yalnız bırakma. Diego sana yalnız bırakmamak isteği kişinin o kadın olmadığını söyledi. Bu ne anlama gelirdi ?

Lila: Diego beni seviyor demektir.

- Anlıyorum.

Lila: Kim bu şanslı adam ?

- Öyle biri yok artık. Kahvaltı yaptın mı ?

Lila: Açlıktan öleceğim Gwen!!!

- Hadi gidelim.

Diyerek gülümsedim. İlk defa birinden akıl almıştım. Bu çok hoşuma gitmişti. Hızlıca yataktan kalkıp dolabıma yönelip siyah eşofmanlarımı almıştım. Lila yatağıma uzanmış beni bekliyordu. Yaralarım acıyor ama artık iyileşiyorum. 2 hafta boyunca Five beni görmezden gelmişti. Bende onu. Acı veren buydu asıl. Giyinip aşağıya mutfağa indiğimizde aile üyeleri hepsi bir işle meşguldü. Grace masayı donatmıştı. Kahvaltı masasında Lila ile yerimizi almıştık.

Luther: Bizi yöneten birinin olmaması çok harika.

Diyerek ağzına kocaman bir peynir attı.

Ben: En azından kitap okuyabiliyorum kahvaltıda da.

Karşı çaprazımda oturuyordu Ben. Diğer yanımda Allison vardı. Karşımda ise Five oturuyordu.

Diego: Erken kalkmamak konusunda çok mutluyuz ve hem fikiriz değil mi ?

Herkes onay vermişti.

Five: Kendi adınıza konuşun kardeşlerim. Bazı çığlıklar yüzünden uyku problemi çekiyorum.

Klaus: Ohh Lila'nın değil mi ? Bende duyuyorum.

Lila: Azıcık daha susmazsan çenene bıçak saplayacağım.

Five: Hayır o değil, iğrençsiniz. Yan odamdaki sesten bahsediyorum. Hepiniz anladınız niye aptallık yapıyorsunuz ki ?

Benden bahsediyordu.

- Aptallık değil, empati deniyor buna. Senin gibi düşüncesiz, kaba insan ne anlasın bundan ?

Masada büyük sessizlik oluşmuştu. Five çenesini sıkıyordu ve gözlerini bana dikmişti.

Peki Ya Sonra ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin