Hatıralar

22 1 41
                                    

Salonda bulunan duvar boyu kitaplığa yerleşmemişti kitaplar.

"Yaa Ahmet bir usta çağıralım da yatak odasına da yaptıralım bu raflardan. Baksana yer kalmamış kitaplar tıkış tıkış." Ahmet karısını ikna etmeye çalışarak.

"Gel sen beni dinle, kurtulalım bu kitaplardan. Verelim birilerine."

Yeter;

"Asla, onlarda benim göz nurum var. Kıyamam ben onlara, veremem ben onları kimseye." deyip ellerini sevgiyle iş masasının üzerinde üst üste yığılmış kitaplarda gezdirdi. Ahmet gülümsedi.

"Benim de kitaplarım var onların içerisinde. Bak ben kıyıyorum ve de vereceğim kendi okuduklarımı birilerine ." Yeter nazlanarak

"yaa sen de verme kimseye, bırak kalsınlar" deyip, iyice yaklaştı kocasına nefesi nefesine değiyordu. Kısık sesle kendineözgü işveyle devam etti.

"Aşkım sen vefasız mısın? İnsan sevdiğine böyle kolayca kıyar mı?"

"Sevdiğimi nereden çıkardın?"

"Severek okumadın mı onları?"

"Öyle. Fakat İstediğimi aldım onlardan artık hiç anlamları kalmamış. Dağıtabilirim" dedi Ahmet Yeter'i kışkırtırcasına.

Yeter üzülmüş halde kocasından uzaklaştı.

"Seni hiç tanımamışım. Aşk olsun."

Ahmet şaşırmış gibi görünmeye çalışarak karısına bakıyordu.

"Ne alakası var beni tanıyıp tanımamanla."

Beriki omuzlarını silkti.

"Hiç"

Ahmet karısının kollarından tutup kendisine sarı çekti.

"Bana bak, tatlı kadın. Öyle 'hiç' deyip çekip gitmek olmaz. Ne demek istiyorsun, he?"

Yeter gözlerini kocasının gözlerine dikti

"Bir kitap, bir insandır. Öyle düşün. Önce onunla dostluk kuruyorsun, istediklerini alıyorsun ondan, fakat sana geldikte iş, yani baştacı edeceğine bırakıyorsun başkalarına.

'Gidin ne haliniz varsa görün, ben aldığımı aldım ' diye.

"Bak bak ne filozofluklar varmış bu küçük dudaklarda.' deyip daha da yaklaştı karısına.

"Bir kere ben dostlarımı öyle kolay kolay atmam. Ve de her kalbini öyrendiğimi de dost edinmem. Esir etmem kendime. Bırakırım kendilerine yeni dostlar bulsunlar diye. Ne haber?"

"Vaay laflara bak laflara. Ben öyle kalbi geniş adamım diyorsun."

Ahmet;

"nerede kaldı filozofluğun hadi cevap versene." deyip karısının saçlarını karıştırdı.

Yeter sıvışıp kocasının kollarından çıktı. Tekrar kitaplarının başına geçti.

"Ben senin gibi değilim beyefendi, dost dediğsem sonuna kadar." deyip tatlı dilini işe saldı.

"Hadi bahane üretmeyelim canım kocacım, yaptıralım o rafları."

"Tamam karıcığım, seni dostlarından ayırmayalım. Peki, yaptırırız."

Yeter sevinçle kocasının yanaklarından öptü.

"İşte bunu hakettin aşkım. Seni bu yüzden seviyorum. Anlayışlı kocam benim. Karısına da kıyamazmış."

"Yaa. Benim bir kitabım var o da karım. Ben ona kıyar mıyım? Fakat kaç sayfadır bilmiyorum. Oku oku bitmiyor."

Yeter bir şey demeyip kocasına sarıldı.

Neden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin