Ne yaptınız?

9 1 0
                                    

    Sana söylüyorum oğlum, anahtarı birine verdim mi?

"Yok dedim ya baba"

"Allah Allah bu iş başımıza kalmasın?"

"Nazım, polise bildirmemiz lazım."

"Biliyorum, biliyorum da belki önce Cavadzade'yi mi haberdar etsek, dilim ağzım kurusun kendileri yapmış olmasın..."

"Öyle mi diyorsun? Sence onlar mı?"

"Bence kimseye söyleme. Görmemiş gibi yapalım" dedi Necmi babasının fazla düşündüğünü görünce.

Nazım Bey, olayın şaşkınlık ve gerginliği ile aniden parladı. 

"Ne diyorsun sen Necmi, böyle bir şeye göz yumulur mu? Allah bilir kimin nesidir? Kaç gündür arayıp duruyorlardır. Ben Cavadzade'ye sadece ihbar edeceğimi haber vermek için aramak istiyordm. " dedi sessizleşti, ne yapması gerektiğini  düşündü bir süre. "

" Nerede oluğunu  bilmiyorum Cavadzade'nin. Saklamak da olmaz o gelinceğe kadar, izler falan kaybolur. "

"Üzerimize kalmasın." dedi Tükezban Hanım.

" Çok şükür anladınız. Böyle şey saklanır mı ha Necmi ? Yarın söylemezler mi 'size emanet edilmiş ev, sizden başka kimse yoktu evde, siz yaptınız  diye." 

"Baba, böyle de olsa  üstümüze kalmaz mı?"

"Evde miydik mi biz? Yok. Bütün köy şahidimiz. Kaç gündür ziyaret etmediğimiz akraba kalmadı. Sen içini ferah tut. "

Necmi  korkudan bembeyaz kesilmiş, Tükezban eli yüzünde göz yaşları içinde sızıldayıp duruyor aradabir bildiği dualardan mırıldanıyordu. Nazim Bey, biraz daha düşünüp yüzünü karısına ve oğluna tuttu.

"Ben gidiyorum, dokunmayın oduna filan. Birisi gelirse  de hiçbir şey belli etmeyin. Polis ne diyecek bir bakayım.

Tükezban ve Necmi, ana oğul endişeyle biribirinin yüzüne baktı.

"Nasıl insanlar bunlar, canavarlar, canavar. İnsan insana bunu nasıl yapar deyip yeniden dua etmeye başladı. Necmi  bir müddet susup annesini izledi ardından annesine, 

"Burada mısın?"

"Babanı duymadın mı? Hem yalnız bırakmak olmaz."

"Tamam ben o zaman eve geçiyorum, gelirim birazdan, ayakta durmaktan yoruldum."

Necmi eve geçip Demir'i aradı aceleyle.

"L...n oğlum, ne yaptınız l...n?"

"Ne yaptık  n'luyor, selamsız sabahsız bağırıyorsun." deyip ağzını kapatıp fısıltıyla cevap verdi Demir.

Necmi;

"nasıl konuştuğuna bakılırsa haberin var." diye Demir'i azarladı. Demir tabak çanağın eksikliklerini anladıklarını düşünerek üste çıktı.

"Bir kaç tabak altı üstü, yarından geç olmadan yenisini alırız. 

Necmi arkadaşının hiçbir şeyden haberi olmadığını sanıp susarken.

"Onu mu diyordun?" dedi Demir, diğer olayın üstünün açılacağından korkarak.

Necmi sustu, babasının tenbihini hatırlayıp Demir'in ne diyeceyini bekledi.  

Demir başka bir şey olmadığını düşünüp 'oh' çekti yavaştan.  Köyde günlerinin nasıl geçtiğini sordu, Necmi dilinin ucundakini söylesin mi,  söylemesin mi diye düşünürken. Bu sırada   dışrıdan gelen siren seslerini duyunca telefonu yerine bıraktı istemsizce.

       

Neden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin