Hyunjin: Pd-nim mi verdi bu cezayı?
So-ya: Evet, 30 kilonun altına düşmem gerekiyor.
Hyunjin: Bu adam seni öldürmek mi istiyor? Biz alalım, sen hastasın. Yani ellerin falan. Chan hyung konuşur onunla.
So-ya: Sağol Hyun.
Hyunjin: Bir şey değil Süt.
Ben pedlerin olduğu bölüme giderken o da atıştırmalık bölümüne gidiyordu. Kısa süre sonra kasada buluşmuştuk.
So-ya: Yok artık Hyun, bütün marketi almışsın.
Hyunjin: Az bile bence.
Ona gülümseyerek karşılık verdikten sonra ödemeyi yaptı, bizde marketten çıktık.
Hyunjin: Karnın çok mu ağrıyor?
Onun bu şekilde açık konuşmasına gerçekten şaşırıyordum.
So-ya: Çok değil.
Hyunjin: Sen ne zamandır ilacını içmiyorsun?
So-ya: 3 gün falan.
Hyunjin: Yok artık Süt. O zaman bu gün hem ilacın, hem iğnen.
So-ya: Ama ben istemiyorum.
Hyunjin: Sana sormadığımı söylemiştim.
So-ya: Of, çok gıcıksın Hyun.
Eve varmıştık. Kapıyı çalıp içeri girdik.
Chan: Hoş geldiniz, insan bir haber verir değil mi?
Hyunjin: Mesaj atmıştım.
Chan: Neyse, ne bu poşetler?
Hyunjin: Biraz alışveriş yaptık. O kadar.
Chan: On yıllık alışveriş herhalde?
Hyunjin: Sende amma abarttın hyung. Ve sana bir şey söylemem lazım.
Chan: Evet, dinliyorum.
Hyunjin: Pd-nim So-ya'ya ölümcül diyet vermiş, 30 kilonun altına düşmesi gerekiyormuş.
Chan: Ben konuşurum onunla, siz içeri geçin.
Poşetlerle içeri girerek masaya bıraktık. Herkes bize ne oluyor bakışı atsada pek umrumuzda olmadı.
Seungmin: Canım biraz fazla mı o poşetler?
Changbin: Yemekse bize de verin.
Lee Know: Siz nerelerdesiniz?
So-ya: Sizinle uğraşacak gücüm yok.
Kendimi toplayarak poşetlerden birini aldım, sonra da kendi odama çıktım.
Hyunjin'den
Jeongin: Nesi var?
Hyunjin: Regl döneminde.
Han: Ah canım, nasıl stres olmuştur şimdi.
Lee Know: Drama yapma. Ağrısı fazla mı?
Hyunjin: Emin değilim. Ben ona pankek yapacağım.
Felix: Yardım edeyim. Ben çok iyi yaparım.
Felix ve Seungmin'in kaçamak gülümsemesine anlam veremesem bile Felix'in yardım teklifini kabul ettim.
~
So-ya'dan
Odamda pijamalarımla uzanmış Silent Cry eşliğinde ağlıyorken kapım aniden açılınca ürkmüştüm.
So-ya: Kai?
Hyunjin: Ben Hyun. Sana tatlı getirdim.
Yatağıma gelerek müthiş bir tepsi bıraktı önüme.
So-ya: Gerek yoktu.Hyunjin: Vardı, hem neden ağlıyorsun sen?
So-ya: Hiç, öylesine ağlıyorum. Gel beraber ağlayalım. İyi geliyor, inan bana.
Ciddi olmasam bile Hyunjin dünden razıydı. Pankek tabağını kenara alarak yanıma uzandı. Temas ediyorduk.
Hyunjin: Kalbinin bu kadar hızlı atmasına gerek yok, Süt. Sadece yakınız. Alış bence.
Onun bu imalı halleri beni deli ediyordu. Ne demek yakın olmamıza alış?
Ve o anda hiç beklemediğim bir şey oldu.
~
Merhaba sevgili okurlarım. Bu hikaye bölümleri hafta içi kısa olacaktır, lütfen normal karşılayın. Oy verip yorum yapmayı unutmayın.
<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRAY KİDS İLE HAYAL ET/ İLK KIZ ÜYE
Fanfiction"Şu şaheseri Seul'un en güzel restoranı yerine pizzacıya mı götüreceksin? Tch, şaka yapma lütfen."