Selamlar efeniiim
Yeni bölümümüze hoşş geldinizz.
Yine bölüm yayınlama vakitlerinde minik bir sarkma oldu ama ben fırsat buldukça size bölümler yazmaya devam ediyorum, çok da eğleneceğinizi düşündüğüm bölümler yazıyorum. Keyifle okumaya devam edin.
Umarım beğenirsiniz.
Hadi0zaman gururla sunar.
Mine: Kalk kız! Saat on oldu on!
Annemin sesiyle onu tınlamadan öbür tarafa döndüm ve yorganıma daha da sarıldım. Tatilde bari uyumama izin verin ulan.
Maya: Anne... Sen git, ben iki uyuyup geliyorum.
Mine: Kız! Kime diyorum!? Bak hiç tınlıyor mu?
Esma: Yenge çekil sen, ben hemen hallediyorum. Demek kalkması için illa ki bu haberi vermemiz lazım.
Uyuyan, daha doğrusu uyumaya çalışan, bir insanın başında bıdı bıdı konuşulmaz ki ama!
Halamın dediğini bir tarafıma takmadan iyice yastığa gömdüm kafamı.
Esma: Alo! Senin... Ne diyordu bu kız o oğlana?
Annemden cevabı almış olacak ki tekrar konuştu.
Esma: Kimyasal Atık'ın geldi, hey!
NE! Kimyasal Atık'ım mı gelmiş!? İçime dolan sevinç bombardımanıyla yerimden fırladım. Eyvahlarım olsun! Hemen tuvalete koştuğumda gül cemalimi biraz olsun toparladıktan sonra hızla salona koştum. Ee... Hani benim manitam?
Maya: Ee... Hani Caner?
Hayal kırıklığıyla halama döndüğümde gülerek bana baktı. Boşuna mı kalktım ulan ben?
Esma: Cebimde. Gel bak.
Ciddi ciddi halamın cebinin içine bakmaya başladığımda halam da bunun keyfiyle kahkaha atıyordu. Ayılamadım ya ben, ondan hep bunlar.
Kafamda keskin bir acı hissettiğimde elim direkt acıyan yere gitti. Belli ki annem yine beni hedef tahtası bellemiş. Halam beni kendine çekip terliğin kafama geldiği noktaya masaj yaparken gözlerini kısıp ona baktı.
Esma: Yenge terliği kafasına atıp atıp duruyorsun, senin yüzünden mal oldu çocuk.
Maya: Hala!
Esma: Şaka kız, şaka.
Mine: Ulan Caner demesek kalkacağı yok, ne yapacağım ben seninle? Saat on oldu!
Maya: Güzel annem... Ben tatildeyim bana hiiç elleşme, bunun on ikiye kadar yolu var. Ayrıca...
Gözüm saate kaydığında elimi alnıma vurdum. Resmen algılarımla oynuyorlar benim!
Maya: Anne saat on bile değil ki. Daha dokuz buçuğa beş dakika var.
Esma: Yenge dedim ben sana "Dokuz buçuk." diyelim diye. On çok oldu.
Ağlamaklı bir yüz ifadesiyle onlara bakıp koltuğa attım kendimi.
Maya: Çok kötüsünüz!
Onlar gülerken bu sefer kafama yastığı yedim, sıra halama gelmişti anlaşılan.
Esma: Kalk kız, kahvaltı hazır.
Kahvaltımızı yapmaya başladığımızda halam ve annem sürekli kaş göz işaretleriyle birbirlerine bir şeyler anlatıp duruyorlardı. Ya arkadaş bu gelin - görümce iyi anlaşmasının kaçıncı seviyesi ama ya!? Ben de Damla ve Buse ile kuracağım böyle sistem, görümceyim ya ben hgkfpğvkdkrkg
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIMARHANE KAÇKINLARI(Lise)
Ficțiune adolescențiBebeklikten bu yana hiç ayrılmayan beş arkadaş, beş kafadar, beş deli. İçlerinde lisede duygularının farkına varan iki aşık, iki dengesiz. Hikayenşn geçtiği zamanda ise 11.sınıftalar. İkisi sayısalcı, ikisi eşit ağırlıkçı biri de dilci. Okulun baş b...