yine geldik çöleperşembe
saat 19.15ali
yuşaali, sonunda metronun bunaltıcı sıcağından kurtulduğunda derin bir nefes aldı. bu saatlerde metronun kalabalık olduğunu biliyordu zaten bu yüzden dışarı çıkmak istememişti. bir süre gözlerini kapatıp esen rüzgarla serinledi. içerisinin sıcağı insanı gerçekten bunaltıyordu. gözlerini geri açtığında karşılaştığı açık kahve gözler bir an irkilmesine sebep oldu.
"geciktin."
hafif çatık gözlerle ona bakan yuşa, boy farkından dolayı azıcık eğilmek zorunda kalmıştı.
"ne gecikmesi, sen kaç dakikadır burdasın?"
yuşa elindeki telefondan saate bakıp 2 saniye düşündü.
"tam olarak 6 dakika 32 saniye."
ali çocuğun bu haline göz devirip hafifçe sırıttı.
"ağaç olmuşsun kanka kusura bakma ya."
"bir daha olmasın."
"ee nereye gidiyoruz."
"az ilerde coffee lab var, aç mısın?"
"yok, sen?"
"aç olsam orayı söylemezdim zaten. hiç kafan çalışmıyor."
"bağırma bana."
yuşanın yönlendirmesiyle yürümeye başladıklarında çok geçmeden kafeye varmışlardı. aşırı kalabalık değildi ama yine de birkaç kişiden oluşan bir sıra vardı.
"ne yiyeceksin?"
ali tatlıların üstünde gözünü gezdirdi, çok fazla sevdiği tatlı çeşidi bulunmazdı. en azından sevdiği tatlılar böyle kafelerde bulunmazdı. seçmesi bu sebeple çok zor olmadı.
"frambuazlı cheesecake."
yuşa kafasını hafif yana yatırarak tatlılara bakmaya devam etti.
"peki ben ne yiyeceğim?"
"bilemiyorum altan."
"limonlu alacağım ben de, birbirimizden yeriz."
ali tek kaşını kaldırarak ona baktı.
"tabi iğrenmezsen."
nedense biraz utandığını hissetti yuşa.
sıra onlara geldiğinde yuşa tatlısıyla beraber filtre kahve söyledi. ödemesini yaptıktan sonra hafif kenara çekilip aliye yer açtı. tercihi çaydan yana olan ali ödeme için kartını uzatacakken yuşa hızlı davranarak onunkini de ödedi. ürünler için kenarda bekleme alanına geçtiler.
"ne gerek vardı böyle bir şeye şimdi, iban at bana."
"saçmalama amına koyayım ben davet ettim ben ödeyeceğim tabii ki."
"ne alaka ya sonuçta ben yemiyor muyum kardeşim."
"ali uzatma abicim bir dahakine sen bana ısmarlarsın olur biter."
"bir dahaki" diye düşündü ali. ağzını açıp cevap vereceği sırada isimlerinin seslenmesiyle başarısız oldu.
önden giden ali dışarda oturmak için balkona doğru yürüdüğünde yuşa kolundan tutarak onu durdurdu.