yuh lan kırk bölüm olmuşçarşamba
saat 16.34ali
yuşa"amcacım bak arkadaşım içerde olabilir. nolur aç şu kapıyı."
ali çağırdığı çilingire kapıyı açması için yalvarırken filmlerde gördüğünün aksine etik değerlere sahip bir çilingire denk geldiğini yeni fark etmişti.
"oğlum arkadaşımın evi diyorsun. nasıl açayım ben bu kapıyı? açamam."
elleriyle hafif nemli saçlarını geriye attı. buraya gelirken biraz acele etmişti ve bu çilingir şu an ona hiç yardımcı olmuyordu.
"açarsın amcacım açarsın. bak ulaşamıyorum bugünden beri. ya bir şey olduysa? vebali başımıza kalır valla."
alinin son cümlesi çilingiri biraz tedirgin etse de yasalar sebebiyle kapıyı açmak istemiyordu. evin sahibi durumu öğrenirse onun için kötü olabilirdi.
"oğlum haneye tecavüz diye bir şey duymadın mı sen? vallahi de açamam billahi de açamam."
ali elini çilingirin omzuna koyup masum olduğunu düşündüğü bir ifade takındı yüzüne.
"biliyorum amcacım ama girmem lazım bu eve. şöyle yapalım, beraber bakalım arkadaşım evde mi değil mi. evde değilse beraber çıkarız tamam mı amcam?"
ufak bir tartışmadan sonra çilingir karşısındaki çocuğun vazgeçmeyeceğini anladığında utana sıkıla kapıyı açmaya koyuldu. kilitlenmediği için pek uzun sürmemişti.açılan kapıyla birlikte ali ayakkabılarını hızla çıkartıp içeriye attı kendini. alt kattaki odalara bakmadan direkt olarak yuşanın odasına çıktı. kapıyı açtığı gibi gözleri odanın kenarındaki yatakta yorgana sıkıca sarılmış yuşayla karşılaştı.
korktu. gerçekten korkuyu damarlarında akıp giden kanının her miligramında hissediyordu. yuşa hiç de normalce uyuyor gibi gözükmüyordu.
arkasından gelen çilingir odada uyuyan çocuğu görünce rahatlamıştı fakat çalan telefonuyla alt kata geri indi.
ali yuşanın yanına hızla giderken korkudan titreyen bacaklarının farkında değildi. fakat ellerinin titrediğini onları yuşanın alnına koyarken fark etmişti.
"yuşa?"
yuşa herhangi bir tepki vermedi. bilinci pek yerinde değildi. vücudunu saran ateş beyninin düşünme işlevini biraz baskılıyordu.
ali avucunun içinde hissettiği sıcaklıkla hemen yuşanın üstündeki yorganı kaldırdı. çocuğun üzerindeki kalın poları gördüğünde titreyen elleriyle onu da çıkartmaya başladı.
"yuşa çok ateşin var senin."
yuşa poların altına giydiği tişörtle kaldığında çilingir odaya geri çıkmıştı.
"benim gitmem lazım evladım. biri daha kapıda kalmış."
ali varlığını unuttuğu çilingirin sesini duyduğunda arkasını döndü. hâlâ sırtında olan çantayı çıkartıp içindeki cüzdanı çilingire fırlattı.
"amca ne kadar tuttuysa ordan alırsın benim bunu duşa sokmam lazım."
çilingir yakaladığı cüzdanın sahibine baktığında yüzündeki telaş onu biraz daha tedirgin etmişti.
"arkadaşın iyi mi? yardım edeyim sana."
ali omzuna dayayıp kaldırdığı çocuğu banyoya doğru ilerletmeye başladı.