BÖLÜM 12 ☮

573 63 6
                                    

Bölüm şarkısı ile okunması tavsiye, rica , öğüt vs vs edilir.  

-Yepyeni bir duruşum var ve bu gece onu takınacağım. Belaya bulaşmak istiyorum-

Çocuğun üstünden kalktığımda kim olduğunu öğrenmek için yüzüne doğru eğildim. Hatta ağzının içine düştüm, suratına girdim diyebilirdim. Bu kadar iyi nişancı olduğumu bilmiyordum.

Kahkahalar içinde çocuğa bakıyordum. Çünkü ne kadar suratına girsem de çamurdan suratı görünmüyordu. Bana bakarken elini yumruk yapmıştı. Yok canım! Daha neler? Ben kızım bana vuramazdı değil mi?

Yere eğildiğinde ne yapacağını kestiremiyordum. Yok artık! Eliyle avuçladığı çamuru beni hedef tutarak daha kaçamadan üzerime fırlatmıştı. Tam suratıma!

''Tek iyi nişancı sen değilsin ha?'' dediğinde sesin Uraz'a ait olması beni korkutmuştu. Bu çocuk her fare deliğinden çıkıyordu. Gitsene ya!

''Yine mi sen?''

''Asıl yine mi sen? Demesi gereken benim.''

''Nedenmiş o?'' derken parmağımı gözüne doğru sallarken gözüne sokacaktım neredeyse.

''Sen burayı nasıl keşfettin küçük domuz?''

''1.si kitap okuyoruz cahil değiliz. 2.side ben domuz değilim. Küçükte değilim. Aynı yaştayız. Sayısal zekan kıt herhalde.'' deyince kahkahası ödümü koparmıştı.

''Beni rahat bırakta ne yaparsan yap burda!'' deyip yanımdan uzaklaşırken. Hızlı ama kısa bir şekilde düşündüm.

Ben buraya geldim ama çıkışı bilmiyorum ki. Burası akşam çok karanlık olur. Ben ne de olsa ateş bükücüyüm bana bir şey olmaz canım ya. Derken buranın orman olduğunu ve en son ki orman faciamı hatırlayınca Uraz'ın yanına koşup koluna yapıştım.

Verdiği tepkiyi göremiyordum. Çünkü suratı hâlâ çamurluydu.

''Uraz ben şey...''

''Sidra sen şey?''

''Şey işte... ben burada bir evi arıyorum. O yüzden buraya geldim.''

''Ha yani yanında rehberlik yapıp turistçilik oynayalım diyorsun?'' deyince ellerimi arkada birleştirmiş bir şekilde sallanırken kafamı da 'evet' anlamında salladım.

''Bir şartla?'' deyince suratım o çocuksu görünümden çıkıp direk kızgınlığa dönüştü. Kesin kötü bir şey isteyecekti.

--

Aa Selam gençler! Ben mi? Ne mi yapıyorum? Şu an Uraz'ın ağacın evine tırmanan karıncaları tek tek toplayıp toprak dolu kavanoza tıkıyorum. Nasıl bir şarttı bu?

Önce ki şartında suratında ki çamuru yalayarak temizlememi isteyince 'hayatta olmaz' demiştim. Uraz'da tekrardan gidince 'başka şart?' dediğimde karınca toplama görevini vermişti.

''Hadi ama bu karıncaları yakıp öldürebiliriz?''

''Saçmalama Sidra! Ağaca tırmanıyorlar ağacımı yakacağız? Hem de ağaç evimi taşıyan ağacı?'' deyince derin bir nefes alıp verdim.

''Sen bu ağaç evin içindeyken yakmak vardı. İşte olmuyor cani değilim!'' diye fısıldar gibi konuşurken yanıma yaklaşıp

''Bir şey mi dedin sen?'' deyince üzerinde ki kocaman karıncayı görünce gözlerimi büyüttüm.

ATEŞ BÜKÜCÜLER -Kamp-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin