- Sanırım bulutlar beynimi pıhtılaştırıyor.Yüzümdeki gözyaşları havanın boşlaması gibi. Fırtınaya takıldım.-
Her korktuğumda bu hareket edememek başıma iş açacak gibiydi. Korku sinir iletimimi engelliyor gibiydi. Kaslarım hareketsizce beynime isyan ediyordu. Bağımsızlığını ilan ediyorlardı. Yavaşça bana yaklaştığını görünce bu daha çok yerime sinmeme sebep olmuştu.
O gece yine her şeyi unuttuğumu söylemiştim Uraz'a. Evet, olayları unutmuştum ama adamı tamamen hatırlıyordum.
Saçıma dokunan ellerini hissettiğimde irkilerek geri çekildim.
''Fazla zavallıca.'' dedi nefesini yüzüme vurarak. ''Seni Selin sanmam.'' dediğinde anlamaz şekilde ona baktım.
''Selin olmak için fazla güzelsin.''
''Ne diyorsun?'' dedim.
''Oyun mu oynayacağız? Her şeyi bildiğini biliyorum.'' dedi.
''Şey ben sizi hatırlıyorum ama olayların hepsi hafızamda yok oldu.''
Ciddi şekilde salaktım. Oturmuş adama durum açıklıyordum. Bana inanmamış gibi duruyordu. Gözlerime bakınca rahatlamış gibi görünüyordu.
''Nasıl yani? Hatırlamıyor musun?''
''Uzun zamandır oluyor bu. Kötü olay oldu mu hafızam siliyor. Büyük bir saçmalık!''
Adamla, daha doğrusu çocukla konuştukça korkum kayboluyordu. Gülerek bana döndü.
''Üzücü. Senin adına üzüldüm.'' diyerek dudaklarını büzdü.
''Biraz.'' Dedim başımı başka yöne çevirirken.
''Yeniden tanışalım?'' diye sorduğunda ona döndüm. Kafayı sıyırmış gibi davranıyordum. Uraz'ın evini dağıtan bir zorbayla tanışıyordum.
''Ben Selim.'' dedi gülümseyerek. Ona birçok soru sormak istiyordum. Beni Selin sandığını söylerken ne kastettiğini, Uraz'ın evini niye dağıttığını, benimle niye tanışmak istediğini vs vs...
''Sende Sidra olmalısın.'' deyince ''Sen nereden biliyorsun?'' dediğimde ''Patronun yardımcısıyım ve tanıştığıma memnun oldum.'' deyince elini uzattı. Birden içeriden çıkan Uraz'ı gördüğümde o da bana ve sonra Selim'in eline baktı.
Elimi uzatarak ''Bende.'' dedim. Yapmak istediğim şey Uraz'ın tepkisini ölçmekti. Bana gözlerini kısarak bakmaya devam etti. Daha çok endişeliydi. Ringe çıktığında onu izlemeye başladım. Selim ise yanımdan çok uzaklaşmıştı.
Uraz'ın elinde ki boks eldivenlerine baktım. Siyahtı. Onun daha ne kadar siyaha bürünebileceğini düşünüyordum. Gizemliydi ve siyah onu daha gizemli kılıyordu.
Gizemli erkekler çekici olsa da benim ilgi alanım değildi. O sözde bahsedildiği gibi. Benim ya siyaha ya beyaza ihtiyacım var. Griyle uğraşmam ben. Ya hayır ya da evetlerden anlarım. Belkilerle uğraşmam ben. Tüm bunlar beni yorardı. Uraz gibi bir erkek arkadaşa sahip olmadığım için fazla mutluydum.
Karşısına çıkan çocuk cılız gibiydi. Ama ilk yarıda kendini baya göstermişti. Kaslı değildi ama güçlüydü. Dış görünüş her zaman yanıltıyordu.
Küçükken tekvandoya sardığım merak aklıma gelmişti. Derslerden kaçıp okulun yanında jimnastik salonunda yapılan çalışmaları izleyip onları evde tekrarlardım. Ama tekvando farklıydı. Çok değişik bir ciddiyetle dövüşüyorlardı. Herkes boyutunu ve cüssesine göre olanla dövüşüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ BÜKÜCÜLER -Kamp-
FantasíaAşk? Günümüz insanlarının yerden göklere çıkardığı o yüce duygu. Sevgi ise onun yanında basitleştirilmiş bir alışkanlık. İnsanlar; ilk görüşte aşk, sonsuza kadar aşk diye bir sürü şey türettiler. Sevgi ise bir ihtiyar gibi köşesine çekildi ve...