BÖLÜM 27 ☮

288 29 14
                                    

-Çünkü ışığı hiç görmediğinden kimin kıvrandığını bilmek zor oluyor.-

Ders başladığında herkes yerini almıştı.

''Evet gençler bildiğiniz üzere derslerde çok geç ilerliyoruz. Bu yüzden hızlı bir giriş yapacağım.'' deyip işaret parmağını bana doğru salladı ''Ve sen Sidra yarışmalara kadar tüm öğrenmen gerekenleri Uraz ile tamamlamazsan benden iyi bir ceza alacaksın.''' deyip ellerini çırptı.

Herkes iyice yaklaşırken nerdeyse yarım ay oluşturmuştuk. Amcamın küçükken bana oynattığı oyunlar gelmişti. Okul arkadaşlarım ve ben amcamın etrafını sarardık ve sürekli değişik oyunlar bulur bizi eğlendirirdi. Hepimiz birbirimize yakın olmak için yarım ay oluştururduk.

Amcamı düşünmek onu özlediğimi hissettirmişti. Nerdeyse aylar oldu. Kamp, eğitim kampı olsa da hapishane gibiydi. Belki bir ara buradan kaçıp amcamı görebilirdim. Ben gelemiyorsam onun gelmesi gerekirdi. Belki de sorunları var ve gelemiyordur. Fazla fazla düşünüp, sıyırmamak için çığıran Çağkan hocaya döndüm.

''Bugün vakum çemberini öğreneceğiz. Bunu eşli yapacaksınız. Biri ateş bükerken diğer taraf gelen ateşi vakum çemberi ile elinde tutup yok edecek. İlk olarak uygulamalı göstermeliyim.'' dediğinde eliyle bize kapıyı gösterdi. Herkes alkışlarken nolduğunu anlamadığım bakışlar atarak içeri giren kıza baktım. Bizden daha olgun ve yaşça büyüktü. Yine de genç sayılıyordu.Bu kampta tek cahil bendim galiba. Kız kızarırken Çağkan'nın koluna girdi ve Çağkan yanağını öpünce tüm blok ıslık ve alkışlarla yankılandı. Uraz'a döndüğümde bana bilmişcesine sırıtıyordu ve o bile alkışlıyordu.

''Eşim.'' diye takdim ettiğinde ciddi anlamda gözleri parıldıyordu. ''Benim eşim burada ve siz kendinize bir eş seçerseniz iyi olur.'' dediğinde blokta tek tanıdığım olan kişinin Uraz olduğu gerçeği yüzüme çarptı. Ona döndüğümde o bana bakmayı bırakmış Aden'in yanına gidiyordu. Hadi ama! Sen Selin ile çıkmıyor muydun? Bu nasıl bir çocuk ya?

''Eş olabiliriz.'' diye çekingen bir şekilde yanıma yaklaşan kızı fark ettim. Mavi gözlü, sarışın ve uzun kirpiklere sahip şirin bir kızdı. Çok güzeldi. Dudakları barbie bebeklerinin dudaklarını andırıyordu. Blokta kimseye dikkat etmediğimden bu kızı hiç fark etmemiştim.

''Tabii.'' deyip yalnız kalmamamın sevinciyle çembere yaklaştık. Eliyle biraz gerilememizi işaret eden Çağkan hoca hızlı bir şekilde avuçlarını birleştirdiğinde ateşi yolladı tam o sırada gözleri kapalı halde duran eşi çember haline getirdiği hava sahasıyla ateşi vakumlayıp yok etti .

Herkes alkışlarken ben neden gözlerinin kapalı olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kız konuşmaya başladığında düşüncelerimden sıyrıldım.

''Vakum çemberi sadece zihniniz boşken işe yarar. Eğer düşüncelerinizi vestiyere bırakmazsanız ne o bükülen ateşi ne de gelebilecek herhangi bir saldırıyı yutmadan sizi yıkar.'' dediğinde soru bekler gibi etrafı inceliyordu. Ben elimi kaldırdığımda bana döndü.

''Düşünmeyi düşünmemek için ne düşünmemiz lazım?''

Kafası karışmış halde bakan kadın ne diyeceğini bilemezken tüm blok gülmeye başlamıştı. Ama ben gerçekten önceki derslerde yoktum. Nasıl zihnimi boşaltacağım?

--

''Sidra yeter artık surat asma!'' mavi gözlü sarışın kızın adını sorup Azra olduğunu öğrendim.

''Azra bakar mısın kadın cevap bile vermedi.'' deyip oturduğum yerden bloğu izlerken gözlerim Aden ve Uraz'a takıldı. Aden gülerek ateş bükerken Uraz oluşturduğu çemberle hatta kare, üçgenlerle şekil çizerek Aden'e bir şeyler anlatıp gülüyordu.Ben çember yapmayı düşünürken Uraz üçgen yapıyordu. Bu çocuk cidden profesyoneldi ve güçlüydü. Daha önce onunla bu konuda alay etsem de bana güçlü olduğunu ve bunu herkesin bildiğini söylemişti.

ATEŞ BÜKÜCÜLER -Kamp-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin