Kai hangi ara gelmişte bizi duyup bütün uğraşlarımızın bitmesini ve şu an olduğu gibi utançtan yerin dibine girmemi sağlamıştı hala anlayamamıştım. Oyunumuzun asıl teması yani, en azından benim açımdan Kai'nin bana olan hislerini bilmekti. Bu yüzden Baekhyun ve Chanyeol'un da verdiği gazla Kai'ye yakın davranıp davranışlarını gözlemleyecektik. Evet. Başka işimiz yoktu zaten.
Aslında bu saçma oyunu ilk günden bitirecektim. Ama Kai'ye böyle davranmak benimde hoşuma gitmedi değil. Bu yüzden oyuna devam edip büyük bir hata yaptım. Sonunun böyle olacağını biliyordum.
Şu an ise Kai tarafından zorla bavulum toplanıyordu. Ama tabi ki gitmeyecektim. Gitmek istiyordum fakat daha fazla Kai'ye yük olamazdım. Burada Baekhyun ile yaşar giderdim. Hafızam hiç gelemeyecek değildi. Bir gün elbet gelirdi. Ve o zaman hayatıma Kai'siz, Chanyeol'suz kaldığı yerden devam edebilirdim.
Hayır. Edemezdim. Kendimi kandırıyordum. Hayallerimde, hayatımın devamında yanımda her zaman Kai vardı. Bunun nedenini bende bilmiyordum.
"Kai gidemem buradan. Boşu boşuna toplama şu valizi."
Sinirle nefes alıp verdikten sonra yüzüme bakmaya başladı. Bakışları eskisi gibi değildi. Tek farkı o bakışlara intikam da eklenmişti. İntikamını alacağını biliyordum. Önemli olan nasıl alacağıydı.
"Sana sorduğumu hatırlamıyorum zaten."
Birden öz güven gelmiş buna. Bir açılmış.
"Ben de Chen'sem gitmiyorum. Burada kalıyorum diyorsam, burada kalıyorum o kadar Kai Bey."
Kai'ye korkuyla baktığımda bir süre dediğimi algılayamadığını fark ettim. On saniye sonra beni olduğum yerden sıçratacak bir şekilde kahkaha atmıştı. Tamam biraz saçma bir konuşma yapmış olabilirdim. Ama burada saçma olan bir şey varsa o da Kai'nin ta kendisiydi.
"Komik mi?"
Birden ciddileşip bavulumu topladığından çöktüğü yerden kalktı ve yine üzerime doğru yürümeye başladı.
"Komik değil, sinir bozucu."
Tam bu sırada kapı çalındı. Haftalardır karakterinden ödün vermeyen, Kai'ye bin bir işkence eden Baekhyun gitmiş. Yerine Kai'ye utangaç, pişman gözlerle bakan Baekhyun gelmişti. Bu oyun bizim yararımıza değil kesinlikle Kai'nin yararına olmuştu. Aslında tamamen abartıyordu oyunu. Ne var yani biraz Kai'nin duygularıyla oynadıysam.
"Çıkın dışarı. Chen ile özel olarak konuşuyoruz."
"Sen kimsin de çocuğu kendi evinde, girmek istediği odadan kovuyorsun." dediğinde Chanyeol için endişelenmiştim. Kai umduğum kadar tepki vermemişti. Ama beni en çok Baekhyun'un "Tamam hadi çıkalım. Rahat, rahat konuşsunlar." demesi şaşırtmıştı. Kai'de şaşırmış olacak ki kaşlarını çatmıştı. (y/n: zaten sadece aynı anda şaşırın başka bir şey yapmayın süper bir couplesınız böyle devam)
Kai bavulda ki kıyafetleri çıkarıp yerine koymaya başladığında neredeyse gidip sarılacaktım. Ne kadar sinirlenip bağırsa da kıyamıyordu işte bana. Tamam biraz abartmış olabilirdim. Ama şimdi burada kalmama izin vermesi ertesi gün bir şey yapmayacağı anlamına gelmediğini biliyordum.
"Ne kadar çabuk pes ettin."
"Fazla konuşma her an vazgeçebilirim."
Kendimi fazla tutamayıp gidip yanaklarını sıkmaya başladım. Birden gözleri büyüdü.
"Ay, sen olmasan ne yapardım ben Kai."
"Ne bu, oyuna devam mı ediyorsun yoksa."
"Oyun olduğunu da nereden çıkardın. İçimden gelmiş olamaz mı? Yanağını sıkmak istemiştim sadece."