Bölüm-7

737 52 57
                                    

"Merhaba, ben Jung Soo Woo. Tanıştığımıza memnun oldum." diyip at kuyruğunu düzeltti.

Bu gece burada geçecek belki de en garip ve eğlenceli gece olacaktı.

---

Kai her ne kadar beceremese de şaşkınlığını gizlemeye çalışarak eliyle koridorun ilerisindeki odayı gösterdi.

"Bayanlar önden"

Soo Woo odaya doğru ilerlemeden önce Hye seung'un omuzlarına ellerini koydu ve neredeyse sekerek 'sevgilisiyle' birlikte odaya geçti. Utangaç gibi dursa da enerjisini her hareketinde hissettirebilen tiplere benziyordu. Hye Seung hakkında kesin olarak bildiğim şeylerse ona o gün hastaneye gitmemize yardımcı olduğu ve sonrasında uzunca bir süre Kai'yle dalga geçebilmem sağlayacak bir koz verdiği için minnettar olduğumdu. İlk fırsatta özel olarak teşekkür etmeyi aklıma not ettim.

Misafirlerimizin ardından biz de salona doğru hareketlendik. Kai önümde ilerlerken Chanyeol kolunu omzuma attı ve hafifçe ağilip Kai'nin duymamasına özen göstererek kulağıma fısıldadı.

Kai'yi sinir etmeye var mısın?"

İşte bu benim için reddetmesi imkansız bir teklifti. Cevap olarak yüzüme en iyi poker face'i yerleştirdim. 

---

"Yomoklor çok lozzotlo olmoş." dedi Soo Woo. Sonunda gururumu okşayacak bir şeyler duymak iyi gelmişti.

"Ofoyot olson. Hopsono bon yoptom"

"Whooo coddo moson? Çok yoto-" derken Hye Seung Soo Woo'nun lafını böldü ve söze girdi.

"Ah, hadi ama! Ağzınızdaki yiyeceklerin nasıl öğütüldüğünü görmek istediğimi sanmıyorum."

"Ben de." dedi Kai.

"Kosonloklo." diye ekledi Chanyeol. Sanırım yemek yerken konuya Fransız kalmıştı.

Ağzımdaki lokmayı yutup şirin olduğunu düşündüğüm bakışlarımla özür diledim. Bu arada Kai'nin de tabağına doldurduğu ikinci posta yemek gözümden kaçmamıştı. An itibariyle egom tavan yapmıştı ama çaktırmadım.

Chanyeol bu durgunluktan rahatsızlık duymuş olacak ki bir sohbet konusu arıyordu.

"Ne zamandır birliktesiniz? Kim teklif etti? Hanginiz baskın? Chen bu tavuğa hangi baharatları koydun böyle?"

Ara ara bizimle göz teması kurmasa kendi kendine konuştuğunu düşünecektim. Tekrar söylüyorum; Chanyeol cidden garip birisi.

Hye Seung Chanyeol'un sorularına gülerken birden öksürmeye başladı. Sanırım içitiği su genzine kaçmıştı. 

"İyi mis-. Ben su getireyim." diyip ayaklanacağım sırada Kai hızlıca kalktı ve "Sen otur, ben getiriyorum." diyerek mutfağa yöneldi. 

Geldiğinden beri bana olabildiğince iş yaptırmamaya çalışıyordu. Her ne kadar bunu direkt ifade etmese de bacağımı fazla zorlamamam için üzerime titrediğini gayet iyi hissettiriyordu.

Ne mutfaktaki dağınıklığı toplamama izin vermişti, ne yemek servisini yapmama, ne de saçlarını yapmama... Evet saçlarını yaptırmamasının da sebebini buna bağlıyordum çünkü bu konuda gayet iyi olduğumu biliyordum. Ah, küçücük bir şeye bile amma çok takıyorum değil mi? Herneyse.

Kai mutfaktan su getirdikten sonra yine aynı tuhaflık ortamda devam etti. Birkaç bakışma, çatal bıçak sesleriyle yemek sona erdi. Böyle baya aşiret halinde sofrayı topladık. Herkes koltuklara dizilmişken Chanyeol'un aklına dahiyane(!) bir fikir geldi.

Best LuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin