20 - Gerçekler

672 67 60
                                    

Herkese merhaba! Naber? Ben aynı fic falan.

UZUN ZAMANDIR GÖRÜŞMÜYORUZ NABERRR??

Ben sınav haftasında olduğum için bölüm yazamadım, kusura bakmayın...

BİRDE BİRDE;

Arkaaşlar galiba ficimiz 70 bölüm olcak... Siz gene de okur musunuz....

Ben olsam okumazdım PPDPEJEJSLSĞPDUF.

Yani açık konuşmak gerekirse fice bakıp "bu manyak yazar neden bu kadar fazla bölüm yazmış amk" diyorum ĞDRJRJLSPS.

Ama bakın galiba, olmayada bilir yani...

Ve ve veee siz olaysız olacağını mı sanıyordunuz bu fici ehehehehe.

Çok olay sıkar ama aklımda bir kaç olay var arkaaşlar ama bir olay 35. Bölümde falan olur. Ne diye sorarsanız BOGUM ARKADAŞLAR HUHU!

Birde birde benim diğer ficlerime de bir göz atarsınız dimi 🥺🥺.

Ben sizi daha fazla tutmayayım. Haydii, devamm edeliiiimm!








Kalbim hızlı atıyordı ve vücudum gerim gerim geriliyordu. Midem büyük bir karmaşa içerisindeydi ve başımdaki ağrı her şeye eşitti.

Stresin şu an en ama en üst seviyesini yaşıyordum. Bu stres hem öğreneceklerim yüzündendi hem de babam yüzündendi.

Babam ile Taehyung arasında ne vardı, bunu merak ediyordum öncelikle. Ne olmuştu da babam ve Taehyung'un araları bu kadar kötüydü.

Patronluk kavgası mı? Babam böyle bir şeyi istemek için kavga edecek biri değildi.

Paylaşmama? Neyi paylaşamamışlardı? Ne olmuştu da böyle kötü olmuşlardı?

Kafamın içinde dönen sorular mümkünmüş gibi beni daha kasıyor, stresimi çoğaltıyordu. Geriliyordum. Vücudum, beynim; her ama her organım geriliyordu.

Taehyung çok güzel bir kahvaltı yapmıştı ve beni de aynı güzel kahvaltıya zorlamıştı. Fakat yediğim her lokma mideme indiğinde bulanma isteği ile doluyordum.

Zorla yaptığım kahvaltıdan sonra Taehyung, Min Yoongi, Hwang Hyunjin ve Lee Minho konuşmuştu, işla alakalı olduğundan kulak misafiri bile olmamıştım fakat Felix'e imalı bakışlar göndermeyi ihmal etmiyordum.

Taehyung en sonunda yemekleğini bitirip sandalyesinde geri yaslandığında ona doğru döndüm. Meraklı bakışlarımı fark ettiğinde ise tek kaşı kalktı. "Söyle güzelim, bir şey mi istiyorsun?"

Dudaklarımı birbirine bastırıp derin bir nefes çektim ve "Anlatacaktın ya hani..." diye mırıldandım ağzımın içinde. Ama Taehyung o kadar dikkatliydi ki "Kalk bakalım kucağımdan," dedi, elini hafifçe kalçalarıma sürterek. "Salona geçelim, sana her şeyi anlatacağım."

Elini kalçalarıma sürtmesi ile sırtım dikleşirken derin bir nefes aldım ve Taehyung'un kıcağından kalktım.

Onun yanında dikilirken o da ayağa kalktı ve elini tuttu. Elimi tutması ile yüzümde küçük bir gülümseme oluşurken kulağıma eğildi. "Dğn sana yaşattığım sikik bir sabah için özür diliyorum, bebeğim. Beni affedebilir misin?"

Dün sabahı hatırlamak az olsa da modumu sarsarken başımı aşağı yukarı salladım yüzündeki gülümsemeyi bozmadan. Taehyung anlıma bir öpücük kondurdu ve adamlarına dönüp konuşmadan emir verdi.

Min Yoongi, Hwang Hyunjin ve Lee Minho hızlı adımlarla yemek odasındam çıktı. Biz ise onların aksine arkalarından yavaş adımlarla çıktık ve salona geçtik. Daha önce salonu Chris bana gezdirirken görmüştüm ama çok dikkatli incelememiştim. Şimdi de kendime inceleme fırsatı bulmuştum.

Marriage For Money - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin