4

230 26 9
                                    

Kısa olan saçlarımı düzleştirmiş, üstüme takım elbiseye benzer bir tulum giymiştim. koyu bir göz makyajı yapıp, ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Konser alanı yarım saatlik bir uzaklıkta olduğu için biraz erken çıkmıştım evden, konserdeki tüm detaylara bakacaktım.

 yarım saatlik bir yolculuktan sonra konser alanına varmıştım. Çoğu kişi şimdiden gelmiş, ön sırayı kapmaya çalışıyordu. bense orta sıralarda bir yere geçmiştim. Resme büyük açıyla bakacaktım. Akşam saatlerine doğru konser alanı kalabalıklaşmış ve Yuna gelmişti. Görev için onu da çağırmıştım ama pekte görev için gelmişe durmuyordu. Etraftaki kişilerle flört ediyor, elindeki patlamış mısırı yiyordu.

Oldukça süslenmişti. Uzun saçlarını kıvırcık hale getirmiş, parıltılı bir makyaj yapmış ve altına da siyah, mini bir etek, üstüne de değişik renklerde crop giymişti. Hwang sahneye çıktığında herkes bir ağızdan; "Kızıl Tanrıça!" diye bağırıyordu. Hayranlarına göz devirerek Hwang'ı izlemeye başladım. Kızıl saçlarını düzleştirmiş, saçının önünden arkasına doğru mavi bir kurdele ile örmüştü. Üstüne mavi bir takım giymişti.

"Hey, Ryujinİ"

"Ne var?"

"Ben  yeni tanıştığım çocukla patlamış mısır almaya gidiyorum!"

"Siktir git."

"Ne!"

"Tamam!"

Yuna nihayet yanımdan ayrıldığında düzgün bir şekilde odaklanabilmiştim. Hwang şarkı söylemeye ve dans etmeye başladığında arka planda da bir video oynuyordu. Gözlerim videoya takıldığında yanan, ahşap bir ev olduğunu gördüm. Yangın evin bahçelerine kadar gelmiş, bahçedeki çiçekleri yok etmişti. Ardından sahne değişmişti. Sokakta tek başına, çıplak ayakla koşan Hwang gözüktü. Korkmuş ve tedirgin görünüyordu.

 Sürekli arkasına bakıyor, birileri tarafından kovalanıyordu. Büyük ihtimalle söylediğinin şarkının MV'siydi. Hangi şarkısı olduğunu bilmediğim için yanımda deli gibi dans eden kıza sordum.

"Pardon."

"Buyrun?"

"Bu hangi şarkısı, biliyor musunuz?"

"Elbette! En ünlü şarkısı olan FİRE."

Teşekkür anlamında başımı sallayıp bakışlarımı tekrar sahneye döndürdüğümde Kızıl  Tanrıça ile göz göze gelmiştik. beni nasıl görmüştü? Gerçi bir psikopatın yapamayacağı şey yoktu. Gözlerimi ondan çekmeyerek onu izlemeye devam ettim, o da beni. Çoğu şarkısında benimle göz teması kuruyor, başka yere bakmıyordu.

Enerjik bir şarkısı çalmaya başladığında sahneye üç tane bira şişesi getirildi. Hwang, müziği durdurup ufak konuşmasına başladı.

"Öncellikle hepiniz Hoşgeldiniz!"

Kalabalıktan yüksek sesler çıktı. Kimisi alkışladı, kimisi avazı çıktığı kadar bağırdı. Bense sadece ne yapacağını izledim.

"Sizleri yeniden görmek... Gerçekten çok güzel bir duygu. Biliyorsunuz ki her konserim de 'Alcohol'
şarkımdan önce üç bira teklemeye çalışıyorum. Hadi bugün tekrar deneyelim!"

Kalabalıktan yine yüksek bir ses çıktığında göz devirmeden edemedim. Gerçek yüzünü görselerdi böyle olurlar mıydı acaba?

Orkestra gerilim müziğini çalmaya başladığında tüm odaklar Hwang'daydı. İlk birayı almış, derin bir nefes çekip ilk şişeyi tekte içmişti. Kalabalıktan alkış sesi geldiğinde Hwang beklemeden ikinci şişeyi de dikmişti.

Sevgili Dedektif // RyejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin