6

220 23 2
                                    

Hastanenin sessiz ve soğuk koridorunda bekliyorduk. Ben ve Hwang'ın iki arkadaşı daha. Ameliyathanenin kapısı açıldığında yaslandığım duvarda dikleşip, doktora döndüm.

"Endişelenmenize gerek yok, ufak bir dikiş atıldı. Birazdan odaya alacağız."

Arkadaşları derin bir nefes verdiğinde ben doktorun yanına doğru ilerledim.

"Doktor hanım, Hwang nasıl yaralanmış?"

"Karnındaki yarasına göre savunmasız halinde yakalanmış. Çünkü sıyrık gelişigüzel saplanmış."

Kafa sallayıp, teşekkür ettim. Doktor koridorda uzaklaşıp, kaybolduğunda ben de Hwang'ın arkadaşlarının yanına ilerledim. Kahverengi saçlı kızı daha önce konserde görmüştüm ancak yanındaki kızıl saçlı kızı ilk defa görüyordum.

"Öncellikle geçmiş olsun."

"Teşekkürler."

"Size birkaç sorum olacak, izin verirseniz."

"Tabii, sorun."

Not defterimi cebimden çıkarıp, ilk sayfasını açtım.

"Öncellikle adınız nedir?"

"Benim adım Jisu," dedi kahverengi saçlı kız ardından eliyle yanındaki arkadaşını gösterip, "Bu da Chaeyeon." not alıp, asıl sorularıma geçtim.

"Hwang'ın bir düşmanı ya da kavgalı olduğu biri var mıydı?"

Kızlar biraz düşündükten sonra Chaeyeon konuştu.

"Bildiğim kadarıyla yok. Ünlü olması düşmanı olacağı anlamına gelmez."

İğneleyici lafını görmezden gelip, not aldım. Biraz kendini beğenmişti sanki.

"Cevapladığınız için teşekkürler."

Kızların yanından ayrılıp hastaneden ayrılmak üzere çıkışa ilerliyordum ki telsizden çağrı geldi.

"Seul konsolusluğunda cinayet. Yirmili yaşlarda genç bir kız ölü bulundu. Tekrar ediyorum Seul konsolusluğunda cinayet!"

Adımlarımı hızlandırıp, hızla araca bindim. Bir yandan arabayı çalıştırırken bir yandan da Yuna'yı arıyordum. İlk çalışında açtı.

"Efendim?"

"Yuna, şehir hastanesi gel. Hwang'ın ifadesini alıcaksın. Ben konsolosluğa gidiyorum."

"Tamamdır."

Telefonu kapatıp, en hızlı şekilde konsolosluğa doğru yol aldım. Trafik ışıklarında kırmızı yandığında beklemiyor, diğer araçlardan izin isteyip yoluma devam ediyordum. 15 dakika sonra konsolosluğuna önüne geldiğimde araçtan inip, olay yerine geldim.

Ekip arkadaşım olan Sunghoon'a seslendim. Olay yeri incelemeden biriyle konuşuyor, bilgi alıyordu.

"Sunghoon!"

Arkasını yani bana döndüğünde çatık kaşları gevşemişti. Yanıma doğru geldiğinde elindeki dosyayı fark ettim. Hızla elinden alıp okumaya başladım. Aynı zamanda onu dinliyordum.

"Lee Chaeyeon, 26 yaşında konsoloslukta çalışıyor. İki gün önce saat 22.45 civarında öldürülmüş. Olay yerinde kızıl saç teli bulduk."

Dedikleriyle ona döndüm. Lee Chaeyeon mu? Elbette Kore'de Chaeyeon adlı çok kişi var ancak kaç tane şüpheli Chaeyeon var ki? Ayrıca kızıl saçlı mı? Hwang yapmış olabilir mi? Belki de bu yüzden bıçaklandı. Kızın ailesi intikam için Hwang'ın yaraladı. Fakat iki gün önce Hwang'ın o saatte konseri vardı. Kafam karıştı! Yapboz parçalarını birleştirmeliyim.

"Sunghoon senden bir şey isteyeceğim."

"Tabii."

"Bana Lee. Chaeryeong ve bu ölen kızı araştırmanı istiyorum."

Sunghoon kafa sallayıp yanımdan ayrılmıştı. Ben de kızın öldürüldüğü yere doğru ilerledim. Ceseti çoktan kaldırmışlardı ancak nasıl öldüğünü beyaz tebeşir ile çizmişlerdi. Yan yatmış bir şekilde ölmüşe benzemiyordu. Demek ki ya karın bölgesinden ya da göğsünden öldürülmüştü.

Biraz daha detaylı incelerken telefonum çaldı. Cebimden çıkarıp baktığımda Yuna'nın aradığını gördüm. Yeşil tuşa basıp, açtım

"Efendim?"

"Başkomiserim Hwang bana konuşmuyor. Sadece sizinle konuşabilirmiş."

Şaka mı bu? Anaokulundan aranan veli gibi hissediyorum şu an. Hwang işin ciddiyetinin farkında değil büyük ihtimalle.

"Telefonu Hwang'a ver."

Birkaç saniye sessizlik oluşturan sonra konuşmaya başladım.

"Hwang, işin ciddiyetinin farkındasındır umarım."

"Farkındayım."

"O zaman lütfen ifadeni Yuna'ya verir misin?"

"Hayır, olmaz. Ben sadece sevgili dedektifime ifade veririm."

"Hwang-"

Adımı duymam ile sözüm yarıda kesilmişti.

"Ryujin, kamera görüntüleri ortaya çıktı."

"Tamam Sunghoon, bekle."

Sunghoon beni onaylayıp, diğerlerinin yanına gittiğinde Hwang ile konuşmama geri döndüm.

"Hwang, lütfen-"

"O kimdi?"

Sözüm yine kesilmiş, Hwang'ın ses tonu sertleşmişti.

"İş arkadaşım. Lütfen Hwang, Yuna'ya ifadeni verir mi-"

Telefon suratıma kapandığında gelişigüzel bir küfür savurmuştum. Beni illa oraya getirecekti.

"Sunghoon!"

Sunghoon adını duyduğunda hızla yanıma gelmiş, merakla bana bakmıştı. Sert bakışlarımla hiçbir şey demeden kolundan tutmuş ve arabaya sürüklemişti.

"Ryujin nereye?"

"Ifade almaya. Yuna'yı ara buraya gelsin."

Onu hale arabaya sürüklerken cebinden telefonu çıkarmış, Yuna'yı aramıştı. Ben sürücü koltuğuna otururken o da hemen yanıma oturmuştu. Oturduğu gibi arabayı çalıştırmış ve hastaneye doğru sürmeye başladım.

Yeni bölümmm

Kıskanç Yeji mi😍

Oy vermeyi unitmayınn 🌟🌟🌟🌟🌟🌟


Sevgili Dedektif // RyejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin