3.7

704 54 26
                                    

Keyifli okumalar✧

Not: Bölümden önce 32. bölüme tekrar bir göz atın veya tekrardan okuyun.

                               ✷✷✷

Elimdeki telefonu çalışma masanın üstüne bırakarak yatağıma geçtim ve bağdaş kurarak oturdum.

Gözlerim dolu doluydu. Hem adını bilmediğim çocuğun anlattıklarına üzülmüştüm hem de kendime kızgındım. O zamanlar onun varlığını bilmiyordum ama benim varlığından bir haber olduğum birini üzgünken tuttunduğu tek dalıyken ona bunları yaşatmam kendime kızgındım. O zaman yaptıklarımdan çok şimdiki yaptıklarıma kızgındım. Bana yazmadığı için ona kızmıştım ama onun böyle bir dönemden geçtiğini bilmiyordum. Bu yaptığım bencillikti. Evet, onun öyle bir dönemden geçiyor olabileceğini düşünmüştüm ama böyle bir şey yüzünden olabileceğini düşünmemiştim. Bu yüzden de ona kızmıştım.

Her ne kadar bana yaşadıklarını anlatmış olsa da tamamını anlattığını düşünmüyorum ama bu kadarı bile bana ağır gelmişti.

Düşündükçe gözlerimde olan yaşlar daha da artıyordu. Eğer ben annemi kaybetseydim ne yapardım, bilmiyorum. Böyle bir şeyin olacağını düşünmek bile canımı yakarken onu yaşaması...

Kalbimin sıkışmasıyla yerimden kalkıp elime telefonumu aldım. Onunla olan eski sohbetlerimize girdim ve benimle konuşmadığını anlardan bu yana kadar olan mesajları tekrar tekrar okudum. Okudukça içime dolan suçluluk duygusu ve kızgınlık daha da arttı. Ona o söylediklerim, onu suçlamam, ona bu yüzden gönül koymam... Off! Resmen çocuğa bir de yüzsüz yüzsüz gönül koymuşum, ona kızmışım. Yaptıklarımı daha yeni fark ediyorum. Daha doğrusu- bir saniye daha doğrusu diye bir şey yoktu. O zor bir dönemden geçerken, birilerinin ona destek olması gereken zamandayken ben onu suçlamış ve daha da üstüne gitmiştim. Tam bir salaktım.

Telefonu yatağımın üstüne bırakıp mutfağa doğru, şu içmek için gittim. Mutfakta annemi görünce ona sıkıcana sarıldım.

" Hayırdır kızım? Ne oldu?" diye sordu annem.

" Bir şey olmadı. Sadece içimden geldi." dedim. Annem elindeki işi bırakıp sarılışıma karşılık verdi. Biraz öyle durduktan sonra annem tekrar işine döndü ve ben de kendime bir su alıp odama geri döndüm.

Gerçekten annemi kaybetmeye dayanamazdım. O benim her şeyimdi.

Tekrar eski yerime geçip iyicene düşünmeye başladım. Onun bu yaşadıklarını ve bu geçtiği dönemi anlıyordum ama anlatmadığı bir şeyler vardı. Mesela olayın benimle olan kısmını çok az anlatmıştı. Yani çok küçük bir değinme yapmıştı. Aradan üç yıl geçtiğini söylemişti ama o bana Eren ile arkadaş olmaya başladığımız zamandan beri böyle davranıyordu ve bunun üzerinden yaklaşık üç hafta belki de daha fazla zaman geçmişti. Fakat o bana yıl dönümünün geçen hafta olduğunu söylemişti. Yani bana yıl dönümünden iki hafta öncesinde de soğuk davranıyordu.

Bir anda aklıma gelen şeyle şaşırak kendimi oturur pozisyona getirdim. Bir dakika ya! O anneannesini kaybetmeden önce biz Cem ile konuşuyorduk ve ben son dönemlerde Eren ile hatta bazen zorunluktan bile olsa Cem ile konuşuyordum. Yani yaşadıklarının aynısını ona tekrardan yaşatıyordum.

Üç yıl önce anneannesi hastayken ve o zor bir dönemden geçerken ben başka bir erkekle konuşuyordum, ondan sonra anneannesini kaybediyordu ve ben o dönemde sevgili oluyordum. Şimdi ise anneannesinin yıl dönümünden önce yine başka bir erkekle konuşuyordum ve yıl dönümü gelmişti. Olay örgüsünün sonunda ise benim biriyle sevgili olmam ile bitiyordu.

Su Perisi | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin