Su Perisi | Texting

2.1

Keyifli okumalar✧

                            ✷✷✷

" Ya Lara mızıkcılık yapma ya! Sıra sen de işte." diye bana tatlı olduğunu düşündüğü yavru köpek bakışlarını atan Gamze'ye döndüm.

" Bana diyene bak! Sen sıranı bana kakalamaya çalışıyorsun." dedim.

" Alakası bile yok. " diyen gamzeye yandan bir bakış gönderdim.

" Poyraz! Senin bu kardeşin hile yapıyor!" diye bağırdığımda elinde koca bir tabak dolusu gözleme ile gelen Poyraz kaşlarını çatmış, yanımıza doğru geliyordu.

Poyraz, Gamze'nin abisiydi ama hiçbirimiz ona abi demiyorduk. Çünkü aralarında sadece bir yaş farkı vardı. Geçen sene de bizim okuldan mezun olmuş, şimdi de bir üniversitede mühendislik okuyordu.

Tabağı bahçede duran masanın üstüne koyan Poyraz sert bakışlarını bir bana bir Gamze'ye gönderiyordu.

" Bence hiç boşuna öyle bakma. Bir işe yaramıyor." diye Poyraz'a doğru konuştu Deren.

Poyraz bakışlarını bizden ayırırken Deren'e çevirdi. Ve Poyraz meşhur hareketini yaptı. Bakmayın meşhur dediğime o genelde bu ve benzeri durumlarda sol kaşının havalanıp ona eşlik eden dudağının sol kısmıyla yarım bir gülümseme oluşturma. Bu hareketi onun aslında kendi çapında meydan okuması gibi bir şey sayılır.

" Öyle mi Deren Hanım?" dedi Poyraz.

" Öyle Poyraz Bey. " dedi Deren. O da Poyraz'a meydan okurcasına sağ kaşını kaldırdı.

Aralarında anlayamadığım bir gergin enerji oluşurken ikisinin bakışmasını kesen Poyraz'ın çalan telefonu olmuştu.

Poyraz bizden uzaklaşırken Deren eski haline alıp önünde duran kartlara döndü. UNO oynamaya çalışıyorduk ama başarılı olduğumuz konusu tartışılırdı.

" Off! Vazgeçtim ben ya oynamayalım bu oyunu." diye somurtan Gamze'ye onaylarcasına kafamı oynattım. Deren ikimize de kısa bir bakış gönderdi.

" Pekala. Anlaşılan oyun bitti. " dedi Deren.

" Eee şimdi ne yapacağız?" diye ortaya bir soru yönelttim.

" Sohbet edelim." dedi Gamze.

" O zaman aç bakalım bir konu." dedi Deren.

Gamze açık bıraktığı kızıl saçlarını omzunun arkasını atıp duruşunu düzeltti.

" Hatırlıyor musunuz? Ben size İrem ve Barış ayrıldı, demiştim."

" Hatırlıyoruz." dedim.

" Şimdi bunlar hala barışmadılar ama geçenlerde bir şey olmuş."

" Kızım ne yavaş yavaş anlatıyorsun. Hızlı biraz. " diye araya girdi Deren.

" Tamam tamam. Bak şimdi bu Begüm var ya bu Barış'ın sürekli gittiği bir kafe var. Oraya gitmiş. Barış da kafede bir masada oturuyormuş. Sonra Begüm gitmiş, Barış'ın karşısına oturmuş. Barış kıza kalk falan derken İrem gelmiş ve bu ikisini birlikte görmüş. Kız bunları beraber görünce sinirlenip çıkmış kafeden. Asıl olay şu ki Barış oraya İrem'le buluşmaya gitmiş. İşte özür dileyecekmiş falan filan ama işte Begüm işin içine girince olaylar yine karışmış." diye anlattı Gamze. Deren ile ikimizde kaşlar çatık bir halde onu dinledik.

" Ya bu kızı bir sağlam dövmek lazım. Yoksa bunun akıllanacağı falan yok. Baksanıza iyice açmış çifte kumruların aralarını." diye hararetle konuştu Deren.

" Aynen abi. Yani bu kızın güzellim ilişkilerle ne derdi var? İrem de Barış da birbirlerini sevdikleri gözlerinden belli. Niye araya giriyorsun değil mi?" dedim.

" Haklısın. Kızın tek amacı aşıkları ayırmak. Bir sevgili yapsa da kurtulsak." diye onayladı Gamze.

" Onun gözü geçen sene bizim üstümüzdeydi. Kız yaşıt sevmiyor demek ki." diye sohbete katılan Poyraz'a kaydı bakışlar. Ne zaman geldiğini anlamamıştım ama şu anda eski yerine kurulmuştu. Deren'e baktığımda Poyraz'a yönelttiği bir bakış vardı. Resmen bakışıyla ölürdü çocuğu. Poyraz ile Deren göz göze gelince Deren bakışlarını başka bir yere çevirdi. Poyraz Deren'in yaptığını sırıtırken masadaki küçük sessizlik bozuldu.

" Desene bu senenin sonuna kadar kurtuluşumuz yok." diye Poyraz'a karşılık verdi Gamze.

" Maalesef abiciğim." dedi Poyraz.

" Lara?" diyen Deren'e baktım.

" Efendim."

" Sen bu kolyeyi yeni mi aldın? Daha önce hiç gördüğümü hatırlamıyorum."

Bir elim kolyeye giderken hafif yutkunuşumu gizlemeye çalıştım. Şu anda onlara adını bilmediğim çocuk aldı, diyemezdim. Çünkü Poyraz vardı ve benim planlarımda en azından şimdilik ona söylemek yoktu.

" Şey ya o hediye." diye cevapladım.

" Ya çok tatlı bir kolye. Kim aldı?" diyen Gamze'ye şaşırarak baktım. En yakın arkadaşımdan kazık yemiştim resmen. Bir ara hatırlatın intikamını alayım.

" Bir arkadaşım almıştı. " diye geçiştirdim. Ses tonum daha fazla sorgulama der gibi çıkmıştı. Bakışlarım diğerlerinin üstünde gezinirken Deren'in şüpheyle Poyraz'ın ise sırıtarak bana baktığını gördüm. Deren'in bakışlarını anladım ama Poyraz'ın bakışlarına anlam veremedim.

Bakışlarım Poyraz'ın üstünde çok durmuş olsa gerek Poyraz yüzündeki sırıtışı azalttı.

" Arkadaşının aldığı kolyede benim en güzel kıvırcık saçlı kardeşime çok yakışmış." diyen Poyraz daha demin azalttığı sırıtışını ilk seferkinden bile daha fazla sırıtarak konuşmuş ve yüzündeki sırıtışı silmeden de bana bakıyordu. Hele o arkadaşının kısmına vurgu yapması beni daha fazla gererken kurtarıcı bir ses duyuldu. Benim telefonum sesi. Hızlıca Poyraz'la göz temasını kesip telefonumu elime aldım.

Annem arıyordu. İşte benim sultanım. Anladı tabi kızı zor durumda hemen aradı. Ana yüreği işte. Unutmayayım da eve gidince sultanımı bir güzel öpeyim.

｡_________________ ☆ _______________｡

Bugünün üçüncü bölümünü yayınlandığım için kendimi tebrik ediyorum. Üst üste üç bölüm yayınlanmamım sebebi ise biraz hasta olmam. Yani bu üç bölüme iyi bakın jdhfbbcbxbc Ve bana çok güzel bir yerde bitirdiğim ve neredeyse bir hafta kadar bölüm atmayacağım için bana sövmeyin :)

Neyse neyse. Gelelim bölüm yorumlarına.

Bu Begüm'ü dövmeye bende mi gitsem acaba?

Neyse neyse. Asıl bomba burada Poyraz.

Poyraz efendi neler karıştırıyor acaba? O sırıtmalar falan. Ne oluyoruz? Neler dönüyor burada? Az bana da söyleyin. O kadar sizi yazıyoruz yani.

Neyse neyse. Ben o işi de çözeceğim. Hele bir sıra gelsin. Ona da bakacağız.

Yalnız bir şeyi söylemeden edemeyeceğim bu Poyraz'la Deren'in diyalog şaka mıdır? O nasıl gerginlik be?

Neyse neyse. Sıkıntı yok. Yeni ship damarı yok.

O zaman ben gidiyorum.

Siz de...

Yıldızları parlatmayı ve yorum atmayı unutmayın:)))

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere✨