8.

1.5K 118 38
                                    

Merhaba umarım iyisinizdir . Yeni bölümle geldim . Yorumlarınızın hepsini okuyorum ve çok mutlu oluyorum . Teşekkür ederim. Haydi bölüme geçelim .

Jungkookdan

Şu anda nemi yapıyorum. Salonda oturmuş arkadaşlarımın şehir bebesine yaptığı iltifatları dinliyordum. Evet Taehyung'un dizime atdığı tekmeden sonra onu yakalamak için peşinden koşarken, bahçede bize doğru gelen arkadaşlarım Jin, Minji, ve Jimin'in arkasına geçerek saklanmış, beni göstererek bir canavardan bahseder gibi, abartılı tepkilerle benim ne kadar korkunc olduğumdan şikayetlenmişti. Arkadaşlarıma beni gösterirken "köylü davar " diye hitap etmesi de onların kahkaha atmasına neden olmuştu.

Harika, bunun bir asır dalgası geçilirdi artık. Yani göz var, nizam var  benim nerem davar ki ? Tamam belki bunu görünüşüm için değilde, ona karşı sergilediğim davranışlar nedeniyle söylüyordu ama, haksızdı işte.

"Namjoon beni arayıp Jungkook'ların evinde senin yaşlarında, çok iyi anlaşacağınıza inandığım bir misafirleri var dediğinde, hemen qrupa yazdım. Ama davar arkadaşımız her zamanki gibi mesajlara cevap vermeyi bırak mesajlara bakmamış bile. Jin'le, Minji'de benim gibi seni çok merak etdikleri için, hemen seninle tanışmaya geldik Taehyung. "

Dediğinde, bi ara Namjoonu arayıp sağlam bir küfür etmeyi aklıma not etdim. Arkadaşlarım arasında çokta olmasada yaş farkımız vardı. Ama bunu hiç bir zaman aramızdakı konuşmalarda ve ya buluşmalarımızda sorun etmemişdik. Bu çocukluğumuzdan beri böyle olmuştu.

Aralarında bir tek Minji şehirde doğup büyümüş, Jin'le evlendikten sonrada buraya temenli taşınmıştı. Evliliklerinden öncede sık sık burayı ziyaret eder, her yazı burada geçirirdi. Burayı nasıl keşf etdi dersenizde, bir gün ailesiyle karavan yolculuğuna çıkmış gezerken köyümüze uğramış ve o zamanlar köyün fırıncısında çırak olarak çalışan Jin'le tanışmışlardı. Bir kaç hafta köyümüzde misafir olarak kaldıklarında da, Jin'le arkadaş(!) olmuşlardı. Tabi daha sonra bu arkadaşlık, başka hislere dönüştü. Hatta Jin üniversite için şehire taşındığında, orada daha sık buluşarak vakit geçirmişlerdi. Minji'ninde, Jin gibi aynı universiteyi ve gastronomi bölümünü seçmesi, daha da yakınlaşmalarına ve  evlenmelerine kadar gelmişti. Minji, Jin'nin okuduğu universiteyi üçüncü senesinde kazandığı için, mezun olana kadar onunla birlikte şehirde kalmıştı Jin.
Daha sonrada Minji'de istediği için birlikte köye dönmüş ve burda yaşamaya başlamışlardı. Şimdi çok mutlu bir evlilikleri ve köymüzdeki bütün gençlerin favorisi olan, bir pastaneleri  vardı.

Jin doğma büyüme bu köyde olduğu için onunlada Namjoon ve Jimin gibi çocuklukdan beridir arkadaştık. Bir ara universite için ayrı düşsekte, irtibatı hiç bir zaman kesmemiş ve sık sık buluşmuştuk. Hatta benim bir nebzede olsa şehire alışmama ve psikolojik zorbalıklara katlanmama ephey yardımcı olmuşlardı.

Bazen bunun için ara bir  toplanarak bazı zorbaları tehdit etdikleri bile olmuşdu. Tabi aynı şekilde onlarda benim gibi bazen bu durumlara katlanmak zorunda kalsalarda, benim kadar etkilenmemişlerdi. Benimde bi yere kadar hiç bir şey umrumda olmamışdı. Ama hoşlandığım çocuktan yediğim darbe, benim şimdiki tavrıma sebep olmuştu. Neyse, hepsi düşünmeye değmeyen tatsız konulardı.

Namjoon nerdeyse orta okuldan beridir Jiminden hoşlanıyordu. Tabi bunu o zamanlar, Jimin'i zorbalayarak gösteriyordu salak. Neyseki, lisede kendine gelmiş ve bir şekilde açılmayı başarmışdı. Diğer salak arkadaşım Jimin'de, bir kaç yıl nazın ardından hislerine karşılık vermişti.

Liseden, Jinden sonra ilk mezun olan Namjoon, tıbb üniversitesini kazanmıştı. Ondan sonra ben veterinerlik, en sonda da Jimin ilk okul öğretmenliğini kazanarak, şehire Namjoon'un yanına taşınmışdı. Jin'le, Minji'de aynı evde yaşadıklarından, ben yalnız kalıyordum. Universiteyi bitirdiğimde de, ilk köyüme dönen ben olmuştum.

Two opposite polesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin