Merhaba umarım iyisinizdir. Bu gün çok mutluyum çünki kar yağdı ve ben karı çok severimmmm. Neden bilmiyorum ama bunuda sizinlede paylaşmak istedim. Neyse yeni bölüme geçelim , oy ve yorum atmayı unutmayın. Haydi keyifli okumalar.
Yazardan
Taehyung saat sabahın beşine gelirken hâlâ uyanıktı. Çünki Jungkook'un söyledikleri ve pastanede otururken Yoongi'in anlatdıkları aklından çıkmıyor, Jungkook'un halen daha eve gelmemeside onu oldukca endişelendiriyordu. Üstelik Jimin onları eve bırakırken, Namjoon'dan gelen mesajla, Jungkook'la birlikte olduklarını ve muhtemelen bu gece eve gelemeyeceklerini söylemişti. Ama yinede kendini merak etmekden alıkoyamıyor, sebep olduğu hayal kırıklığı ve üzüntünün vijdan azabını yaşıyordu.
Bu sırada da Jungkook, Namjoon ve Jinde aldıkları içkilerin bir çoğunu bitirmiş ve kendilerini yer yataklarının üzerine atmışlardı. Jungkook içkinin tesiriyle içini dökerek bir nebze olsun rahatlamış, ama geriye oldukca büyük bir öfke kalmıştı.
Sabah berbat bir baş ağrısıyla uyandıklarında da Jungkook'un ilk sözü onu dünyaya geldiğine pişman edeceğim cümlesi olmuştu.
Jin ve Namjoon ikiside ellerini şakaklarına yerleştirip ovarak, gecenin eseri olan baş ağrılarını hafifletmeyi denerken, arkadaşlarının cümlesiyle bir birlerine bakmış ve Jin boynunu kütleterek konuşmaya başlamıştı.
"Sende bi karar ver kardeşim. Gece görmezden geleceğim derken, sabah kalkmış onu doğduğuna pişman edeceğim diyorsun."
Jungkook arkadaşının sözleriyle dün geceyi anımsarken, ilk yüzünü buruşturmuş sonrada derin bir nefes alarak cevap vermişti.
"İkisini birden de yapabilirim. Benim nasıl kalbim acıyorsa, ona vereceğim ağır işleri yaparkende, en azından yorgunluktan bedeni acıyacak. Eskisi gibi zorlandığında yardımına koşmayacağım. Canı yandığında dolu gözlerine kanmayıp görmezden geleceğim."
Namjoon arkadaşının sözlerine gözlerini devirerek oflamış ve Jin'e, Jungkook'u işaret ederek konuşmuştu.
"Ne güzel aptal aşık gibi sırıta sırıta geziyodu ortalıkda. Döndü yine kırmızı görmüş boğaya."
Jin arkadaşını başıyla onaylayarak ayağa kalkmış ve arkadaşlarınada kalkmaları adına söylenmişti. Namjoon'la, Jungkook'da kalkarak hep birlikte etrafı toplayıb kulübeden çıkarak, gece açtıkları ışıkları kapatmış ve kapıyı kilitleyib anahtarı geri ağactakı oyuğa yerleştirdiler. Hepsi arabaya ilerleyip geçmiş ve Jungkook arkadaşlarını evlerine bırakarak, kendiside evine gelmişti.
Jungkook eve girdiğinde kapının önündeki bavulu görüp kaşlarını çatdı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken merdivenlerden inen Yoonhope çiftini ve hemen arkalarındakı Taehyung'u görmüş ve diliyle yanağının içini dürtmüşdü. Üçlü arkadaşlarda aralarındakı konuşmalara dalıp Jungkook'u fark etmediğinden bavulun kime ait olduğunu anlamışdı.
"Tetem sen bize gidin falan diyorsun ama, benim içim hiç rahat değil. Bak yemin ederim işten kovulmak falan umrumda değil, bırakta yanında kalayım."
Hoseok uykusuzluktan ve ağlamaktan bir gecede çöken yüzüyle kendisine tebessüm etmeye çalışan arkadaşına karşı söylenirken, Yoongi'de eşini onaylamış ve Taehyung'un cevabını beklemişlerdi.
"İşten kaytarmak için beni behane etmeyi bırakın hyunglarım. Ben iyiyim. Merak etmeyin ve işinizin başına dönün. Zaten benim yüzümden yıllık izninizi kullandınız. Bide işinizdenmi olacaksinız. Hem bir aydan bile az kaldı zaten, geleceğim bende."
Hoseokla, Yoongi arkadaşının kararlı yüzü ve sözleriyle pes ederken, Taehyung'un bakışları kapının önünde dikilerek, çatılı kaşları ve sıktığı çenesiyle kendisini izleyen Jungkook'a takılmış, yutkunarak gözlerini kaçırmıştı. Bunu fark eden Yoonhope çiftide bavullarının yanına gelirken, Yoongi vedalaşmak adına elini Jungkook'a karşı kaldırmışdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two opposite poles
FanfictionŞehirden nefret eden köylü Jeon Jungkook ve köyden nefret eden şehirli Kim Taehyung . Zıt kutupların bir birine çekilmesi . ( düz yazı ) Yan shipler : Nammin , Sope , Jinmi #1 - bangtan 12,9 bin hikaye arasından 🥇