Merhaba umarım iyisinizdir , küçük bir açıklama yapmak istiyorum . Yazım yalnışlarım ve noktalama işaretlerindeki hatalarım oluyor ve daha olacak gibide görünüyor . Çünki Türk değilim . Araştırma yapmama rağmen hâlâ daha çok eksiğim var . Lütfen görmezden gelmeye çalışın . Keyifli okumalar dilerim .💕
Taehyung'dan
Ben bu hallere düsecek insanmıydım be. Ben ki, sahnelerde bir kuğu gibi süzülen asalet timsaliyken. En lüks mekanların göz bebeği, en pahalı markaların kıyafetlerini modellerden bile daha iyi taşıyan bir zarafet örneğiyken. Gelmiş bilmem ne köyünde tavuklar tarafından kovalanıyordum. Cani bir köylü davarın eline düşmüş, acımasız bir şekilde zulüm görüyor, hayatın adaletsizliğine karşı yaşama tutunmaya çalışıyordum.
Hayır hiçte abartmıyorum şu an yarı uyanık oturduğum bu koltukda düşüncelerim bunlardı. Kesinlikle gitmeyi düşünüyor, arkama bakmadan bu çiftlikden kaçmanın cazibesine yavaş yavaş kapılıyordum. Tamda bu düşünceyle ortuğum koltukda hareketlenerek, zar zor aça bildiğim gözlerimle bayan jeonu aramaya başladım.
Ama aradığım bedenin aksine, şaşırtıcı bir biçimde gülümseyerek bana bakan bir adet Jeon Jungkookla karşılaşınca donup kaldım. Eğer ki, o gülüşün benim için hazırladığı hain planlarındaki sahneler, gözünün önünde bir filim şeriti gibi geçtiği için olduğunu bilmesem, çok güzel olduğunu düşünürdüm. Belkide benim bu seferde gübre temizlediğimi düşündüğü için gülümsüyordur. Yada ne bileyim, bir öküz tarafından boynuzlanarak öldürüldüğümü. Onun o şeytan aklından neler geçtiğini bilemeyeceğim.
Bir kaç dakikalık bakışmanın ve onun hâlâ daha sürdürdüğü gülümsemenin ardından, sol kaşımı kaldırarak ne bakıyorsun der gibi başımı salladım. Ama hiç bir tepki vermeden yanıma adımlamaya başladı.
İstemsizce geriliyordum , tabi bunu ona belli etmemem gerekiyordu. Ama o bana yaklaştıkca koltukda geri geri kaydığımı kolçağa yaslandığımda fark etmiştim. Jungkook sakin bir şekilde koltuğa oturdukdan sonra, yüzünde yer edinen şeytanı sırıtmayla bana bakmaya devam ederken, daha fazla dayanamadan konuşmaya başladım.
"Aklında yine ne gibi bir işgence dönüyorda, böyle sırıtıyorsun ? "
Dediğimde sanki gülümsediğini yeni fark ediyormuş gibi duraksamış ve bir anda suratsız haline geri dönmüştü. Bence bu hali daha az korkutucu duruyordu. Yani en azından 3 gündür ben buna alışmıştım.
"Bilmem acaba bu seferde kümesimi temizletdirsem sana, diye düşünüyorum. Çünki bakıyorumda tavuklarla çok iyi anlaşmış gibisin."
Dalga geçerek, bu seferde kahkaha atmışdı pis davar. Bu geldiğim günden beridir yanımda kahkahalara boğulduğu ikinci seferdi. Birincisinide, ben tavuklardan kaçarken atıyordu. Ama o zaman benden epey uzaktı, şimdi bu kahkaya yakından şahit olmak, her ne kadar benimle dalga geçtiği için bile olsada , gözlerimi ondan alamama sebep olmuştu. Çünki çok güzel gülüyordu insafsız.
Yüzünde daha önce fark etmediğim detayları incelerken bulmuştum kendimi. Mesela gülerken ortaya çıkan dişlerinden, ön iki çıkık olanlar, bir tavşanın dişlerini andırıyordu. Benim gibi burnunun ucunda ve dudağının altında beni varmış. Yüzünün sol tarafında elmacık kemiğinin üzerindede bir yara izi.
Gözlerinin büyüklüğü daha önce dikkatimi çeksede, şu an güldüğü için görünmeyecek derecede kısıklaşmıştı. Üstelik burnunuda kırıştırması, yapılı bedenine tezat, yüzü çok tatlı görünüyordu.
Oha dur bi dakika, onun dudağının kenarında delikmi var. Piercing mi takıyor yani ?
Ben onun gülüşüne daldığımın farkında bile değilken, bir anda kahkahası arasında konuşmaya çalışmasıyla kendime gele bilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two opposite poles
FanfictionŞehirden nefret eden köylü Jeon Jungkook ve köyden nefret eden şehirli Kim Taehyung . Zıt kutupların bir birine çekilmesi . ( düz yazı ) Yan shipler : Nammin , Sope , Jinmi #1 - bangtan 12,9 bin hikaye arasından 🥇