10.

1.4K 115 63
                                    

Merhaba umarım iyisinizdir. Ben bir az üzgünüm , çünki diger 3 meleğim gibi Namjoon , Jimin , Taehyung ve Jungkook'da askere gidiyor. Onları çok özleyeceğim , ve sağ salim dönmeleri için dua edeceğim. Hele Jungkook'un mektubu , of neyse iyi olacaklar , iyi olacağız .
Fici okuyan , beğenen , yorum yapan her kese teşekkür ederim. . Haydi yeni bölüme başlayalım keyifli okumalar.

Taehyun'dan

Jungkook beni kendine çekerek sarıldığından beridir, bedenim kaskatı kesilmiş ve hareket edememiştim. Üstelikde boy farkımızdan dolayı yüzüm tam olarak boyun girintisine denk gelmişti. Şu an teninden gelen nane ve misk karışımı gibi olan kokusunu soluyordum. Eğer ki, müptelası ola bileceğim bu koku, köylü davardan değilde başka birinden geliyor olsaydı, şu an evlenme teklifi bile edebilirdim.

Ben aklımdakı düşüncelere dalmışken ve hâlâ daha Jungkook'un kollarının arasındayken, birden bedenimi kendinden ayırmış, ama belimdeki elinin yerini korumuştu. Başımın arkasından çektiği elinide koluma indirerek konuşmaya başladığında, nihayet düşüncelerimden sıyrıla bilmiştim.

"Sen neden bu kadar dikkatsizsin. Ya düşüp bi yerini yaralasaydın ? "

Ben yalnışmı duydum, yoksa o benim için endişelenmişmiydi ? Üstelikde o sözleri söylerken, aynı zamanda bedenimide bir sorum varmı diye konturol ediyordu gözleriyle. Ya bu adam tehdidimden korkarak önlem amaçlı beni yumuşatmaya çalışıyor, yada bioplardı. Çünki başka türlü bir kaç gündür ve sabah yaptıklarıyla, şimdiki hareketlerinin başka açıklaması olamazdı.

Her şey bir yana benim kalbim neden bu kadar hızlı atıyor ? Acaba az önce düşüp yaralanacağımdan korktuğum içinmi oldu. Evet kesinlikle ondandır ya, başka neden olacak ki, yoksa ?
( Dejavu ? )

Jungkook'un bedenimi konturol edişi bitmiş olmalı ki, gözlerini gözlerime çıkarmış ve ne yaptığının yeni farkına varıyormuş gibi boğazını temizleyerek tamamen geri çekilmişti.
Hemen sonrada, yarım kalan işine geri döndüğünde, bende ne yapacağımı bilemediğimden, etrafımda oyalana bileceğim bir iş aramıştım.
Ama Jungkook muayene etdiği sığırın konturolünü bitirmiş olacak ki, bana dönerek konuşmaya başlamıştı.

"Bu günlük bizim işimiz bitdi. Fena halde de acıktım. Kesin annem yemeği hazırlamıştır. Bir an önce gidib yemek yiyelim. Sonrada eğer istersen seni Jin'le, Minji'nin pastanesi doğal pasta'ya götüreyim ?"

Diye sorduğunda, çok sevinmiştim. Çünki geldiğim günden beri yani nerdeyse 10 gün geçmişti ve ben çiftlikden dışarı adımı mı atmamışdım. Üstelikde, her ne kadar gün içinde ara bir yazışmalarımız ve her akşam görüntülü konuşmalarımız olsada, ailemi ve arkadaşlarımı çok özlediğimden, bir az kafamı dağıtmak bana iyi gelecekti.

Yine kafamda dönüp duran düşüncelere dalmışken, Jungkook'un cevap beklercesine yüzüme baktığını fark etdiğimde, gülümsemiş ve başımla onaylayarak konuşmaya başlamıştım.

"Harika olur, hem geldiğim günden beridir çiftlikten dışarı çıkmadım. "

Dediğimde, kaşlarını çatarak gözlerini kısmış ve sonrada konuşmak için ağzını açmıştı ki, birden yanımızda beliren ve ne zaman geldiğini bile bilmediğim Honjoo'nun konuşmasıyla susmak zorunda kalmıştı.

"Yok artık Taehyung. 10 gündür burdasın ve daha köyü bile gezmedinmi ? Ben, Jungkook sana gezdirmiştir diye düşünmüştüm. Eğer istersen, ben yarın öğleden sonra gezdiririm sana köyümüzü ?"

Honjoo'nun sorusuna, hevesle başımı sallamış ve sesli bir şekildede dile getirmişdim, teklifini kabul etdiğimi.

"Çok iyi olur Honjoo. Çok sıkılıyorum bütün gün çiftlikte."

Two opposite polesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin