Merhaba umarım iyisinizdir. Uzatmıyorum ve yeni bölüme geçiyorum. Bu arada finalden önceki son bölüm bu. Oy ve yorum atmayı unutmayın, keyifli okumalarrr.
Yazardan
"Ha-hamile, Min-minji hamile"
Jin'nin ayıldığından beridir sayıkladığı tek cümle buydu. Yani nerdeyse iki saatdir.
"Tamam be anladık, yeter artık! Of acaba şöyle yapıştırsam mı bir kaç tane belki kendine gelir ?"
Jimin, Minji'nin bayılma haberini aldığı gibi apar topar okuldan çıkmış ve Namjoon'nun sağlık ocağına gelmişti. Geldiği gibi duyduğu haberle sevinc çığlıkları atarak Minji'yi tebrik ederek sarılmış ve baygın halde duran Jin'e kahkaharla gülmüştü. Ama şu an Jin'in bir papağan misalı tekrarladığı cümle sabrını sınarken onu dövme fikrini arkadaşlarıyla paylaşarak onay beklercesine oturdukları masadakı her kesin yüzünde gözlerini gezdiriyordu.
"Bebeğim Jin şokta şu an, bir azdan kendine gelir. Kimseyi dövmek falan yok yani."
Namjoon tam yanında oturan sevgilisinin masada duran sol elini avuçları arasına alıp okşayarak çatdığı kaşlarının gevşeyip düzelmesini sağlarken bu seferde konuşan Jungkook olmuştu.
"Ama iki saatdir düzelmedi Namjoon. Bence Jimin haklı. Hem şoku başka bi şokla def edebiliriz. Beklemediği biranda kafa atayım bak nasıl kendine gelecek."
"Yok kafa çok kötü olur Jungkook. Canı yanar adamın. Bence kafasına soğuk su dökelim ?"
Taehyung, sevdiği adamın sunduğu öneriyle gözünün önünde canlanan görüntüye canı yanmışcasına yüzünü buruşturarak hemen karşı çıkmış ve kendi zararsız fikrini dile getirerek mekrakla arkadaşlarının vereceği cevabı beklemişti.
"Ya arkadaşlar hiç bir şey yapmamıza gerek yok. Düzelecek diyorum işte bir azdan."
Namjoon sevgilisi ve arkadaşlarının Jin'in üzerinde düşman bir esirmişcesine uygulamak istedikleri ayıltma planı adı altındakı işgence yöntemlerini tek tek dinlediğinde, kendince onları vazgeçirmeye uğraşıyordu.
Ama kendilerini olaya fazla kaptıran vminkook üçlüsü hâlâ daha yeni fikirler üretmeye devam ediyordu. Taki sesizce Jin'in yanındakı sandalyede oturarak başını göğsüne yaslayan Minji'nin aniden bağırarak onların yerlerinden sıçratacak kadar korkmalarını sağlayana kadar.
"Bİ SUSUN BE. Gözümün önünde eşime yapmak istediklerini dile getirirken hiçte çekinmiyorlar bile. Akıllı olun yoksa her kesin kendi fikrini kendi üzerinde uygularım."
Minji oturduğu koltukda dikleşerek viminkook üçlüsüne doğru kıstığı gözleriyle tehdidini sunarken, oldukca ciddi görünüyor ve bu durumu seyreden Namjoon, sevgilisinin ve arkadaşlarının ürkmüş haline gülmemek için kendisini zor tutuyordu.
"Tamam ya ne kızıyosun. Biz eşine yardımcı olmaya çalışıyorduk sadece."
Jimin sevgilisine yapışacak kadar yakınlaşarak, Minji'den çekinir ifadesiyle sözlerini söylediğinde Taekook ikiliside bir birine yapışmıştı oturdukları sandalyede küçülerek.
"Noluyor, neden bağırıyorsun hayatım aklım çıktı."
Jin tutduğu kalbiyle yüzünü buruşturarak eşine doğru konuştuğunda, Minji aniden başını çevirerek eşine bakmış ve fark etmeden de olsa bağırmasıyla eşini şoktan çıkarmıştı.
"Askım oh be sonunda kendine geldin. Bilseydim daha önce bağırırdım ya."
Minji oturduğu sandalyede bedenini de eşine çevirerek ellerini Jin'in yüzünün iki yanına yerleştirip sevincini dile getirirdikten sonra eşinin dudaklarına arf arda bir kaç kelebek öpücük bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two opposite poles
FanfictionŞehirden nefret eden köylü Jeon Jungkook ve köyden nefret eden şehirli Kim Taehyung . Zıt kutupların bir birine çekilmesi . ( düz yazı ) Yan shipler : Nammin , Sope , Jinmi #1 - bangtan 12,9 bin hikaye arasından 🥇