Gözlerimi açtığımda karanlık bir odada tek başımaydım hiç kimse yoktu, sesim çıkmıyordu omzumda hissettim elle arkamı döndüm...
Nefes nefese uyandığımda oda arkadaşım telaşla yanıma oturdu "Luna iyi misin?" nefesim düzene girince başımı salladım "kabus mu gördün?" sorduğu soruyla ona baktım bu bir kabus değildi, ben gerçekten o odadaydım ve bundan emindim.
Büyük salona indiğimizde ikimizde hiç konuşmadık Dumbledore konuşma yapıyordu ama hala yaşadığım belkide gördüğüm kabusun etkisindeydim bunları düşürken Dumbledore'un konuşmasına kulak verdim "okulumuza yeni gelen öğrencimiz hakkında konuşmak istiyorum" kaşlarımı çattım ve dinlemeye başladım çünkü Kasım ayındaydık ve okul başlayalı nerdeyse üç ay olmuştu ve yeni öğrenci gelmesi tuhaftı Dumbledore "Mattheo Riddle kendisi şuanda Azkaban'da olan Bellatrix Lestrange'nın oğlu" dediğinde şok içinde Draco'ya döndüm oda en az benim kadar şaşkındı onun gibi bir kadının oğlu neden bu okula geliyordu ki hepimizi tehlikeye atıyorlardı "ben kendisine güvendiğim için onu bu okula uygun görüyorum" dedi Dumbledore sanki içimden geçenleri duymuş gibi Mattheo Riddle büyük salona girdiğinde bütün gözler ondaydı, kimsenin yüzüne bakmadan Slytherin masasına oturdu.
Gözlerim Pansy'nin gözleri ile buluştu Pansy gözleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyordu kaşlarımı çattım anlayamadığım için yanına gitmeye karar verdim ama herkes çok sessizdi ve kimse kıpırdamıyordu bile ayağa kalktığımda bir kaç kişi hariç bana bakan olmadı rahatça Pansy'nin yanına ilerledim ve oturdum "inanamıyorum!" diye fısıldadı ama yinede sesi yüksek çıkmıştı "babası kim? Dumbledore bu konu hakkında konuşmadı bir nedeni olmalı" Pansy omuz silkti "boşver sonuçta çok yakışıklı" gözlerimi devirdim "Pansy bu ciddi öğrenmek zorundayız"
"sence Dumbledore bunu sana söyler mi?"
"söylemez, bizde ondan öğreniriz" gözlerimle Mattheo'yu işaret ettim "ciddi misin onunla mı konuşacaksın?" başımı salladım.Mattheo Riddle'ın gelişinden tam iki saat geçmişti kimseyle konuşmuyordu bir ağacın altında öylece oturuyordu bahçede kimsenin olmadığını fark edince yanına ilerledim "Selam Riddle" başını kaldırdı boş gözlerle bana baktı "tanışalım ben Luna, Luna Snape"
cevap vermediği için yanına oturdum "hadi ama çok sıkıcısın"
"demek Profesör Snape'in kızısın" gülümsedim
"evet, peki sen kimin oğlusun?"
"Dumbledore'u duymadın mı?"
"duydum fakat babanın adını duyamadım sanırım"
"Tom" kaşlarımı kaldırdım
"ne?"
"babamın adı Tom" kaşlarımı çattım Tom Riddle adını ilk defa duyduğum için Pansy'ye sormaya karar verdim
"neyse sonra görüşürüz" hızlıca yanından ayrıldım ve Pansy'yi aramaya koyuldum.Hiç bir yerde bulamayınca Yatakhanesine geldim
"Pansy içerde misin?"
"evet" içerden Pansy boğuk sesi gelince içeri girdim "Tom Riddle kim?" Pansy kaşlarını çattı "Tom mu?"
"evet"
"bilmiyorum"
"onun kim olduğunu bulmak zorundayız" Pansy omuz silkti "neden?"
"Mattheo Riddle onun babası yani Bellatrix Lestrange'nın birlikte olduğu kişi"
"bizene Luna boşver" sinirle nefes verdim "öğrenicem"
"bu kadar merak ediyorsan Draco'ya sorabilirsin sonuçta-" Pansy'nin sözünün bitmesini beklemeden ayağa fırladım ve odadan çıktım Draco ile konuşmak çok doğruydu...Draco bahçede tek başınaydı bu güzel bir fırsattı hızlıca yanına ilerledim "Draco nasılsın?" beni görünce saçlarını düzeltti "iyiyim sen?"
"beni boşver çok önemli bir şey konuşmamız lazım" Draco kaşlarını çattı "ne konuşucaz?"
"Mattheo hakkında"
"onunla ilgileniyor musun?" Draco'nun yüzü düşmüştü "babasını merak ediyorum sadece"
"etme!"
"ne"
"sanane bundan Luna onunla neden ilgileniyorsun ki!" Draco sesini yükseltmeye başlayınca sinirlenmiştim
"bana bağırmaya hakkın yok!" Draco gözlerini devirdi omuz atarak yanımdan geçip gitti.Instagram: e4llwq
yeni hikaye hakkında ne düşünüyorsunuz?