Mattheo'nun süreli bu konuları açma sebebini merak etmiyor değilim, bunu öğrenene kadar peşini bırakmaya niyetim yok.
Odama geldiğimde etraf dağılmıştı oda arkadaşıma soran gözlerle baktım. "Ben geldiğimde böyleydi özellikle senin eşyaların dağılmış, dağıtan kişi sanırım seninle alakalı bir şeyler arıyordu" cevap veremedim yerde duran günlüğümü elime aldım sayfaları kontrol ederken bir kaç sayfanın yırtılmış olduğunu fark ettim
"günlüğümden bir şeyler yırtılmış... bu sayfalardan sadece Voldemort ve benimle alakalı olan kısımlar yırtılmış" Oda arkadaşım korkmuş gözlerle bana bakıyordu nerdeyse titriyordu. "Sakin ol ve bir şekilde buraları topla ben geliyorum"Yürürken bacaklarım titriyordu elimde günlüğümle çaresizce babamın odasına girdim "baba odama biri girmiş bir şeyler aramış büyük bir ihtimalle günlüğüm..." babam dikkattle beni dinliyordu
"ve aradığını bulmuş günlüğümden Voldemort'tan bahsedilen bütün sayfaları koparmış" Babam eliyle çenesini okşaruyordu bu onun düşünme hareketi gibi bir şeydi. Sonunda çenesini okşamayı bıraktı ve bana döndü. "Luna seni korumak zorundayız bu okuladaki herkesten sadece bana güvenmeni istiyorum" çaresizce başımı salladım "baba belki Dumbledore bana yardım edebilir" dedim nerdeyse fısıldayarak, Babam biraz düşündü ve sonunda "onunla konuşurum" dedi.Gece uyku tutmadığı için çaresizce yasak saatte bahçeye çıktım. Babam bunu duysa hiç iyi şeyler olmazdı ama kendimi iyi hissetmiyordum. Ormana doğru yürürken arkamdan ayak sesleri duydum ve olduğum yerde durdum ben durduğumda ayak sesleride benimle aynı anda durdu. Derin nefes aldım arkamı dönmek için cesaretimi zar zor topladım ve yavaşca başımı çevirdim. Arkamda kimsenin olmadığını görünce daha da korkmaya başladım çünkü ayak sesi duyduğuma hiç olmadığım kadar emindim gözlerimi kapattım ve sakin kalmaya çalıştım.
"Sürpriz!" Mattheo'nun sesiyle irkilerek arkamı döndüm. "Mattheo!" koluna sertçe vurdum "pisliksin!"
kıkırdadı "korktun mu?" sinirle ağacın altına oturdum ve nefret dolu gözlerle onu izlemeye başladım. O ise memnun bir yüz ifadesiyle yanıma oturdu "beni neden takip ediyordun?" diye sorduğumda Mattheo gülümsedi "sevgilimi korkuyorum"
"beni koruma! hatta sen benden uzak dur" Mattheo kaşlarını çattı ama hala gülümsüyordu "hadi ama bu kadar kızmış olamazsın özür dilerim"
"Mattheo ben ciddiyim benden uzak dur" bunu söylediğimde Mattheo artık gülümsemiyordu cevap vermeden gözlerini benden kaçırdı "beni gerçekten seviyor musun?" Mattheo derin nefes aldı "Luna sen benim için değerlisin ve senden uzak durmak beni üzüyor sürekli senin yanında olmak istiyorum, sana sarılmak, seni öpmek..." yutkundum Mattheo'nun söylediği her şey bende farklı şeyler hissettiriyordu "üzgünüm Mattheo" gözlerine baktığımda çaresizlik vardı ve bu benim canımı acıtıyordu neden bilmiyorum ama Mattheo'nun üzülmesi beni daha çok üzüyordu.Uzun bir sessizlikten sonra Mattheo başını omzuma koydu "bana güvenebilirsin" diye mırıldadı. İçten içe ona güvenmek istiyordum onunla gerçekten güzel bir ilişkimiz olabilirdi ve ben bunun önüne geçebilicek kadar güçlü değildim.
"Sana güveniyorum Mattheo," Mattheo yavaşca başını kaldırdı. ilk defa böyle hissediyorum; ilk defa içten içe onun dudaklarını öpmek, saçlarını okşamak istiyordum. Mattheo'nun gözleri dudaklarıma yöneldiğinde daha fazla dayanamadım ve nazikçe onu öpmeye başladım. Bu öyle bir andı ki hiç bitmesin istiyorum. Onun nazik öpücükleri sonsuza kadar sürsün istiyordum.
Mattheo yavaşca geri çekildi çaresizce dudaklarımın onun dudaklarından ayrılmasına izin verdim. Mattheo anlını anlımdan ayırmadı "Seni çok seviyorum Mattheo" diye fısıldadım oda "bende öyle" diye yanıt verdi.
Sabah gözlerimi açtığımda yatağımdaydım en son Mattheo'nun kucağında uyuya kalmıştım. Hızlıca yataktan kalktım ve hazırlandım aynada kendimi incelerken oda arkadaşımın kıkırdadığını duyunca ona döndüm "neden gülüyorsun?" yüzünde kocaman gülümsemeyle yanıma ilerledi "sen normalde bu kadar aynanın karşısında durmazdın ve bu kadar hazırlık yapmazdın acaba bunda Mattheo'nun bir katkısı olabilir mi?" Mattheo'nun adını duyunca istemsizce gülümsedim "o... bana çok iyi geliyor, onunla sevgili olduktan sonra kabuslarım azaldı hatta son bir kaç gündür hiç görmüyorum... o bana güvende hissettiriyor" Oda arkadaşım gülümsedi "sen Mattheo'ya aşıksın farkında mısın?" omuz silktim "ben aşka inanmıyorum bu sadece..." aklıma Mattheo ile olan öpüşmemiz geldi "bu sadece arkadaşca bir sevgi o kadar" her ne kadar aşık olsamda belli etmemekte kararlıydım.