0.5

95 8 0
                                    

Yeonjun :

Sabahın ilk ışıklarıyla uyandık. Yatakhanede uyanmamız için hoparlörden ziller çalınıyordu. Kalktığımız gibi bizi pratik odasına götürdüler. Günüm bu ana kadar herşeye rağmen güzel gidiyordu ta ki o pislik, şeytan suratlıyı göreseye kadar : Soobin

Zaten herşey onun yüzünden olmuştu, gereksiz ve kibirliydi. Yüzünden terler akarken yanındaki Hyunjin ve Jeongin ile yanımıza geldi. İkiside bana göz kırpıp konuşma yapan Soobin'in arkasına geçtiler. Ondan tırstığım doğruydu kim onunla yüz yüze gelse tırsardı bu konuda tek değildim ki bunlara alışık biri de değilim ben zaten. El bebek gül bebek yetiştirildim buradaki insanlar bana hayatımı sorgulatıyordu.

Herneyse yine çok boş olan konuşmasını bizlere yaptı, yaklaşık 50-60 kişiydik, iki hafta sonra ilk eleme başlayacakmış. Ben hala kendime güvenmiyordum. Gözüm Wooyoung'u aradı Changbinle çalışmaya başlamışlardı bile. Çevreme baktım bazıları hedef tahtasına ok atıyor, bazıları silahlarla ateş yapıyor, bazıları ise ringe çıkıp birbirleriyle boks yapıyorlardı. Bende kendime en güvendiğim yere gittim yani ok atmaya.

Oku aldım yavaşça yerleştirdim hedefe baktım ve... Iskaladım. Tekrar ok almaya yöneldiğimde yanım da birisini hissettim. Hyunjin gelmiş oku almış ve hedefe atmıştı. 10 dan vurmuştu. Yalan söylemicem ağzım açık kalmıştı okçuluğuma güvenmeme rağmen hedef tahtası çok uzaktaydı. Hyunjin açılan ağzımı eliyle alaycı bir şekilde kapadığı sırada Soobin'in bize baktığını farkettim ona döndüğümde arkasına dönmüş ve antrenmanına devam etmişti. Yine gereksiz sinirliydi.

"Yeonjun hahahahaha çok komik görünüyordun" Hyunjin garip şekillere bürünüp bana gülüyordu onu burda görmesem böyle bir mafya yerinde çalıştığını hayatta düşünmezdim. Sonunda gülmeyi bırakıp bana yardım etmeye başlamıştı. Onun adımlarını izledim hedefe baktım, nefesimi tuttum ve attım. 8 den vurmuştum. Hyunjin'in ki kadar iyi olmasa da beni memnun etmişti.

Minho yanımıza geldi Hyunjin'i çağırdı Hyunjin omzuma vurup bana gülümsedikten sonra birlikte odadan çıktılar. Galiba burası düşündüğüm kadar kötü değildi. Sadece Minhonun bakışları korkunçtu, Soobin'in yanında dura dura ona benzediği belliydi.

Öğleye kadar pratiklere devam ettim silahlarla ilgilendim, Changbinle antreman yaptım malesef ki yere serildim neyse burası çokta önemli değil (big boy vs yeonjun) Sonunda yemek yemeye sıra gelebilmişti herkes sıraya geçmiş yemek bekliyordu. Yemeğimi alıp Changbin Wooyoung San üçlüsüyle birlikte masaya geçtim.

Çok yorulmuştuk. Herkes açlıktan çıkmış gibi yemek yiyordu. Oturduk ve gereksiz sohbetimize yine başladık. Wooyoung'un ilk aşkı, Changbin'in askerliği gibi birbirinden bağımsız çok saçma konulardı. San ile onların anlattıklarına gülüyorduk. Wooyoung aşık olduğu kıza kendi yazdığı şiirini okumuş kız ise " ben seni abim gibi görüyordum şerefsiz" diyerek tokat atıp gitmiş.

"Kıza abisi gibi düşünmesini sağlayacak ne yaptınn"dedi San "Ya benn ne biliyim anlamasın diye kıza koçum, aslan parçası filan diyordum kızla birbirimizin enselerinden tutup kavga filan ediyoduk ama herşey kıza yakınlaşmak içindi yani bende seni samimi buluyorum çok komiksin deyince gaza gelip itiraf ettim"

"İyiki etmişsin bune lan böyle ense enseye kavga eden çift mi olur sizin birlikte olduğunuzu düşünemiyorum bile kardeşim Allah korusun insanlık soyu için yüksek bir risk olurdu" Wooyoung Changbin'in dediğine biraz alınsa da hemen eski haline dönmüştü.

Herkes yemekhaneden dağılırken bizde kalktık fark etmemiştim ama hava kararmıştı bile. Bize sabah verilen programa baktım, yine bizi antrenmanlar bekliyordu ama bu sefer bizden üst kademede olanlar bizi çalıştıracaktı. Zil yine çaldı, herkes pratik odasına giderken biranda yüksek bir patlama sesi geldi ve sirenler çalmaya başladı. Heryer sis olmuştu hiçbişeyi gözüm seçmezken Soobin'in yüzündeki kanı görmüştüm.

                   .....................................

100 okuma için teşekkürler <333

Mafia Boy || YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin