Yolculuk

19.1K 549 22
                                    

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde uzak diyarlarda bir kız doğmuş ailesinin hasretle beklediği gelsin diye günler saydığı daha haberini aldıklarında bile şenlikler düzenlediği güzeller güzeli kız . Hasret bitmiş kavuşmuşlar sonunda , gelişiyle hepsinin dünyasını aydınlatmış kız çocuğu bundandır ki ismini Meyra koymuşlar her daim parıldasın etraflarından ışık hiç eksik olmasın istemişler . Ve büyümüş Meyra  sevilerek hem de çok sevilerek , güvende , mutlu büyümüş . Hiç ayrılmamış ailesiyle hiç bırakmamışlar onu hep sevmişler mutlu sonsuz olmuş onların masalları.

                                ♾️

Meyra ben ailesinin bir tek ismini ve boynundaki güneş kolyesini verdiği ıssız ve soğuk bir gecede ölüme terk ettiği kızım kimsesiz ve istenmeyen 18 yaşıma girdim bugün ,yetimhaneden çıkarıldım.

Boş ve karanlık sokakta oturuyorum öylece ,  yurt müdiresi ailemin isim ve soyisimlerini söyledi bilmek istermişim belki . Birde adres tabi bulmak istersem diye . Söyleme dediysem de dinlemedi bu sefer normalde her söylemeye çalıştığında uzaklaşırdım , kaçardım. Bu sefer duymak istedim isimlerini kim olduklarını. Neden ? Korkuyorum , öyle korkuyorum ki karanlıkta tek kalmaktan beni karanlıkta ölüme terk eden insanlara sığınabilecek kadar çok hem de .

Oturduğum yerden kalkıp otogora gitmek için çağırdığım taksiye bindim . Matematiğim iyi olduğu için yaklaşık 8 aydır özel ders veriyordum o yüzden birikmiş param vardı . Bir süre idare ederdi beni . O zaman niye gidiyorsun yanlarına madem paran var ? İç sesimi duymamaya çalıştım buna verebilecek cevap bende yoktu.

Taksi ücretini ödeyip otogora girdim . Diyarbakır'a gidiş ve dönüş 2 bilet aldım dönüş bileti 3 gün sonraydı 3 gün napacaksın orada bilmiyorum belki karşılarına bile çıkmayacağım uzaktan bakıcam , belki gidip hesap sorucam  ya da sadece diyarbakırı gezip dönücem o kadar  dahası yok .

Otobüs saatinin gelmesiyle yerimden kalkıp otobüse geçtim zaten sadece sırt çantam vardı yanımda o da çok dolu değildi ,  işte bu kadar küçük bir çantaya sığmıştı benim 18 yıllık hayatım .

Kulaklarımı takıp kafamı arkaya yasladım. Dışarısı karanlıktı zifiri karanlık hiçbir şey görünmüyordu karanlıktan tekrar yansımamı görüyordum. Siyah saçlar koyu kahve gözler uykusuzluktan çöken göz altları solmuş bir ten bugün yüzüme hiç bakmamıştım . Toparlanacaktım yeniden .

Güneşin yüzüme vurmasıyla gözlerimi yavaşça açıp etrafa baktım . Gelmek üzereydik sabahın erken saatleriydi umarım pansiyon bulabilirim .

Otobüsten inip taksiye binmiştim ve merkezde bir pansiyona kayıt yaptırıp odaya geçmiştim. Yatağa uzandım düşünmemeye çalıştım napacaksam uyanınca karar verecektim . Hayır uyuyamıyordum işte kalkıp duşa girdim oda pek temiz sayılmazdı zaten bende pek temiz değildim . Duşumu alıp yeni aldığım elbisemi giydim . Beyaz ve üstünde mini mini çiçekler olan dizimin biraz üstünde ve bana oldukça tezat olan elbisemi, saçımı tarayıp yüzüme hafif makyaj yaptım ruj sürdüm pembe ruj sonra aynadaki herşeye rağmen heyecanlı kız çocuğuyla göz göze geldim . Duraksadım, ruju sildim elimin tersiyle saçlarımı topladım . Elbise onu da çıkarmalı mıydım ama başka yeni kıyafetim yoktu diğerleri eskiydi bana acımalarını istemiyordum. Ayakkabılarımı giydim eskimişti biraz ama ayakkabı da alamazdım.

Dışarı çıkıp elimde sıkı sıkıya tuttuğum adresi okudum yine buraya yarım saat uzaklıktaydı yani yürüyerek gidemezdim ama taksiyede binemezdim zaten 2 gündür yeterince para bayılmıştım taksilere burda tekrar  İstanbul'a döndüğümde tek başıma olacaktım ve hayatta kalmak için paramın olması lazımdı buraya ne kadar onlara sığınma düşüncesiyle yola çıksam da yaklaştıkça bunun mümkün olmadığını kabullenmiş- tim . Yapamazdım artık ama içimde arsız meraklı kızı susturamamış ve onları uzaktan da olsa görmek istemiştim bu yüzden isimlerini hiç arastırmamıştım kanlı canlı görmek istiyordum . Nedenini ben de bilmiyorum.

Minibüslerin olduğu yere gelince üstlerini okumaya başladım .

" Nereye gideceksin kızım " arkamdan gelen sesle sıçrayıp arkama döndüm . Yaşlı bir teyze merakla bana bakıyordu

" Karaman konağına gidecektim ben ama hangisine bineceğim bilmiyorum" teyze gülümseyip yanıma geldi ve koluma girdi

" Gel kızım bende oraya yakın bir yere gidiyorum aynı dolmuşa binecekmişiz" demesiyle bende tebessüm ettim . Kolumdan çekiştirerek dediği dolmuşa binmiş ve oturmuştuk değişik birisiydi.

" Anlat bakalım ne yapacaksın Karamanların konağında" kolundan çıkıp ona doğru döndüm .

"Orada çalışanlardan birisi eski bir arkadaşım ona bakıp çıkıcam " Buda benim gurur duymadığım ama oldukça işime yarayan nadide özelliklerimden birisiydi çok kolay yalan söylerdim ben yetimhanede dayak yememek için mecburen söylediğim küçük yalanlarım alışkanlık haline gelmişti.

" İyi bakalım kızım ben 10 dk sonra inicem sende buğday tarlalarını geçtikten sonra in biraz ilerleyince görürsün zaten konağı"

"Teşekkür ederim yardımlarınız için"

"Ne demek kızım" deyip gülümsedi ve 10 dk sonra indi buğday tarlalarına yaklaşmıştık görünüyordu kalbim hızlandı avuç içlerim terlemeye başladı nefes alış verişlerim hızlandı . Minibüsten erken indim inmeseydim o kalabalıkta daha da kötüleşecektim. Panik atağım vardı ama daha başlangıç seviyesindeydi o yüzden durumu kendim idare edebiliyordum . Yavaş adımlarla yürümeye başladım . Hafif bir rüzgar vardı.  Buğdayları okşayıp yoluna devam ediyordu. Hafif bir vals müziği geliyordu kulaklarıma adeta buğdaylar da bu müziğe yakışır danslarını sergiliyorlardı korkusuzca istemsizce tarlaya adımladım yavaşca buğdaylara değdirdim parmak uçlarımı o anda köpek sesi geldi şiddetli bir şekilde havlayan köpek sesi olduğum yerde dondum ne hareket edebildim ne de bağırabildim oldum olası korkardım .

Köpek sesi yaklaştı yaklaştı bacaklarımda sürtünme hissettim yanımdaydı dibimdeydi tüm kanın vücudumdan çekildiğini hissediyordum. Birisi yardıma gelsin lütfen Allah'ım .

Daha fazla gözlerimi kapalı tutamayıp açtım ve yavaşça aşağıya baktım köpek ayaklarımın ucuna yatmış küçük renkli ayıcıkla oynuyordu . Benim ayıcığımla kol çantamın kenarında ki yere koymuştum ama düşmüş olmalıydı ilk ve tek oyuncağımdı o yüzden her zaman yanımda taşırdım onu şans getirdiğine inanırdım böyle garip inanışlarım vardı .

Geriye adımladım yavaşça köpek kafasını bana doğru çevirdi öyle korkuyordum ki her an düşüp bayılabilirdim . Ama o ayıcığı almalıydım derin derin nefes alıp verdim gözlerimi kapatıp açtım ve yavaşça eğildim elimi uzattım önce köpeğen dokundum öyle korkakça dokunuyordum ki korktuğum birşey olmadı okşadım ben sevdikçe o daha da yaklaştı sırnaştı .

Korkularımı böyle kısa sürede yenerdim ben çünkü yenmem için uğraşacak kimse olmamıştı .

Ayıcığı alıp çantama koydum ve köpeği bir kez daha okşayıp ayağa kalktım ve yürümeye başladım o da beni takip etmeye başladı ,etsindi garip bir şekilde güvende hissettirmişti.

Buğday tarlaları bitti büyük bir konak göründü benim adımlarım iyice yavaşladı 5 dakikada gidilecek yolu 20 dakikada ulaşmıştım kapısına geldim. 2 koruma vardı .

" Merahaba ben Karaman konağına bakmıştım burası mı acaba"

"Burası neden bakmıştınız?"

"B-ben şey yani birine birine bakacaktım o yüzden gelmiştim."

"Kime bakmıştınız?" Garip garip bakmaya başlamıştı bana ,doğru düzgün cümle bile kuramamıştım şimdi nasıl gidip onlara hesap soracaktım ki buradan derhal gitmem lazımdı.

" Kimseye ben yanlış geldim sanırım iyi günler " deyip cevap vermelerine fırsat vermeden uzaklaşmak istedim ama beklemediğim bir şey oldu arkamı döndüğümde kapının açılma sesi geldi bir sürü insan sesi geldi bir yere gideceklerdi sanırım hepsi dışarıya çıkıyordu. Ama adımlarımı durduran duyduğum isimdi

"Agah bey bir kız gelip burda birisine baktığını söyledi hatta şuradaki uzaklaşmamış hala "

Ne ilerleyebiliyordum ne de cesaretimi toplayıp arkama dönebiliyordum . Çivilenmiş gibi kalakalmıştım.


.

.

.

Buraya biraz stresimi alsın ve rahatlatsın diye yazıyorum sınav senesi malum ama yazmak gerçekten rahatlatıyor . Umarım beğenirsiniz .

MEYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin